Ardıç: Bu koalisyon laikliği kurtarmaz, Türkiye'yi de batırır!

0 0 0000 00:00 tsi
Gazeteci Engin Ardıç, seçim sonrası için ilginç bir koalisyon çalışması yapıldığını ileri sürdü. Ardıç'a göre koalisyonun temelini üç parti oluşturuyor ancak AKP plan dışında tutuluyor. İşte koalisyon için yapılan hesaplar...

Engin Ardıç'ın yazısı:

Türk basınına acıyorum  

Ben bunun hesabını yapmıştım kardeşim: İster muvafık olsun ister muhalif, bütün yazılı basın sözbirliği edip de tek bir parti üzerinde birleşse ve de olanca gücüyle onu desteklese, yeri göğü birbirine katsa, kıyameti koparsa, bir tarafını yırtsa, gücü ancak 50 milletvekili çıkarmaya yetiyor...

Oysa beride 500 kişi daha var!

Hadi asıl görevlerini unutmayalım, yani patronun asıl önemli şirketi olan televizyon kanalına destek görevlerini... Televizyon da abansa... Kaç kişi çıkarırlar?

Son günlerde, bir kısım basın, bir yandan demokrasi dışı müdahale şakşakçılığını sürdürmekten utanmadan, olmayacak dualara amin demekten de sapık bir zevk almaya koyuldu.

Evrenlerinde gündelik politikadan başka bir şey bulunmayan arkadaşlar, DYP ile ANAP birleşince kurulacak Demokrat Parti üzerinde sanki “eski DP yeniden doğuyor” gibi bir hava yaratmaya çalışıyorlar... (Erkan’ı boşver ama Mehmet Ağar’la iyi geçinmek istiyorlar, tehlikeli adamdır, ne olur ne olmaz!)

Barajı geçebileceği bile şüpheli, İstanbul’da varlığı bile tartışmalı bir DYP ile, yerlerde sürünen, tükenmiş bir ANAP birleşecek, kabaca yüzde 9 ile yüzde 3 yüzde 12 edecek ha?

Sosyal bilimler eğitimi görmediklerinden, Babıali ayakçılığından geldikleri için, politikada iki kere ikinin dört etmediğini bilmezler. Ya da bilirler de böylesi daha işlerine gelir.

Ha, bir de “solda birlik” soytarılığı var.

CHP’ye “sol” demekten hâlâ utanmayanlar, Ecevit’in ölüsünden medet uman, yaşlı bir kadının demir pençelerinde can çekişen, kendini gerçek bir siyasi partinin gerçek genel başkanı sanan ve “meydanların gazıyla” Deniz Baykal’la “eşit koşullarda” pazarlığa kalkan bir, neydi adı yahu, hah buldum, Zeki Sezer’in getireceği yüzde bir, yüzde iki oyu kolluyorlar... Çünkü DSP’ye de sol demekten utanmıyorlar.

Sağ da, “sözde sol” da kendi alanında birleşince memleket kurtulacak.

Çünkü halk büyük bir umutla bunu bekliyormuş, oylarını yağdıracakmış...

Hele bir de, meclise girebileceği hâlâ kesin görünmeyen MHP buna eklenirse...

Alt tabakanın da en altına, toplumun en sefil kesimine seslenen Genç Parti’yi niçin ciddiye almıyorlar acaba? Bir yüzde 5 de oradan koysunlar çorbaya.

Neyi istemediğimizi söyleyelim de, tersten daha kolay anlaşılsın: “Deniz Baykal başbakan, Mehmet Ağar, Erkan Mumcu ve Devlet Bahçeli başbakan yardımcısı” şeklinde bir koalisyon hükümeti istemiyoruz!

O koalisyon laikliği kurtarır ama Türkiye’yi batırır.

Aslında laikliği kurtarmaz da, “günü kurtarır”. Ankara’nın sorunu çözülmez ama ertelenir. Daha büyük çatışmalar ileri bir tarihe bırakılır.

Anlama özürlüler için de sekiz yüzüncü kez yazayım: Bu, seçimi AKP’nin kazanmasını istiyoruz demek değildir.

Biz derken, yani ben ve benim gibi düşünen vatandaşlar... Gazetem adına konuşmuyorum, böyle bir hakkım yok.

Ama kazanacak. Seçimi gene AKP kazanacak. Babıali amigoları boşuna uğraşıyorlar.

Elbette madara olacaklar ve elbette gene hiçbir şey olmamış gibi ticaretlerini sürdürecekler canım... Huylarıdır.

Gizliden gizliye “askeriyye gelsin” diye bekleyen reziller de konumuzun dışındadır.

Peki sonra ne mi olacak? Ne bileyim ben yahu, bu gergin ve sevimsiz ortamdan sıkıldım, “yıllık izinimin bir bölümü” ufukta görünmeye başladı, Babıali düşünsün.

Nasılsa başka bir şey düşünmekten acizdir...
 
Akşam

Bu haber 273 defa okundu.