En Sıcak Konular

ÖSYM başkanından YGS açıklaması

6 Nisan 2011 15:00 tsi
ÖSYM Başkanı Ali Demir, YGS'deki şifre iddialarıyla ilgili tekrar basın mensuplarının karşısına geçti.

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, Danıştayın YGS'yi iptal etmesi halinde buna saygı duyacaklarını ve sınavı en kısa sürede yapacaklarını bildirdi.

Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, 27 Mart'ta YGS'ye giren 1 milyon 700 bin adaydan 1 milyon 400 binini cevap kağıtlarının okunduğunu ve geçen yıl düzenlenen YGS sonuçları ile karşılaştırıldığını belirterek, hiçbir olumsuzluğun söz konusu olmadığını bildirdi. Demir, YGS'nin iptal edilmesini gerektirecek bir durum olmadığını kaydetti.

Demir, basın kuruluşlarının Ankara Temsilciler ile Rixos Otel'de bir araya geldi. Toplantıda ÖSYM'nin yapısına ve çalışmalarına ilişkin bilgi veren Demir, sınavların nasıl gerçekleştirildiğini anlattı. Güvenlik önlemleri açısından getirilen yeni uygulamaları aktaran Demir, bu uygulamalar kopya çekmelerin sona erdiğini belirtti.

YGS'nin 27 Marta yapıldığını anımsatan Demir, bu tarihten 20 gün önce matbaada ''kapalı döneme'' girildiğini ve bu dönemde teknolojik yönden tüm güvenlik önlemlerinin alındığını söyledi. Görev geldiklerinde güvenlik yönünden alınan önlemleri tek tek anlatan Demir, soru hazırlama birimini ''kırmızı bölge'' ilan ettiklerini ve buraya kendisinin dahi cep telefonuyla giremediğini söyledi. Matbaada soruların basıldığı sırada içeriden dışarıya ve dışardan içeriye sızma olmaması için 100'e yakın sinyal karıştırıcının çalıştırıldığını ifade eden Demir, kablosuz iletişimin yok edildiğini, tüm giriş çıkışların kameralarla kayıt altına alındığını, içeriden dışarıya çöplerin bile çıkartılmadığını, içeriye yiyecek ve içeceklerin güvenlik kontrollerinden geçirildikten sonra alındığını, bu ortama girme çıkma yetkisinin sadece ÖSYM başkanına ait olduğunu anlattı.

Demir, sınava giren adaylardan 1 milyon 400 bininin cevap kağıtlarının okunduğunu belirterek, şunları kaydetti:

''Adayların cevap kağıtlarını değerlendirdik. Okuduğumuz kağıtları bu adayların sonuçlarını 2010 YGS ile mukayese ettik. Olağan dışı hiçbir oluşum söz konusu değil. Matematik soruları geçen seneden daha zor. Test genelde geçen seneden daha zor. Bundan mutluyuz. Çünkü ÖSYM çok nitelikli sınavlar gerçekleştiriyor. Şunu çok rahat bir şekilde söylüyorum; olağandışı hiçbir durum söz konusu değil. Bir grubu, bir kişiyi öne çıkarıcı hiçbir sonuç görülmüyor. Sınavın iptalini gerektirecek hiçbir durum söz konusu değil. Hem soru kitapçıklarını tüm kamuoyuna açarak gösterdiğimiz hem de hem de gerçekten gösterdiğimiz tam şeffaflık dolayısıyla tüm başarı sırasını birinciden 1 milyon 700 bininciye kadar kullandıkları soru kitapçıklarının numaralarını liste halinde sonuçları açıkladıktan sonra vereceğiz. Aday, kendi soru kitapçık numarasını artık öğrendi, öğrenebilir. Bu listeye baktığında kaçıncı olduğunu kendisi öğrenebilir.

Kamuoyu, herhangi bir arkadaşımın, birincinin, ikincinin, beşincinin, onuncunun kitapçığının hangisi olduğunu görebilir. Böylece o kitapta basına verilen nüshada olduğu gibi bir oluşumun olmadığı tespit edilebilir.''

Demir, YGS'den sonra matbaadaki kapalı dönem sona ereceği için matbaadan basına verilecek bir kopya istendiğini ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

''Matbaada çalışan arkadaşları basına verilecek bir soru kitapçığı hazırlamalarını söyledik. bu talimat üzerine matbaada çalışan arkadaşlar bazsına verdiğimiz soru kitapçığını düzenlemişler. bu soru kitapçığı master soru kitapçığı değil, adaylara verilen soru kitapçığı değil. Gereksiz bir şekilde, bir miktar acemilikle doğru cevap seçeneğini yerinde tutarak yanlışları karıştırarak masterdan türetilmiş yeni bir soru kitapçığını biz basına verdik, internet sayfamıza koyduk ve tüm kamuoyunun bunu incelemesine izin verdik. böyle bir soru kitapçığı bizim öngöremediğimiz sonuçlar oluşturdu. Bu gerçekten bizim öngöremediğimiz bir sonuçtu. kontrolümüzün dışında gerçekleşen bir sonuçtu. Ama şundan emindik; bu soru kitapçığı hiçbir adaya verilmemiştir o nedenle kamuoyunu tatmin etmek adına tüm soru kitapçıklarını, soru kitapçık numaralarıyla ilişkilendirilecek biçimde internet sayfamıza koyduk. Bugün itibariyle 530 bin kitapçığı bitirmiş durumdayız.''

