430 kabul: Bu neyin mutabakatı?

0 0 0000 00:00 tsi
Cumhurbaşkanlığı için 367 milletvekili toplayamayan TBMM, bir başka ‘teknik’ kanun için 443 buldu! 430’u ‘evet’ dedi. Konu basit görünse de çokça karanlık dehlizi bulunuyor. Çünkü bu karar DTP’yi ‘ovadan uzaklaştı

Bağımsız adayların, 22 Temmuz'daki genel seçimde birleşik oy pusulasında yer almasını düzenleyen Anayasa değişikliği teklifinin tümü, 12 ret oyuna karşılık, 430 oyla kabul edildi.

Bu oydaşma neredeyse bir tek siyasi partiyi ilgilendiriyor. O da, danha dün tüm milletvekili adaylarını bağımsız olarak TBMM’ye gönderme kararı alan Demokratik Türkiye Partisi DTP’yi.

Öyle ki bağımsız adayların birleşik oy pusulasında yer almayacakları gibi bir durumun ortaya çıkması, Türkiye’ye has seçim sisteminde bağımsız adaylar ve güçlü oldukları bölgeler açısından yüzden 10’luk standart barajdan muaf tutulması, seçmenlerinin de ayrı ve net bir pusula ile sandığa ercinlerini gönderecek olması anlamına geliyordu.

Pusula şaştı!..

Şimdi de yüzde 10’luk baraj yok ama bağımsız adayların birleşik pusulada bulacakları tıklım tıkış yer, güneydoğu’daki seçmen kitlesine güvenen DTP açısından ciddi bir handikap.

TBMM’den kısa süre önce geçen yeni uygulamadan şimdi daha çok fayda görme ihtimali bulunan partiler ise öncelikle AKP ve biraz da DYP. Zira DTP ile birlikte bu illerde seçmen zemini bulunan en büyük parti AKP. DYP de nispi bir oy poansiyeline sahip.

Birçok uzmana göre, DTP’nin serbest oy pusulası ile seçime girecek olması, 30-35 milletvekili anlamına geliyordu ve dahası bu durum seçim sistemi yüzünden AKP’ye daha pahalıya belki 40-45 milletvekiline mâl olacaktı.

Politik mektup…

Tabii bu işin seçimlere yönelik ‘teknik’ tarafı. Ancak işin bir de siyaset yönü bulunuyor. Bu halde DTP’nin Meclis’e girememesi ya da çok daha az sandalye bulması olasılığı, TBMM’deki hemen tüm partilerin de bu işte “mutabık” görünmeleri, daha önce yine TBMM’de yaşanmış bazı sıkıntıların, üstelik bu sefer daha güçlü biçimde gündeme gelmesinden hoşlanmayacakları anlamına geliyor.

Daha açık ifadeyle şu anki TBMM bir anlamıyla DTP’yi yeniden Meclis’te görmek istemediğini imâ etmiş bulunuyor. DYP gibi ‘dağdan insinler, ovada politika yapsınlar” minvalli ve bol tepki toplamış açılımlar da bu bağlamda yara almış sayılabilir.

Batı’dan beklenen?..

Dış dünya açısından ise bu hareket çok muhtemelen ve alışıldık biçimde “demokrasiye vuralan darbe” olarak olarak tanımlanacak. Zaten oylamadan sonraki kısa dakikalar içinde durumu  "flaş" haber olarak duyuran Asssociated Press haber ajansının, "düzenlemenin seçime Kürt eğilimli partilerden girecek bağımsız adayların durumunu zorlaştıracağı" hızlı yorumu bunun ilk işaret fişeği sayılabilir.

Aslında Batı’nın bu konudaki konumunu iyi gözlemlemek gerekiyor. Çünkü özellikle Avrupa ülkeleri içinde DTP’nin TBMM’de temsilini isteyen ve destekleyen çok. Konu Kuzey Irak’la birleştiğinde (!) işin rengi garip bir hâl alabilir. Yani buraya mîm gerekiyor. Bu yüzden ABD’nin de olası açılımları ve söylemlerine de dikkat lazım.

Karar ne yazar?

Peki bu iyi mi? Ne yazık ki bu sorunun tek yanıtı yok. Kaldı ki DTP’nin bu yüzden parlamentoya milletvekili gönderemeyeceği düşünülmemeli. Meseleye “esnek” bakanlar açısından DTP’nin Meclis’e girmesi bir normalleşme sürecinin başlangıcı sayılabilir.

Daha katılar açısındansa bu durum yeni tartışmaların ve büyük gerginliklerin işareti olabilir. Örneğin seçilen DTP’li vekiller daha ilk gün, yemin töreninde yine Kürtçe and içmeye kalkarlarsa?

Veya tam tersine ama yine kimilerine göre çok daha tehlikeli biçimde, meselâ DYP’nin de içinde bulunacağı olası bir koalisyona katılırsa? Ya da hiçbir şey olmasa, MHP ile birlikte oturacakları Genel Kurul’da huzursuzluk çıkarsa?

Her iki bakıştan hangisinin olacağına ilişkin şimdiden kesin kestirmeler yapmak doğru değil. Kestirilebilecek olan ‘pusula’nın yeni politik gelişmelere yön gösterdiği. 

Bu haber 305 defa okundu.