En Sıcak Konular

Gazze'de yaklaşan savaşın adımları…

6 Nisan 2011 14:24 tsi
Gazze’deki katliamdan elini kollunu sallayarak bir kez daha çıkabileceğine dair İsrail’in yenilenmiş güvenine en büyük katkı, Yargıç Richard Goldstone’dan gelmesi daha da trajik.

Ali Ebunima* / TIMETURK

Geçtiğimiz haftalarda İsrail işgalindeki Gazze Şeridi’nde İsrail ve Filistin direniş grupları arasında artan şiddet, bir düzineden fazla Filistinlinin hayatına mal oldu. Bunlardan en küçüğü 10 yaşındaki Mahmut Celal El-Hilu’ydu.

Bu artış, 2008-2009 kışında bin 400’den fazla Filistinlinin katledildiği “Dökme Kurşun” benzeri bir operasyona mı işaret? İsrail’den gelen işaretler (söz ve edimler), böylesi bir saldırıya zemin hazırlandığını düşündürüyor.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne 3 Hamas askeri kanat üyesini katlettiği hava saldırısıyla, şiddet sarmalı bir kez daha sahneye çıkmış oldu.
İsrail, bu 3 Hamas askerinin saldırı esnasında düşmanca bir eylem içerisinde (arabadaydılar) olduklarını iddia etmedi. İsrail ordusundan yapılan açıklamada Hamas askerlerinin birkaç ay sonraki “Yahudi bayramında İsraillileri kaçırmayı planladıkları” öne sürüldü.

İsrail’in son saldırısı, olağan yargısız infazlarına bir örnek teşkil ediyor. İşgal gücü olarak, hem yargıç, hem jüri hem de cellât görevini üstleniyor. Kanıt sunmadan suçlamalar yapıp ölüm cezası uyguluyor. Uluslararası hukuka göre bu bir savaş suçudur.
Küresel medya bu olayları İsrail’in Filistin saldırılarına karşı “misilleme” olarak gösterme eğiliminde, ancak İsrail medyasının yakından takip edildiğinde, bunun kasıtlı bir kışkırtma olduğunu görüyoruz.

İsrail günlük gazetesi Haaretz’deki 23 Mart tarihli makalelerinde Avi Issacharoff ve Amos Harel, “Var olan gerilim tam bir hafta önce İsrail, Netzarim’deki bir Hamas üssüne hava saldırısı düzenlediği ve iki Filistinliyi öldürdüğü zaman başladı. Saldırı Gazze’den boş bir alana düşen Kassam roketine misilleme olarak yapıldı” diye yazdı. Filistinliler, bu saldırıya 50 roketle karşılık verdi.

İsrail arkasından “yaralı Hamas askerlerini öldürmek için bir dizi hava saldırısı düzenledi”. 22 Mart’ta İsrail’in açtığı top ateşi sonucunda Mahmut El-Hilu ve 3 sivil hayatını kaybetti. Saldırının Gazze tarafından yapılan havan ateşine karşılık olduğu öne sürüldü. (“Gazze sınırında küçük bir savaş başlıyor”)

24 Mart’ta Issacharoff ve Harel, “Şiddetteki artışa rağmen, Hamas büyük ölçekli çarpışmalardan kaçınıyor gibi görünüyor. Örgütün İsrail’in güney cephesini kızdırdığına inanmak için gerçekten yeterli nedeni var. Birkaç hafta önce Mısır’dan Gazze Şeridi’ne giden yüklü bir parayı engelleyen bombardımanla başladı. İsrail’in Ukrayna’da kaçırdığı Hamas üyesi mühendis Dirar Ebu Sisi’nin sorgulanmasıyla devam etti. İki Hamas askerinin öldüğü üs bombalamasıyla da sona erdi. Son iki gündür, hatta IDF’nin hatasıyla sivil ölümlerden sonra bile Hamas’ın İsrail’e ateş açmaması dikkat çekici” tespitlerini yapıyor. (“Hamas, Kudüs bombalamasının ardında değil gibi görünüyor”).

Issacharoff ve Harel, İsrail’in Hamas noktasına yaptığı saldırıyla ilgili 25 Mart tarihli analizlerine şu tespitleri de ekledi: “Saldırıya onay veren savunma bakanı ve genelkurmay başkanının bunun boş binalara saldırmaktan farklı sonuçları olacağının bilmeleri gerekiyordu. İsrail, Hamas’ın karşılık vermeyeceğini zannetti. Ancak Hamas, Cumartesi sabahı 50 havanla cevap verdi” (“Şiddet yükseliyor”)

2 Nisan’daki yargısız infazla katledilen Filistinlerin ardından İsrail liderliğinin Filistin tarafından karşılık görmeyeceğine düşünmelerine inanmak bir hayli güç. Öyle görünüyor ki niyetleri de buydu.