"DANIŞTAYIN YGS'Yİ İPTAL ETMESİ HALİNDE BUNA SAYGI DUYACAĞIZ VE SINAVI EN KISA SÜREDE YAPACAĞIZ"

ÖSYM Başkanı Ali Demir, YGS'de "şifre" iddialarına ilişkin, "Danıştayın YGS'yi iptal etmesi halinde buna saygı duyacağız ve sınavı en kısa sürede yapacağız" dedi.

ÖSYM Başkanı Demir, Rixos Otel'de Ankara temsilcileri için düzenlediği basın toplantısının ardından soruları yanıtladı. Bir gazetecinin "sınavın iptal edilip edilmeyeceği" yönündeki sorusu üzerine Demir, "Sınavın iptalini gerektirecek hiçbir olgu söz konusu değildir" yanıtını verdi. "Yaşanan olaylardan ötürü öğrencilerin psikolojilerini nasıl düzelteceksiniz" sorusuna Demir, bu toplantıdan sonra tüm adaylara bu süreci özetleyen çok net bir mektup yazacağını söyledi.

Demir, "Bu süreci anlatan ve onlardan 18 Hazirana odaklanmalarını isteyen bir mektup yazacağım. Şunu tekrar söylüyorum, 1 milyon 400 bin aday 2010'daki aday sayısıyla aynı. Mukayese ettiğinde hiçbir adayı öne çıkaran olgu söz konusu değil. Şunu net bir şekilde söyleyebilirim, tam yapan adayların kitapçıklarına baktığımızda da herhangi bir şüpheye mahal verecek hiçbir şey yok. Dolayısıyla adayların 18 Hazirana odaklanması gerekir" diye konuştu. Kuşkunun sonu olmadığını belirten Demir, her şeyden kuşku duyulabileceğini söyledi. Demir, kamuoyunun güvene ihtiyacı olduğunu, ÖSYM'nin de bu güveni hak ettiğini, bu güveni tesis ettiğini, kimsenin endişeye kapılmasına gerek olmadığını vurguladı. Demir, "Danıştayın YGS'yi iptal etmesi halinde buna saygı duyacağız ve sınavı en kısa sürede yapacağız" dedi.

Demir, bir soru üzerine, "Biz de 20 yıllık alışkanlığı devam ettirip 4 soru kitapçığı ya da 10 soru kitapçığı yapabilirdik, çok kolaydı. Ama çağın bir imkanı var, bir gerekliliği var ve beni derinden rahatsız eden toplu kopya raporları var. Buna nasıl müsaade ederdim. Siz de okudunuz mahkeme iddianamelerini, çocuk tuvalete gidiyor, hangi soru kitapçığını aldığını söylüyor. Yarım saat sonra bir daha gidiyor tuvalete, cevap anahtarı geliyor. Buna nasıl vicdanınız müsaade eder. Bunu engellemenin tek yolu dijital baskıdır, adaya özgü soru kitapçığıdır. Bunu yapmak zorundaydık, yaptık" dedi.

Demir, 2010 yılında 14 sınav yaptıklarını belirterek, 36 yıldır başarılamayan bir şeyi başararak ÖSYM yasasını çıkardıklarını söyledi. Bunun kurum adına inanılmaz bir kazanç olduğunu belirten Demir, yasada, kopya çekilmesine sebep olan kurum içerisindeki bir kişinin 8 yıl hapsinin öngörüldüğünü anımsattı. Demir, "Bu yasayı biz oluşturduk, bu ceza hükümlerini biz oluşturduk. Bütün bunları oluşturduktan sonra kalkıp şifre denilen o basit şeyi nasıl oluşturabilirdik, nasıl verebilirdik, nasıl bir mantık bu?" dedi.

