En Sıcak Konular

'Derin Konsey' sahneye çıktı

19 Nisan 2011 13:07 tsi
'Derin Konsey' sahneye çıktı Taha Kıvanç uyardı: "Konsey gözünü seçim sonrasında siyaset alanını yeniden dizayn etmeye dikmiş görünüyor"

Yargıda görülmekte olan önemli davaları sonuçlandırmak için gizli bir 'Konsey' kurulmuş; avukatlar, yargıçlar ve üst düzey bürokratlardan oluşan Konsey mahkemelerde istenen sonucun alınmasını sağlıyormuş... Tabii yüklü paralar mukabilinde... Haberi veren Sabah gazetesi, "Büyük davalarda yargılanan sanıkları milyon dolarlık rüşvetler karşılığında beraat ettiriyordu" diyor Konsey için...

Konsey'e bak, Konsey'e...

Alman filozof Nietzsche "Bir şeyin 'mantıksız' olması o şeyin varolmadığı anlamına gelmez, sadece olanın durumunu anlatır" demiş... Bu sözü hatırlamamın sebebi, bu tür işleri görmek için 'Konsey' tarzı bir yapılanmaya başvurmanın ilk bakışta 'anlamsız' ve 'mantıksız' gelmesi... Ancak ben de Nietzsche gibi düşünüyorum; ne kadar mantıksız görünürse görünsün, 'Konsey' türü yapılanmalar bizim ülkemizin bir gerçeği...

Böyle düşünmeseydim, Anavatan Partisi ve DYP gibi tarihe karışmış iki partinin isimleri kadar izleri de kaybolmuş kadük şahsiyetlerinin CHP listelerinden milletvekili yapılmak istenmesini nasıl açıklayabilirdim? Partisinin isminin 'yeni CHP' olduğunu zihinlerimize kazımak isteyen Kemal Kılıçdaroğlu, kendisinin politikaya atıldığı tarihten çok önce miadlarını doldurmuş tarihi şahsiyetleri nereden tanıyor olabilir?

Taraf'ta okuduğuma göre CHP'ye o isimleri bir 'Konsey' telkin etmiş... Mehmet Baransu 'Konsey' demiyor da başka tür algoritmik şifreler uyguluyor. Süreci Deniz Baykal'ı CHP'nin başından götüren 'kaset' ile başlatıyor. Bunu gazete manşetlerini de kullanarak belirleyen 'irade' kurultayda MYK ve Parti Meclisi'ne kimlerin gireceğine karar verdiği gibi son günlerin tartışılan aday listelerini de dizayn etmiş...

Kimmiş bunu yapan(lar)? İstanbul'da Beykoz Konakları, Ankara'da ise kamuoyunun yakından tanıdığı bir medya patronuyla bir çalışanı, bazı işadamlarıyla eski siyasetçiler... "Bu ekibin belirlediği isimler" diyor Baransu, "Önce partiye, ardından da listelere konuldu..."

Bu kadar kişiyi işin içine alan yapılanmaya herhalde 'Konsey' diyebiliriz...

Nietzsche'nin uyarısını aklımda tuttuğum için yapılanmanın varlığını inkâr edemem; üstelik geçmişte neler yaptığını içinde yer alanlardan dinlediğim için de biliyorum Konsey'in varlığını... CHP'nin liste başında aday gösterdiği 'sağcı' bir üniversite hocasının seçim bölgesi Zonguldak vesilesiyle yeniden gündeme gelen Bülent Ecevit'in 'hastalığı' döneminde de Konsey bayağı faaldi.

Önce Aslanlı Kapı'dan geçip dertlerini askerlere aktardı Konsey üyeleri... Dertleri, 'hasta' başbakanın, koltuğunu, en yakın yardımcısına terk etmesiydi. "Askerler ikna oldular" diye anlatmıştı kaynağım. "Bunu siz önce en yakın yardımcıya kabul ettirip desteğini devşirin" aklını da askerler vermiş...

Ecevit'in 'en yakın yardımcısı' aralarındaki manevi bağ yüzünden özür beyan etmiş Konsey üyelerine; bunun üzerine askerler devreye girmiş... Sonrasını merak eden Murat Yetkin ile İsmet Berkan'ın yazdıklarına göz atabilir. Özeti şu: Bir grup dört yıldızlı, "Ecevit çekilsin, yerine siz geçin" teklifini Ecevit'in en yakınının yüzüne karşı Bodrum Orduevi'nde tekrarladılar, sonra da girişimlerini bir gazetenin manşetinden duyurdular.

Hani bazıları "Ecevit'e 'iş göremez raporu' verilmek istendi" iddiasındalar ya, o iddianın gerisinde bu yaşananlar yatıyor işte...

Politikaya Ecevit'in elinden tutmasıyla girmiş olan 'en yakın yardımcı' sonunda Konsey'in projesi içerisine dahil olup çok sayıda milletvekili arkadaşını da örgütleyerek lideri terk etti. Konsey böyle güçlü ve etkili bir yapı...

Sadakatini son anda çiğneyen Ecevit'in eskiden en yakın yardımcısı olan kişi Beykoz Konakları'nda oturuyor.

CHP'ye 'sağcı' politikacıları telkin edenler arasında 'kamuoyunun yakından tanıdığı bir medya patronu' da anılıyor; adres olarak Ankara verilerek... Ankara'da oturan veya Ankara'yla güçlü bağı olan bir medya patronu? Böyle birini çıkartamadım.

'Konsey' ve Ankara denildiğinde bir tek kişi aklıma geliyor: İşgal ettiği mevkiler itibariyle Konsey'in kapısını aşındırdığı ve 2000 yılından sonraki zorunlu emekliliği döneminde Konsey üyesi gibi davranan eski bir politikacıyı... Onun Köşk'teki varlığını uzatacak '5+5' formulüne bütün gücüyle destek vermişti Konsey; sonradan Ak Parti'yi kuran kadro başkaldırmasaydı anayasa değişikliği için Meclis'te yeterli çoğunluk neredeyse sağlanmıştı da...

Proje tutsaydı, 2000 yılından sonra Türkiye'de siyaset çok farklı yaşanacaktı...

Şunu söylemek istiyorum: Yargı için oluşturulan Konsey nasıl iş üstünde yakalandıysa, siyaset üzerinde ağırlığını hissettiren Konsey de her zaman istediği sonucu alamayabiliyor.

Konsey gözünü seçim sonrasında siyaset alanını yeniden dizayn etmeye dikmiş görünüyor; diksin, istediği sonucu alabilmesi kolay değil..

Taha Kıvanç / Zaman



Bu haber 1,765 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,051 µs