Bu olaylar, “Dökme Kurşun Operasyonu”nun öncesine endişe verici şekilde benziyor. İsrail’in Gazze’ye düzenlediği yüzlerce Filistinlinin katledildiği ve binlercesinin de yaralandığı kanlı 2008 baharının ardından, İsrail ve Hamas 19 Haziran 2008’den itibaren bir ateşkeste anlaşmıştı. İsrail’in de kabul ettiği gibi, karşılıklı ateşkes sonraki 4 ayda Gazze’den fırlatılan roketlerde yüzde 97’lik azalmaya neden oldu. Bir avuç roketin hiçbiri ne Hamas tarafından fırlatıldı ne de herhangi bir İsrailliyi yaraladı.

Karşılıklı ateşkesinin İsraillileri Gazze’den atılan roketlerden koruma (İsrail’in öne sürdüğü) amacını en etkin şekilde sağlayan yol olduğu ortaya çıktı. Fakat 4-5 Kasım 2008’de İsrail’i ateşkesi bitirme kararı aldı. The Guardian’ın 5 Kasım 2008 tarihli haberinde “İsrail ve Gazze’deki Filistin milisleri arasındaki 4 aylık ateşkes, İsrail birliklerinin bölgeye girerek 6 Hamas askerini öldürmesiyle tehlikeye girdi” diye yazdı. (“Gazze ateşkesi İsrail, 6 Hamas militanını katledince bozuldu”)

Sonra, tıpkı son saldırıda olduğu gibi İsrail, katlettiklerinin vatandaşlarını kaçırma planları yaptığı gibi temelsiz iddialarla eylemlerini meşru göstermeye çalıştı.

Artan şiddete rağmen 21 Mart’ta, Hamas askeri kanadı, İsrail’le karşılıklı bir ateşkese uyacaklarını söyledi. Ancak İsrail ilgilenmedi. (“Gazze, Hamas ateşkes istedi” Ma’an Haber Ajansı 21 Mart 2011)

İsrail’in Gazze sınırındaki sabit ve kasıtlı şiddet kışkırtması, İsrail liderlerinin kavgacı açıklamaları ve propaganda uygulamaları zemininde gerçekleşiyor. 15 Mart’ta İsrail, Türkiye’den Mısır’a giden bir gemiye, Gazze’ye silah götürdüğü gerekçesiyle ve kanıt sunmadan el koydu.

Başkan Yardımcısı Silvan Şalom İsrail radyosunu 23 Mart’ta yaptığı açıklamada İsrail’in Hamas’ı devirmek için büyük ölçekli bir saldırı düzenleyebileceğini söyledi: “Böyle bir şeyin bölgeyi daha ateşe atacağını bilmeme rağmen söylüyorum”.

Kültür Bakanı Limor Livnat, İsrail’in “Dökme Kurşun Operasyonu 2”den başka şansı olmadığını öne sürdü. Haaretz’deki habere göre Şalom,  gerçekleri çarpıtarak ve artan şiddet için Filistinlilere iftira ederek, yeni Gazze savaşı olasılığını açık şekilde siyasi bağlama sıkıştırdı. Başkan yardımcısı Hamas’ın “Filistinliler arasında diyalogu engellemek ve Filistin-arasındaki görüşmelerde daha güçlü bir konuma gelmek için İsrail’e yeni cephe açtığını” iddia etti. (“Netanyahu: İsrail, Gazze’deki teröristlere operasyon düzenlemeye devam edecek”)

Diğer bir ifadeyle Şalom, Hamas’ın devam eden gücünün İsrail-destekli Ramallah’taki Filistin Yönetimi Lideri Mahmut Abbas’ın çıkarına olabilecek Filistinliler arasındaki uzlaşıya engel olduğunu iddia etti.

İsrail Gazze’ye yeni bir saldırı için zemini ister bilerek ister bilmeyerek hazırlasın, eğer artan şiddet durmazsa, böylesi bir saldırının siyasi kavramlarla anlaşılması gerekir. Bu saldırı, yarım kalmış Hamas’ı ve diğer Filistin direnişlerini bitirme amacı taşıyan bir çaba olacaktır.