"ŞU KONUDA ACEMİLİK DİYORUM, DİJİTAL BASKI PROGRAMI İLK DEFA YAPTIĞIMIZ BİR İŞ. HEPİMİZ BİLİYORUZ YENİ BİR MODEL ARABA ÜRETİLDİĞİNDE BİR MİKTAR ARIZAYA RASTLAYABİLİYORUZ. BU ONUN GİBİ BİR ŞEY"

Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, konuşmasında kullandığı "acemilik" ifadesine ilişkin olarak, "Şu konuda acemilik diyorum, dijital baskı programı ilk defa yaptığımız bir iş. Hepimiz biliyoruz yeni bir model araba üretildiğinde bir miktar arızaya rastlayabiliyoruz. Bu onun gibi bir şey" dedi. Basın kuruluşlarının Ankara Temsilciler ile Rixos Otel'de bir araya gelen Demir, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, "İstanbul'da bir okulda özellikle kız çocuklarının sınava girmesini nasıl açıklayacaksınız" sorusu üzerine Demir, İstanbul'da 17 okulda sadece kızların olmasını yaptıkları basın açıklamasıyla da daha önce açıkladıklarını anımsattı. Demir, bu bölgede 70 bin adayın sınava girmek istediğini ifade ederek, o bölgede 40 bin masa bulunduğunu, 30 bin adayın da diğer bir tarafa taşınmasının zorunlu olduğunu söyledi.

"Bilgisayar programı, maalesef diyebilirim, İstanbul'u Mardin'den ayırmıyor. Mardin'de ilden ilçeye aktarırken kime öncelik verirsiniz? Tabii ki erkek çocuklarını gönderirsiniz. Sınava bir gün önceden gidecek, bir yerde yatacak, sınava girecek geri dönecek. Kız çocuğunu göndermek istemezsiniz. Sadece bu düşünülerek bu bölgedeki 30 bin öğrenci Avcılar bölgesine taşınırken erkeklere öncelik verilmiş" diye konuştu. Bu uygulamanın ÖSYM tarafından yıllardır yapıldığını belirten Demir, geçen sene aynı örneğin Mardin'de yaşandığını kaydetti. Avcılar'daki durumu sınavdan bir gün önce cumartesi günü fark ettiklerini söyleyen Demir, burada herhangi bir müdahale ve yönlendirmenin asla söz konusu olamayacağını söyledi. Demir, "Bundan sonra mutlaka dengeleriz. Hiç tereddütünüz olmasın" dedi.

"ŞU KONUDA ACEMİLİK DİYORUM..."

Demir, 22 Eylül'den bugüne kadar başkan, yürütme kurulu üyelerinin dışında kadroda değişimin olmadığını, tüm ÖSYM kadrosuyla çalıştığını söyledi. Konuşmasında kullandığı "acemi" ifadesini de açıklayana Demir, "Çalışmak zorundayım. Çünkü bu arkadaşların deneyimleri, bilgileri var. Dolayısıyla acemi kadro tanımlamasını doğru bulmuyorum. Şu konuda acemilik diyorum, dijital baskı programı ilk defa yaptığımız bir iş. Hepimiz biliyoruz yeni bir model araba üretildiğinde bir miktar arızaya rastlayabiliyoruz. Bu onun gibi bir şey. Acemilik demek gerekiyorsa acemilik" diye konuştu. Basına verilen kitapçığın hiçbir adaya verilmediğini tekrar eden Demir, öğrencilerin sonuçlarına baktığında geçen seneye göre daha başarısız olduklarını söyledi.

"Aynı yöntemi ikinci aşama sınavında da uygulayacak mısınız" sorusuna Demir, "Gelişmiş bir şekildi, evet" karşılığını verdi. Demir, programı her gün iyileştirdiklerini, her gün gelişme kaydetmek zorunda olduklarını vurguladı. Bir gazetecinin "Başka şifre yok diye açıklama yapıldı ama bir şifre daha olduğu haberlerde yer aldı. Bu konuda ne diyeceksiniz" sorusu üzerine Demir, şifre kelimesini kullanmak istemediğinin altını çizdi. Demir, "Doğru seçeneğin yeri her adayda rastgele biçimde yer değiştirmiştir. Yanlış seçeneklerin yerlerinin de rastgele değiştirilmesi gerekirken, bu rastgelelikte bir eksiklik oluşmuştur. Karşımıza çıkan tablo budur, bu bir şifre değildir. Şimdi 'En büyüğün sağındaki doğrudur. O zaman en küçüğün solundaki de doğrudur' diye bir desen bulabilirsiniz. Ararsanız 1 milyon 700 bin kitapçıkta bunları bulabilirsiniz, neticede 5 tane seçeneğimiz var, onları yer değiştirmek durumundayız" diye konuştu.

"OYUNLARI BOZDUK"

