iyibilgi analiz" /> iyibilgi analiz"/>

En Sıcak Konular

Janjanlı naylon tasavvufçulara dikkat!

0 0 0000 00:00 tsi
Janjanlı naylon tasavvufçulara dikkat! O bir doktor... O bir astrolog... O bir ayurveda uzmanı... O bir akupunkturcu... O bir Ender Saraç... Saraç kitabında dik durmuyor. Zigzaglarla adeta baş döndürüyor. iyibilgi analiz

Rönesans’ın ardından toplumdan uzaklaştırılan vahye dayalı dinlerin yerini materyalist yaşam biçimi almaya başladı. Bu düzenin yarattığı boşlukla çıkış yolları arayan insanoğlu, insanın adeta tanrılaştırıldığı mistik öğretilere merak saldı. Bu öğretilerde kul olmak yok, boyun eğmek de. İnsan, içindeki kaderi yönlendirme gücünü ortaya koyuyor. Vahye dayalı dinler ise, bu öğretilerde "malzeme" olarak kullanılıyor...

Budizm ve Hinduizm gibi inanışlar merkezinde yayılan insanın içinde bulunduğuna inandırılan "sözde tanrı potansiyeli", insanı sınırlamadığı, terbiye etmediği ve ona kulluk sıfatı vermediği için egonun hoşuna gidiyor. Bu hareketler yeni dünya gücü Uzakdoğu’nun, dünyayı küçük bir köy haline getirmek ve bunun vahye dayanan dinleri etkisiz hale getirmek isteyen küresel güçlerin de desteği ile dalga dalga yayılıyor. Masonluk gibi ibadet kültürünün yerini sosyal organizasyonların aldığı inanışlar da boşluklarını doldurmak amacıyla küresel dünya inanışlarına kucak açıyor.

Vahye dayalı dinlerin oluşturamadığı yeni insan tipini oluşturmayı hedefleyen, bu inanışlar, var olan dinleri reddetme yoluna gitmiyor ve kendilerini dinler üstü bir oluşum olarak tanıtıyor. Bu taktikle insanları dinlerinden hızla uzaklaştırıyor. Araştırmacı yazar Ali Ünal bu oluşumları şu şekilde açımlıyor:

"Onlara göre ve gerçekte de, küreselleşmenin ortaya çıkarmaya çalıştığı yeni dünya dini, bütün inanışları karıştırıp, güya tek ve büyük bir bileşim meydana getirme gayreti içinde olup, buna en müsait gördükleri Budizm ve Hinduizm gibi inançlara önem ve öncelik vermektedir. Son dönemde, Maharişî hareketin 40 bakanlı bir 'dünya devleti' kurup, dünya çapında örgütlenmesinde, yine aynı gerçekler söz konusudur."


Astrolog, ayurvedacı doktor Ender Saraç'ın yazdığı "Ruhsal Gelişim ve Kader" isimli kitap tam anlamıyla Ünal'ın "karma din" tespitine hizmet ediyor. Kitap, sunduğu bilgi karmaşası- kirliliği içinde okuyucuyu o inanıştan bu inanışa sürüklerken mesajları göndermeyi ihmal etmiyor.

Hedef saptırma oyunu oldukça başarılı

Kitabın amacı ruhu yükseltmek, ruhtaki güç potansiyelini ortaya çıkarmak. İnsanın çeşitli bilinç seviyeleri olduğunu söyleyen yazar, aşina olduğumuz uyku ve uyanıklık bilincini anlatıyor. Sondan bir önceki bilinç ise "Peygamberlik bilinci". Kabul' Fakat o da ne! Birden yazar Tanrısal bilinçten bahsetmeye başlıyor. Peygamberlerin de erişemediği bilince kim erişebilir? Ender Saraç bu bilince örnek olarak da "Ene-l Hakk"ı örnek gösteriyor! Özellikle kültürümüze tanıdık bir örnek seçiyor! Herşeyin Allah tarafından yaratıldığını sonuna kadar kavrayan Hallac-ı Mansur'un kendisinin de Allah tarafından yaratıldığını ve Allah'ın bir eseri olduğunu anlatmak için kullandığı bu cümle Saraç'ta farklı bir yorum buluyor. Saraç, "yuvarlak cümlelerle" insanın peygamberlerden bile üstün olduğu bu konumda herşeyi bilen, herşeyi deneyimlemiş, her şeye  muktedir hale dönüşüyor. Saraç'ın bu mesajı ileriki sayfalarda daha da somutlaşıyor:

Tanrı bedene bürünmüş, Sai Baba olmuş!

