En Sıcak Konular

Seçime kadar alarm zilleri niye çalıyor?

6 Mayıs 2011 18:13 tsi
Seçime kadar alarm zilleri niye çalıyor?

İçerde/dışarda birilerinin Kürtler üzerinden kurgulanacak bazı oyunlara yöneldiğini düşünmeye yetecek yeteri kadar işaret var!

Avni Özgürel / Radikal

Alarm zilleri çalıyor

Türkiye’nin kazasız belasız 12 Haziran’a ulaşması ve bilinen sıkıntılar dışında görece olaysız bir seçim yaşaması şart. Şart diyorum, zira açık söylemek gerekirse içerde/dışarda birilerinin Kürtler üzerinden kurgulanacak bazı oyunlara yöneldiğini düşünmeye yetecek yeteri kadar işaret var!
Yapışık ikizler misali, varlığını ve gücünü düşmanına borçlu yapının, Kürt çevrelerine hâkim olan uzlaşma, barış söylemlerinden rahatsız olduğu sır değil... Silahın masadan kalkmasının birçok şeyin sonunu getireceği, derin refleksin yeniden kurgulanamayacak şekilde çözüleceği de. O nedenle özellikle bu seçim sürecinde provokasyonlara dikkat etmek gerektiğini yazdım.

YSK’nın yaptığı
Bu konuda hiçbir konuda olmadığı kadar evhamlı olmak gerek. Yüksek Seçim Kurulu üyelerinin BDP’lilerin bağımsız adaylık başvurularını geçersiz sayarken neye çanak tuttuklarının farkında olmadıklarını düşünmenin hayli iyimserlik olacağından tutun, bir sebeple seçimin ertelenmesi ihtimalinin hesaplandığını düşündürecek şekilde oy pusulası basım ihalesinin şu ana kadar yapılmamış olmasından huylandığımı söyleyecek kadar sürdürebilirim evhamımı.
Türkiye tablosunu neyin altüst edebileceğini söylemek için artık uzman, allame olmaya gerek yok. PKK damgasını taşıyacak her eylem, boyutu oranında belirleyici olacak. Başbakan’ın koruma konvoyuna saldırı, Erdoğan’ın olay yerinde olmadığına bakılarak göz ardı edilemez. Saldırı bir grup teröristin sadece mesaj verme amacıyla da izah edilemez. Konvoyda Başbakanlık otobüsü ve hizmet araçları bulunduğuna göre pekâlâ Erdoğan da olabilirdi.
Siyasi liderlerin hepsi için aynı durum söz konusu. Kılıçdaroğlu’nun, Bahçeli’nin ya da diğer liderlerin benzer nitelikte saldırıya maruz kaldıkları takdirde neler olabileceğini tahmin edebilir misiniz?
Konvoya saldırının, güvenlik güçlerinin elinde bölgeye dönük ciddi ve detaylı istihbarat bilgisinin olduğu ortamda; yani adeta göstere göstere gerçekleştiği anlaşılıyor.
Başımıza gelenlerden korkmadığımız için bütün korktuklarımız başımıza geliyor. Tecrübemizin, bize bu tür hadiselerin faillerinin mensubiyetlerine, kimlikleri veya kartvizitlerine aldanmamak gerektiğini öğretmiş olması gerek. Yüzlerce olayda perdenin arkasında devletle şöyle veya böyle irtibatlı, bu nedenle örtülü derin bir yapının olduğu artık biliniyor.

Talipli çok
Mehmet Ali Ağca, Yener Yermez, İrfan Çağırıcı, Ogün Samast, Zirve Yayınevi cinayeti failleri... Ve bu listeye eklenmeye hazır/talip çok sayıda genç. Kurgulayanların gözünde benimsedikleri ideolojik saiklerin asla önem ifade etmediği, onları gerçekleştirecekleri eylemin doğuracağı neticeyle önemseyen alacakaranlık kuşağı sakinlerinin vatansever kesilip “Demokratikleşme sürecinde işimiz bitti” diyerek kepenk indireceklerini düşünmek zor. Aksine, bunların Kürtlere serenat yaptıkları haberleri geliyor.
“Tunus’ta, Mısır’da, Suriye’de halk bastırınca nasıl istediğini aldı. Türkiye için de şimdi bastırmanın tam zamanı. Bastırın... Bugüne kadar gönül rızasıyla bir şey yapmayan TC’nin bundan sonra yapacağına inanmak aptallık. Şimdiye kadar bütün kazanımlar halkın gücü, silahlı direniş sayesinde elde edildi. Sistem yıkılmak üzere. Son bir vuruş gerek. Uluslararası kamuoyu, Avrupa, hatta Amerika desteklemek için işaret bekliyor. Seçim, yeni anayasa, demokratik çözüm lafları palavra. Tayyip’in yalanlarına inanmayın. AKP’nin size hiçbir şey vermeye niyeti yok. Apo canının, BDP’liler parlamentoculuk oynamanın derdinde. Vakit bu vakittir...”
Bu ya da benzer lafları yıllar yılı karşı safta gördüğü insandan “Sizin sıkıntınız ne ki, TC esas bize kazık attı, bizi sattı” girizgâhıyla duyan Kürt’ün kafası karışmaz da ne olur? Cumhurbaşkanı Gül’ün “İyi şeyler olacak” sözüyle çıktığımız yolda yaşanan arızalara rağmen ümidimizi korumaya çalışıyoruz çalışmasına ama alarm zillerini de duyuyoruz. Sadece biz değil, başkaları da duyuyor zaten. Aysel Tuğluk’a “Söylemeye dilim varmıyor ama kötü şeyler olacak. Bunu bir his olarak dillendirmek durumundayım. Herkes bilmeli ki, ağır ağır değil, hızlı şekilde sıfır noktasına doğru gidiyoruz” dedirten sebep neyse benim işaret ettiğim de o.

 

 



Bu haber 1,302 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,271 µs