"Bu iddiaların siyasi hedefleri olabilir mi? Eski ÖSYM Başkanı'nın açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusu üzerine Demir, şunları kaydetti: "Şunu net bir biçimde söyleyebilirim. 5 Ekim'den itibaren uyguladığımız sınavların her birinde oyunları bozduk. TUS'da ciddi oyunlar bozduk. Tuvalete gitme yasağı getirdik, soru kitapçıklarını paketledik ve inanılmaz oyunlar bozduk. İnanılmaz saldırı oldu bize. Diğer sınavlarda planları bozuyoruz. YGS'den bir ay önce ülkenin istihbaratı var, ülkenin güvenlik kuvvetleri var, bunlara başvurduk. 'YGS konusunda bir gelişme var mı' dedik, bana herhangi bir olumsuz rapor gelmedi. Neden? Çünkü aldığımız tedbirler yeterli ve caydırıcı oldu. Bu nedenle oluşan bu tabloyla karşı karşıyayız." Politik ve siyasi konulara girmek istemediğini belirten Demir, "Çünkü biz bağımsız bir kuruluşuz. Ama ÖSYM olarak pek çok oyunu bozduğumuzu iddia ediyorum. Bize son günlerde olan bu tablonun arkasında yatanın bu olduğunu düşünüyorum" dedi. Eski ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan'a saygı duyduğunu ifade eden Demir, Yarımağan'ın uzun yıllar ÖSYM'ye hizmet ettiğini hatırlatarak, kendisine teşekkür etti. Demir, Yarımağan'ı her fırsatta arayarak, bilgilerinden istifade etmek istediğini söyledi.

"KIYAFET ÜZERİNDE BİR KISITLAMA YAPMAK İSTEMİYORUZ"

Bir gazetecinin "Sınava türbanıyla giren öğrencilerin güvenlik açısından aramaları yeterli miydi" sorusuna Demir, "ÖSYM sınav yapan bir kurumdur. Sınav da sadece bilgiyi ölçen bir olgu. O yüzden biz adayın kıyafeti üzerinde bir kısıtlama, sınırlama, yönlendirme yapmak istemiyoruz. Güvenlik açısından, hepimiz biliyoruz ki güvenlik kuvvetlerimiz titiz bir şekilde aramalarını yapmaktalar" dedi.

Geçtiğimiz yıl tüm uyarılara rağmen bir kız çocuğunun kandırıldığını anlatan Demir, "O kız çocuğu iç çamaşırının içerisinde cep telefonuyla sınava girdi. Başı örtülü değildi. Dolayısıyla sadece kulak kontrol edilebilir bir mekan. Bayan polisler kontrol ediyor. Sınav görevlilerine net bir şekilde şunu söyledim, şüphe ettiğinizde kontrol edin. Benim için öncelik sınav güvenliğidir. Endişe edildiği takdirde kontrol edilmelidir. Ama takdir edersiniz ki kontrol edilemeyecek yerler de vardır" diye konuştu. El dedektörü satın alma sürecinin başladığını belirten Demir, tüm kapılarda el dedektörüyle arama gerçekleştireceklerini kaydetti.

"ADAYA ÖZGÜ SORU KİTAPÇIĞI KONUSUNDA ÖNCEDEN ALAN ÇALIŞMASI YAPTIK. FARKLI İLLERDE, 2 BİN ADAY ÜZERİNDE BUNA BENZER SINAVLARI GERÇEKLEŞTİRDİK. AYNI SINIFA 4 FARKLI SORU KİTAPÇIĞI VERDİK. SONUÇLARI EĞİTİM BİLİMCİLER ANALİZ ETTİ. HERHANGİ BİR AVANTAJ, DEZAVANTAJ OLUŞTURMADIĞINI RAPORLADILAR"

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, "Hedefimiz matbaa kurmak yerine, sınavları elektronik ortama dönüştürmek. Bu konuda ciddi anlamda çalışıyoruz. Çok büyük projeler üzerinde düşünüyoruz. Kısmen başladık" dedi. ÖSYM Başkanı Demir, Rixos Otel'de Ankara temsilcileri için düzenlediği basın toplantısının ardından soruları yanıtladı. Bir gazetecinin "METEKSAN ile çalışmanızın sebebi ne? Kendi mutfağınızı kuracak mısınız" sorusu üzerine Demir, ÖSYM'nin 36 yıldır METEKSAN ile çalıştığını söyledi.

METEKSAN'ın çok ciddi bir bilgi birikiminin, deneyiminin olduğunu vurgulayan Demir, "Göreve geldiğimiz gün dedik ki biz dijital baskıya geçeceğiz. Bize güvendiler ve çok boyutlu bu yatırımı yaptılar. Türkiye'de ilktir. 20 günde 1 milyon 700 bin adayın kitabının baskısını düşünün. Bu çok büyük bir yatırım" dedi. Yasayla gerçekleştirmeye çalışsalar da satın almaların, devlet süreci içinde son derece yavaş olduğunu söyleyen Demir, "O nedenle kendi matbaamızı kursak bile işletme konusunda endişeliyiz. Bu nedenle bizim hedefimiz matbaa kurmak yerine, sınavları elektronik ortama dönüştürmek. Bu konuda ciddi anlamda çalışıyoruz. Çok büyük projeler üzerinde düşünüyoruz. Kısmen başladık. Hedefimiz elektronik ortamda Türkiye'de sınavları gerçekleştirmek" diye konuştu. Demir, 1 milyon 700 bin adayın kitabının basılması, Ankara'dan bunların Van'a, Ağrı'ya, Edirne'ye sevk edilmesi, geri toplanmasının gerçekten kendisinin hoşuna giden bir şey olmadığını ifade ederek, "Ya biz bunları yerel basacağız, gazetelerde olduğu gibi ya da doğrudan elektronik ortama geçeceğiz. Şu anda ÖSYM'nin önündeki iki büyük proje bu. Ya adım adım bunları gerçekleştireceğiz ya da belki tek adımda elektronik sınava geçeceğiz" dedi.