Herhangi bir Filistin grubunun direnişe sadakati (askeri ya da siyasi), İsrail ve Abbas-yönetimindeki Filistin Yönetimi arasındaki sıcak kucaklaşmanın meşruiyeti önündeki en önemli engeldir. Gerçekten de ilişki o kadar dostanedir ki geçen Kasım ayında Beytüllahim’de üst düzey isimler, Dökme Kurşun Operasyonu’na komuta eden eski Genelkurmay Başkanı Gabi Eşkanazi’yi onur konuğu olarak kabul etti. Hatta Hz. İsa’nın Doğduğu Kiliseye ziyaretinde Eşkenazi’ye rehberlik yaptılar. (“İsrail ordu başkanı Beytüllahim’i ziyaret etti”, Ma’an Haber Ajansı 3 Ekim 2010)

İşe bakın ki Hamas İsrail’den daha az uzlaşmaz görünüyor: Örgüt, İsrail’in bozduğu ya da reddettiği ateşkes çağrılarını yineliyor; İsrail’le “güvenlik” ilişkisini sona erdireceğine rağmen Abbas’la sürekli uzlaşı istiyor: “iki devletli çözümü” benimsiyor. Bu fazla bilinmeyen siyasi ödünlerine rağmen, İsrail’in kendisine ya da Filistin Yönetimi’ne meydan okuma olarak algıladığı Hamas’ın askeri yeteneğe izin vermek istemiyor.

Bu ana kadar, İsrail’in Gazze’ye büyük bir saldırı başlatmak için çekinceleri olduğuna inanmak için iyi nedenler vardı. Hala Dökme Kurşun’un diplomatik ve siyasi serpintileriyle uğraşıyor; BM’de hazırlanan Goldstone raporu ve Mavi Marmara’da katlettiği 9 eylemci gibi.

Riskleri abartmadan, İsrail üzerindeki baskılar azalıyor olabilir. Mısır’daki devrim ve Arap dünyasındaki siyasi değişimin ortasında, bazı İsrailliler, Kahire’de yeni ve daha az dost bir hükümet başa geçmeden önceki fetret döneminde “son bir şans”a sahip olduğunu düşünebilir. Libya ve Bahreyn’deki Batılı ve Suudi askeri müdahaleler, siyasi amaçlar için askeri güç kullanımı meşruiyeti yarattı.

Uluslararası yardakçılık, İsrail’e hala dokunulmaz oldukları yönünde açık mesajlar gönderiyor. Obama Yönetimi’nin BM Güvenlik Konseyi’ndeki Batı Şeria’daki İsrail yerleşimleriyle ilgili son vetosu, İsrail’in Birleşik Devletler’den hala sınırsız kredisi olduğunu gösteriyor.

Gazze’deki katliamdan elini kollunu sallayarak bir kez daha çıkabileceğine dair İsrail’in yenilenmiş güvenine en büyük katkı, Yargıç Richard Goldstone’dan gelmesi daha da trajik. İsrailli liderler 1 Nisan tarihli The Washington Post’daki özür dileyen başyazısını, İsrail’in Gazze’de savaş suçları işlemediğinin ve “kan iftirası” (eski İsrail işgal gücü gönüllü askeri ve Atlantic Blog yazarı ifadesi) mağduriyetinin ispatı olarak baş tacı etti.

Goldstone açıkça kendisine karşı yoğun düşmanlık ve sürgün kampanyası yürüten Siyonistleri yatıştırmaya çalışırken, makalesinde adını taşıyan raporda yer alan tek bir somut bulguyu reddetmedi. (“İsrail’le ilgili Goldstone raporunu yeniden değerlendirmek, 2 Nisan 2011”)

Goldstone başyazısının iki önemli analizi ve Goldstone raporunun hiçbir şekilde inkârı olmadığı 2 Nisan’da Mondoweiss’de yer aldı: “Goldstone başyazısı neyi söylemiyor” (Yaniv Reich) ve “Goldstone başyazısı Gazze savaş suçlarına dair İsrail araştırmasını övüyor, fakat BM komitesi farklı resim çiziyor” (Adam Horowitz). Goldstone başyazısı kişisel bir düşüncedir. Komisyon tarafından hazırlanan Goldstone raporu, İsrail ve hatta Hamas’ın eylemlerinin yerinde bir incelemesi (İsrail’in kendine hizmet eden “araştırmaları” dahil herhangi bir kanıtla yalanlanmadan) olmayı sürdürüyor.

Buna rağmen birçok kez acıyla öğrendiğimiz gibi, yerinde analiz ve temel gerçekliklere saygının “savaş örtüsüne” çok az etkisi bulunuyor. Özellikle de bu savaşın taraflarından biri İsrail ise…

*Ali Ebunima Elektronik İntifada’nın kurucularından ve Tek Devlet: İsrail-Filistin Kördüğümünü Sonlandıracak Cesur Öneri’nin yazarı. Ayrıca Goldstone’un raporuna da katkı sağlayan isimlerden.



Bu haber 836 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,049 µs