"Avatarlık Tanrısallığın bedenselleşmiş halini ifade eder. Doğu mistizminde kötülük arttığında ve doğruluk tükenme korkusuyla karşı karşıya kaldığında, Yüce Tanrının devirden devire bedenlendiği belirtilir. Avatar'ın amaçları zamanın ihtiyaçlarına göre seçilmiştir. Bu bağlamda da içinde bulunduğumuz çöküş devri olan "kali yuga" yani karanlık çağdır. 23 Mayıs 1940'da 14 yaşındayken tarihi açıklamasını yapmıştır. "Ben Sai Babayım. İnananlar beni bekliyor. Görevim geçici bir ikamet yeri olan bu dünyada insanları doğru davranış (dharma) yoluna sokmaktır. " diyerek avatarlığını ilan etmiştir.

Bir ileri bir geri, birilerinin elinde ipleri

Evet, gazetelerde "Allah'ın 99 ismini öneriyor" haberleriyle tanıtılan bu kitapta, 14 yaşında kendini Tanrı ilan eden Sai Baba'nın propagandası yapılıyor. Yazarın başta da söylediğimiz gibi çok ilginç bir tekniği var. Bir adım ileri, bir adım geri atıyor. Saraç'a göre "Tanrının bedene bürünmüş hali" olan Sai Baba, bütün dinleri kutsuyor. Bırakın diyor, "Farklı inançlar yaşasın gelişsin. Herkes kendi dininin kurucularının kurallarına göre yaşarsa dünya mutluluk dolacaktır."

"Hiçbirimiz insan değiliz, maalesef"

Saraç, meditasyon, reiki propagandası yaptıktan sonra, cümle sonlarında dini ritüeller de ruhsal bilinci geliştirir demeyi ihmal etmiyor. Ne de olsa Müslümanlara hitap eden bir kitap yapıyor. "Ağza bir parmak bal çalmadan olmaz". Sevgili yazarımız evrimcileri de unutmuyor mavi boncuk dağıtırken. "Hiçbirimiz insan olmadık henüz" diyen Dr. Saraç, "İnsan olma yolunda ilerlemeye çalışan prototipleriz. Evrimleşmeyle beraber insanın fizyolojisi ve fiziki yapısı da oldukça gelişecek. daha az kıllı, daha gelişmiş ve daha yetenekli eller, daha gelişmiş iri bir beyin ve kafatası gibi çeşitli özellikler görülebilecektir. " diyor ve derin bir maalesef çekiyor. Bu önermeleri tersine çevirdiğimizde bir maymunla karşılaşmamak imkansız:

* İnsanoğlu daha önce, kıllarla kaplıydı.
* Kafatası çok daha küçüktü.

İnsanın maymundan geldiğini ima etmeyi unutmayan Saraç, astroloji meraklılarına da bir güzellik yapıyor. Astroloji kaderiniz hakkında size bilgiler verir. Bu nedenle astrologlardan yardım alın! bilgisini paylaşan yazar, beklediğimiz geri adımı da hemen atıyor: Çok para isteyenlere kanmayın!

Dr. Ender Saraç, uzak doğudaki bilinç geliştirme tekniklerinin İslamiyet’te de olduğunu keşfetmiş! Namazı çakraları açan bir dini ritüel olarak ele alan, Saraç, ruhunu geliştirmek için  "İster meditasyon, ister yoga, ister reiki yap. Ya da bir dinin ritüellerini de yerine getir" diyor. Kuran- Kerim'in en son kutsal kitap olduğunun altını çizen Saraç, bunun yanında okuyuculara ilk kutsal metinlerin "Vedalar" olduğunu anlatmayı da ihmal etmiyor! Bu sıralamaya göre Saraç'ın ilahi dinleri de Hinduizm, Budizm ve Şamanizm'den başlıyor. Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslamiyet ile sonlanıyor!

Doktorumuz, kitabında yeni keşfettiği Allah'ın 99 ismini okuyucularla paylaşmadan önce, meditasyon sırasında söylenen sözcüklerin etkisini "ballandıra ballandıra" anlatıyor. Sonrasında Kabala'daki Tanrının 72 ismini okuyucuya tanıtıyor. Allah'ın 99 ismini okuyucuyla paylaştıktan sonra bu isimlerin astrolojik haritasını da çıkararak kafaları iyice bulandırıyor. Saraç'ın arınma reçeteleri arasında herhangi bir dinin kutsal gününde oruç tutmak da bulunuyor! Tarih hangisine uygunsa.....

www.iyibilgi.com




Bu haber 3,977 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,813 µs