"KIZIMIN İKİNCİ SINAVA HAZIRLANMASI KONUSUNDA HİÇBİR ENDİŞE DUYMAZDIM"

Bir gazetecinin "İkinci sınavda daha gelişmiş yöntem kullanacağınızı söylediniz. Bir tane bile basına dağıtılan kopyadan adaylara gittiği ortaya çıkarsa bunun altından bu sistem nasıl kalkacak" sözü üzerine Demir, "Yapmayacağımız hatalardan bir tanesi basına böyle bir garip kitapçığı dağıtmak olacak. Yanlış seçeneklerin dağıtılması konusunda daha titiz, daha rastgele davranacağız" diye konuştu.

Geçtiğimiz yıllarda bakıldığında cevap kağıtlarında belirli desenlerin görüldüğünü anlatan Demir, "Bu istediğimiz bir şey değil. Ama aday açısında değişen bir şey yok. Master kitapçık sadece kapalı dönemde hazırlanmıştır" dedi. Demir, bir gazetecinin "Sizin 'acemilik olabilir, yanlışlar vardır' sözleriniz beni daha çok kuşkuya götürdü. Bu kadar büyük sorun varken, sizin seçtiğiniz kelimelerde birazcık daha duyarlı olmanız gerekmez mi" değerlendirmesi üzerine, "Teşekkürler, bu uyarınız için" dedi.

Adaya özgü soru kitapçığı konusunda önceden alan çalışması yaptıklarını anlatan Demir, "Farklı illerde, 2 bin aday üzerinde buna benzer sınavları gerçekleştirdik. Düzgün dizilmiş rastgele dizilmiş, bölümler değiştirilmemiş, aynı sınıfa 4 farklı soru kitapçığı verdik. Sonuçları eğitim bilimciler analiz etti. Herhangi bir avantaj, dezavantaj oluşturmadığını raporladılar. STS'yi gerçekleştirdik 800 aday üzerinde hiçbir sorun tespit edilmedi, ÜDS'yi gerçekleştirdik bu çalışma üzerinde hiçbir sorun yaşamadık. Böyle bir sistemi ilk defa kullanıyoruz. Yaptığımız deneme sınavında sıralamanın olması veya olmaması, küçükten büyüğe, büyükten küçüğe olması, rastgele dağılması konusunda herhangi bir aday, bir soru kitapçığı öne çıkmadı" diye konuştu.

"Kendi çocuğunuz bu sınava girmiş olsa, bu sınavdan sonra bu açıklamayı yapan başka birisi olsa, siz bu açıklamalardan tatmin olur muydunuz" sorusu üzerine Demir, "Benim küçük kızım geçen sene sınava girdi. Dolayısıyla ben, bir veli olarak bir sene süreyle ne çektiğimi biliyorum. Ama şunu çok iyi biliyorum. Kızım gayret edip, uğraşıp, didinip bir okula oturduğunda yanındaki arkadaşının babasının parasıyla mı oraya geldiği konusunda endişe ederse Türkiye'deki sosyal barış, ciddi anlamda zedelenir diye düşünürüm. Hiç bir kuşkum yok. Tüm adaylara net bir şekilde söylüyorum uygulanan sınavda adayların herhangi birini öne geçirecek hiçbir olgu söz konusu değildir. O nedenle çok rahat bir şekilde kızımın ikinci sınava hazırlanması konusunda hiçbir endişe duymazdım. Bütün cesareti verirdim ve onu sakinleştirirdim" dedi.

"SİZLERDEN DESTEK BEKLİYORUZ"

"İstenilen adaya istenilen soru kitapçığının gönderilmesi" kaygılarını, anlamanın mümkün olmadığını ifade eden Demir, tüm bunlar bir düzen içerisinde gerçekleştirildiği için ve her zamanki gibi şeffaflık ilkesine uyulduğu için "kişiye özel muamele"nin söz konusu olmadığını vurguladı. Bugünden sonra yeni bir kapalı dönem başlayacağı için Cumartesi günü yapılacak Adli Yargı Sınavı'na kadar internet sitesinde kitapçıkların yayımlanmasına ara vereceklerini ifade eden Demir, o sınavdan sonra verileri internete yerleştireceklerini söyledi.

