Türkiye, NATO'yu istemiyor mu?

11 Mayıs 2011 14:11 tsi
Son araştırmalara göre Türk halkının ABD, NATO ve Avrupa Birliği’ne desteğinin azaldığını göstermesi, Batı dünyasında bakın nasıl yankı buldu...

Türkiye’nin Doğu’ya doğru eksen kayması yaşayıp yaşamadığıyla ilgili can sıkıcı tartışma konusunda yapılan yeni bir çalışma, eksen kayması olsa bile, bunun, yükselen İslamcılıktan daha çok eski model milliyetçilikle ilgili olabileceğini öne sürüyor.
 
İstanbul Bahçeşehir Üniversitesindeki Betam Araştırma Merkezi, Alman Marshall Fonu tarafından her yıl yapılan ve çok ulusluluk eğilimlerini inceleyen yedi yıllık verileri analiz ediyor. En enteresan sonuç, oy tercihlerine bakıldığında Kuzey Atlantik İttifakı Antlaşması’na (NATO) karşı en az fikir değişikliği gösteren grubun, Türkiye’nin İslam eğilimli hükûmetini yöneten Adalet ve Kalkınma Partisinin (AK Parti) seçmenleri olduğu görülüyor.
 
2004 yılında NATO üyeliğinin Türkiye’nin güvenliği için zaruri olup olmadığı sorulduğunda, Milliyetçi Hareket Partisine oy veren seçmenlerin yüzde 24'lük kısmı "Hayır" derken, AK Parti seçmenlerinin ise yüzde 32'si "Hayır" cevabını verdi. Aynı soru 2010 yılında sorulduğunda, MHP seçmenlerinin yüzde 72'si, AK Parti seçmenlerinin ise yüzde 52'si "Hayır" cevabı verdi.
 
Bu sonuçlar, iktidardaki AK Partiyi ülkeyi yabancılara ve özellikle de ABD çıkarları uğruna satmakla uzun zamandır suçlayan birçok milliyetçi lideri izleyen Türklerden daha çok yabancıları şaşırtacak nitelikte.
 
Seçmenlerin tercihlerini etkileyen milliyetçiliğin güçlenen rolü, aynı zamanda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yaklaşan 12 Haziran seçimleri öncesinde sertleşen söylemlerini de açıklıyor. Erdoğan da Türk milliyetçileri sinirlendiren bir mesele olan Kürtlerin siyasi ve kültürel özerklik talepleri konusunda oldukça sertleşti. Geçen ay özellikle Batı'nın Libya’ya askerî müdahalesi karşısında sert bir tutum benimsemesi, Erdoğan'ı NATO'daki kilit müttefikleriyle ayrı düşürdü.
 
Transatlantik Eğilim Araştırmalarının, Türklerin ABD, NATO ve Avrupa Birliği’ne desteğinin azaldığını göstermesi, uzun zamandır Türkiye’nin Batı'yla ilişkilerine kendini adamış herkes için can sıkıcı bir durum oluşturuyor.
 
Betam raporu özellikle NATO’ya odaklanıyor. 2004 yılında NATO’yu destekleyen Türklerin oranı yüzde 67 iken, geçen sene bu oran yüzde 41'e indi. Türkler yaraya tuz basarak, Erdoğan’ın Libya'daki Batı koalisyonunu itham ettiği bir konu olan petrol kaynaklarını güvence altına almanın da aralarında bulunduğu, yabancı ülkelere askerî müdahaleye en sıcak bakan ülkeler arasında yer alıyor.
 
Fakat anket verilerine göre, Türkler araştırmaya katılan 12 ülke arasında, NATO’nun varolma nedeni olan NATO'ya üye saldırı altındaki bir üye ülkeye yardım gönderilmesi konusunda en az istekli ülkeler arasında.
 
Türkiye’nin Batılı kurumlara karşı soğuyan tavrını açıklayabilecek etkenlerin “listesi” uzun. ABD’nin Irak’ı işgaline muhalefet ve Fransız Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy gibi liderlerin Türkiye’nin AB’ye ait olmadığını söylemesi bu listenin en üst sıralarına konabilir. Fakat uzun zamandır, özellikle laik Türkler ve birçok Amerikan Senato üyesi arasında, Türkiye’nin Doğu’ya dönüşünün nedeninin ülkenin hükûmetinin İslamcı rengi olduğu yönünde şüpheler var.
 
Bu iddiayı kanıtlamak zor değil. Türk hükûmeti sert bir şekilde eski müttefiki İsrail aleyhine dönerken, son yıllardaki faaliyetleri ve söylemleri uzun soluklu Batılı müttefiklerinden ziyade diğer Müslüman komşularla ilişkiler kurmaya odaklanmış gibi görünüyor.
 
Hükûmet, uzun süredir ters duran bir ekseni düzelttiğini iddia ederken Batı'yı da İslamcı bir ideolojiyle reddetmediğini söylüyor. Betam çalışması, hükûmetin iddiasını doğrular gibi görünmesine rağmen, tartışmayı yumuşatacağa benzemiyor. Çalışma, katılımcıların, liderlerinin söylediklerinden etkilenmiş olabileceği yönünde uyarıyor. Betam’a göre AK Parti liderlerinin, Batı’ya sırtlarını dönmediklerini ve NATO’yu önemsediklerini söylemeye çaba harcamaları sonuçları etkilemiş olabilir

The Wall Street Journal

Bu haber 1,129 defa okundu.