Demir, "Rastgele biçimde doğru cevabın yerini değiştirirken, yanlış seçeneklerin yerinin tespiti konusunda da yine rastgeleliği sağlayacak bir yazılım geliştirdik. Bu yazılımı da sadece kapalı dönemde çalışan bilgisayar mühendisi arkadaşlar gerçekleştirir. Oradaki hedefimiz tamamen diğer seçeneklerin de rastgele bir şekilde yerleşmesi noktasındaydı. Ancak bu konuda bir, özellikle yanlış cevapların rastgele yerleşmesi konusunda bir eksiklik oluşmuş ama bunun hiçbir adaya avantaj veya dezavantaj sağladığını düşünmüyoruz" diye konuştu.

Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturmaya değinen Demir, "Bizim gizlediğimiz, sakladığımız hiçbir olay söz konusu değildir. YGS, Türkiye'nin geometrisin, fiziğini, kimyasını belirleyen bir sınavdır. 1 milyon 700 bin aday büyük bir heyecan içerisinde, bu arkadaşlar 18 Haziran'da ikinci aşama sınavına girecekler. Bu genç arkadaşların huzurunu bozacak, onları rahatsız edecek oluşumlardan hep birlikte kaçınmalıyız. Dolayısıyla bu konuda sizlerden destek bekliyoruz" dedi. Demir, bundan sonra yapılacak sınavlara ilişkin bilgi vererek, işe odaklanmak zorunda olduklarını ifade etti. Demir, YGS sonuçlarının en kısa zamanda açıklayacaklarını söyledi.

"KAMUOYUNUN TATMİN OLUP OLMAMASI KONUSUNU BİRAZ DA KONJONKTÜRE BAĞLIYORUM. BİRAZ DA CİDDİ ANLAMDA BİRTAKIM OYUNLARI BOZDUĞUMUZU DÜŞÜNÜYORUM"

Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, 27 Martta yapılan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) sonuçlarının beklenenden daha kısa sürede açıklayacaklarını bildirdi. Şifre iddiaları konusunda "arkadaşlarına talimat verdiğini" söyleyen Demir, "(Hangi kitapçıkta buna benzer bir oluşum var bulun) dedim. Bulamadılar henüz, bulamazlar da" dedi.

Demir, YGS 'deki şifre iddialarıyla ilgili, basın kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle Rixos Otel'de biraraya gelerek, gazetecilerin sorularını yanıtladı. "Kapalı dönem"de soruların hazırlandığını belirten Demir, "Ben ilk defa soruları kapalı dönemde okudum. Karşıma bir soru çıktı. 'Bu ne biçim soru. Bu kadar basit soru mu olur?' dedim. Dediler ki, 'Hocam, bu nefes alma sorusu, biz bunu her zaman uygularız.' Bu 'nefes alma' sorusunu istedikleri yere yerleştirebilme imkanı veriyor program. Yeri değişmeyen, sıralaması değişmeyen sorular var. Bu, test tekniğinde herhangi bir olumsuzluk oluşturmuyor" dedi.

Soru üzerine Demir, ÖSYM'nin yaptığı iki ihalenin iptal edildiğini, bunlardan birinin tarayıcı, diğerinin de hafıza diski iptali olduğunu belirtti. Eski ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan ile görüşüp görüşmediği sorusu üzerine Demir, şunları söyledi: "Ünal Hoca'yı takdir ediyorum. Sanıyorum 18-20 yıldır ÖSYM'deydi. Danışman olarak başlamış, başkan olarak devam etmiş. Göreve geldiğimin ikinci haftasında davet ettim, tavsiyelerini aldım, istifade etmek istedim. Daha sonra tekrar bir vesileyle ziyaret ettim fakat şunu görüyorum; Ünal Hoca bir miktar kuruma kızgın, kırgın. Çok fazla bilgi verme taraftarı değil. Bu yüzden üçüncü bir cesaretim olmadı, açık söyleyeyim."

KPSS ile ilgili soruşturmaya ilişkin soru üzerine Demir, bu konuda hazırlanan iddianame hakkında kendisine gelen kesinleşmiş bir karar bulunmadığını kaydetti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının KPSS ile ilgili soruşturmasının hala devam ettiğini anımsatan Demir, "İnanın ben de çok istiyorum bir an önce bitmesini. Kurumda incelemeye devam ediyorlar. Kapımız sonuna kadar açık, her türlü desteği veriyoruz. Bir an önce sonuçlanması bizi de rahatlatacaktır" dedi.

Bir gazetecinin, şifre iddialarıyla ilgili açıklamalarının "kamuoyunu ikna etmediğini" söylemesi üzerine Demir, "Kamuoyunun tatmin olup olmaması konusunu biraz da konjonktüre bağlıyorum. Biraz da ciddi anlamda birtakım oyunları bozduğumuzu düşünüyorum" diye konuştu.

Kendisini en çok "toplu ve ikili kopya girişimlerinin" rahatsız ettiğini belirten Demir, "adaya özgü soru kitapçığı" uygulamasında bunun mümkün olmadığını kaydetti. Demir, kopya olaylarının engellenmesi amacıyla ayrıca, rastgele seçilmiş salonlara kameralar konulduğunu ifade etti.

TUNCELİ'DEKİ UNUTULAN SORU KİTAPÇIĞI

"Tunceli'de bir okulda bir sınavın soru kitapçığı ile cevap kağıdının unutulduğu" yönündeki haberlerin anımsatılması üzerine Demir, şunları kaydetti: "Bu, her sınav sonrasında yaşadığımız bir gerçek. 27 Martta 210 bin görevliyle çalıştık. Bunları eğitmek için elimden gelen gayreti sarfettim. 'Cevap kağıtlarını sayarak toplayacaksınız, soru kitapçıklarını toplayacaksınız, en son aşamada üç öğrenciyi mutlaka sınavda tutacaksınız' diye defalarca söylüyoruz ama tüm bunlara rağmen bir gözetmen arkadaş, bir salon başkanı arkadaş işini ihmal ediyor, soru kitapçığı salonda kalıyor; soru kitapçığı, cevap kağıdı çöp sepetine atılıyor. Bir gün, iki gün, bir hafta sonra bize gelen soru kitapçıkları, cevap kağıtları bir gerçektir. Bir ekstrem örnek daha vereyim; bir sonraki sınavın kutularıyla gelen kitapçıklar da oluyor. Nasıl bir zihniyettir anlamıyorum. 'Benim elimde kaldı ÖSYM'ye gönderiyorum.' Ben bunu kabul etmiyorum ve elektronik yapmak istiyorum. Başarabilirsem, başka bir organizasyonla sınav yapmak istiyorum. Çünkü gerçekten takım oyununda tüm ekibin senkronize çalışması gerekir. 210 bin insanı da bir futbol takımı gibi eğitmeniz biraz zor olur."

Tunceli'deki unutulan soru kitapçığına nasıl bir uygulama yapılacağı, kabul edilip edilmeyeceği sorusunu Demir, "Onun gibi birkaç tane daha geldi. Hayır, işleme koymak mümkün müdür? O sınav iptaldir. Cevap kağıdı orada 3 gün yatacak sonra bana gelecek ve ben onu değerlendirmeye alacağım, olur mu öyle şey? Orada kimin hatası olduğunu bilemem ben. Aday neden teslim etmedi? Adayın görevidir cevap kağıdını teslim etmek. Paketlendiğini kontrol etmek adayın kendisinin görevidir. Yazılı olarak bu kendisine söyleniyor" şeklinde yanıtladı. "Bu yıla kadar optik okuma işlemleri hep ÖSYM personeli tarafından yapıldı, bu sene METEKSAN personeli tarafından da yapıldı. Dün METEKSAN Genel Müdürü, bunun kendi kararları olmadığını, idari karar olduğunu ve buna kendilerinin karışamayacağını söyledi.

Neden böyle yapıldı" sorusuna Demir, şu karşılığı verdi: "Yok öyle birşey kesinlikle. Cevap kağıtları dört defa okunur, iki defa boş, iki defa dolu okunur. Boş okumayı ben neden yapayım? Kağıdı basan o, paketleyen o, boş kağıt... Ben neden okuyayım. O yüzden 'Siz okuyun' dedik. Üzerine işaret yapılmış kağıdı sadece ve sadece ÖSYM personeli okur. ÖSYM personeli tek başına okumaz. O salonda, 24 saat orada duran hakem şahitler var, yani üniversiteden akademisyen arkadaşlar var, bunların raporları var, kapıda güvenlik güçleri var, 24 saat kamerayla kayıt var. Bir tek adayın, bir tek sorusunda bir ilave veya eksilme beni rahatsız eder. Bunun için her okuma sonrasında verileri bir USB'ye kaydederek kasama kilitliyorum, ola ki bir arkadaşım bir basit hareket yapmasın diye."

"Türbanlı adaylar sınava alınırken yapılan aramada bir standart yok mu?" sorusu üzerine Demir, "Güvenlik güçleri değil de salondaki arkadaşlar başörtülü bir arkadaşın hareketinde bir düzensizlik görürse, kulağında birşey hissederse kontrol etsin. Bayan polisler kapıda kontrol ediyorlar zaten" dedi.

"METEKSAN Genel Müdürü, sınava giren aday sayısı 1 milyon 700 bin ise teorik olarak aynı sayıda cevap anahtarı olması gerektiğini söyledi. Siz öyle olmadığını söylediniz. Bu çelişki neden kaynaklanıyor" sorusunu Demir, şöyle yanıtladı: "Her adayın cevap anahtarı farklıdır. Adayın cevap kağıdının altında onun cevap anahtarını da adaya vereceğiz ki, kendisini kontrol etsin. Hep (a), hep (b) gibi oluşumların önüne geçmek üzere (n) adet farklı cevap kağıdı örüntüsü, deseni oluşturuldu. Ancak, bu desen içerisinde seçenekleri değişmeyen sorular yerleştirildiğinde 1 milyon 700 bin tane farklı cevap kağıdı oluşuyor. Benim anlatmakta belki zorlandığım nokta buydu. Bir çelişki söz konusu değil. Her adayın cevap anahtarı kendisine özgüdür. Cevap kağıdının altında bu da kendisine verilecektir."

"TAMAMEN İŞGÜZARLIK"

"Basına verilen kitapçıkta bir algoritma olduğunu siz de kabul ediyor musunuz" sorusuna, "Bu bir gerçek" yanıtını veren Demir'e, "Peki bu tamamen tesadüf mü yoksa birtakım kişiler tarafından şaibe çıksın diye özel olarak mı hazırlandı ya da bir bilimadamının 'ben bir şifre koyayım, olacak mı' demesiyle mi çıktı" sorusu yöneltildi. Demir, "Tamamen işgüzarlık. Arkadaşlar bize master soru kitapçığını vermeliydi, basına vermek üzere. Ama elinde bir karıştırma imkanı var ya, onu kullanmak istiyor. Ama cevap anahtarını da aynı tutmak istiyor. Bunu yapınca..." diye konuştu.

"Bunu yapan kim?" sorusunu Demir, "METEKSAN'daki Bilgi İşlem'deki arkadaşımız" diye yanıtladı. Soru üzerine Demir, sınava giren adaylardan 1 milyon 400 bininin cevap kağıdının değerlendirildiğini belirterek, sınav sonuçlarını en kısa sürede açıklayacaklarını bildirdi. Demir, 89 bin salondaki tutanakların tek tek okunması gerektiğini belirterek, kural dışı uygulama yapıldıysa bunu göz önünde bulunduracaklarını kaydetti. Sınavda görme engelliler için yapılan uygulamayı da anlatan Demir, görme engellilerin "okuyucu-işaretleyici" ve sadece "işaretleyici" olmak üzere iki şekilde sınava girdiklerini belirtti.

Önceki yıllardaki uygulamalara göre bazı görme engelli adayların "okuyucu"yu beğenmediği için kendisinin okumak istediğini söyleyen Demir, bu yıl şekilli ve şekilsiz soruların hepsinin bastırıldığını, "okuyucu"lara da hangi soruları okuyup okumayacaklarının anlatıldığını kaydetti. Demir, görme engelliler için bundan sonra hem normal soru kitapçığı hem de 14 punto soru kitapçığı verileceğini, cevap kağıtlarının da aynı şekilde olacağını belirtti. Şifre iddiaları incelemesi için bağımsız bir komisyon oluşturulup oluşturulmayacağı sorusuna Demir, "Savcılık inceliyor. Bütün verileri verdik. Başka ne isterlerse de veririz. Ben tekrar söylüyorum, cumartesi günü, gelecek hafta, öbür hafta sınavım var. Buradan çıkıp arkadaşımı kapalı dönemi başlatmak üzere matbaaya götüreceğim. Dolayısıyla ben sınavıma odaklanmak durumundayım, işime odaklanmak durumundayım" yanıtını verdi.

"MOD-MEDYAN"

Sınavdan önce öğrenciler arasında "Sınavda Matematik testinde soruların yanıtları 'medyan' çıkacakmış" yönünde söylentiler çıktığının ve internette arama motorunda bu kelimelerin, sınava iki gün kala en fazla aranan kelimeler olduğunun anımsatılması üzerine Demir, "Bu söylentiyi ben de duydum ve sınavdan sonra, soru hazırlayan arkadaşlara 'mod' ile 'medyan' ile alakalı bir soru var mıydı? diye sordum. 'Yok' dediler. 'Mod' ile 'medyan' ile ilgili bir soru yok" dedi.

Gazetecilerin "Medyan bir soru olarak değil bir yöntem olarak söyleniyor" sözleri üzerine, "Pek çok söylenti, pek çok dedikodu her zaman duyulabilir. Burada sizlerin biraz kamuoyuna destek vermeniz gerekir, söylentiyle yola çıkmamanız gerekir" diye konuştu. Lisans Yerleştirme Sınavları'nda soruların cevap şıklarının rastgele mi yoksa küçükten büyüğe mi sıralanacağı sorusu üzerine Demir, "Rastlantısallığı artıracağız, daha dikkatli olacağız" dedi. "Şifreleme" iddialarından sonra, kitapçıklarda basına verilen kitapçıktakine benzer oluşumun bulunup bulunmadığını araştırmalarını istediğini kaydeden Demir, "Biz yapıyoruz o araştırmaları. Arkadaşlarıma talimat verdim, hangi kitapçıkta buna benzer oluşum var bulun dedim. Bulamadılar henüz, bulamazlar da. Demir, soruları hazırlayan ekibin değişmediğini, aynı olduğunu belirti.

AA
 

 



Bu haber 1,062 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,032 µs