Cem bey, Ümit hanımla dalga geçti mi?

29 Mart 2011 10:15 tsi
'Rezonansları' bol oldu. TÜSİAD'ın çalışması çok eleştirildi. Ardından TÜSİAD bir açıklama yaptı. Nasıl diyelim, hani 'yan çizdi' demeye dilimiz varmaz da, sanki o çalışmayı kendinden uzaklaştırdı. İçeriği zaten ayrı konu ama.. E, biraz ayıp olduR

TÜSİAD’ın hazırlattığı yeni anayasa talep eden ve nasıl olması gerektiği yolunda önerilerde bulunan rapor ne kadar tartışıldıysa, konu kamuoyunda ateşli biçimde tartışılmaya başlandıktan sonra “araya mesafe koyan” tavrı da masaya yatırılmalı.

TÜSİAD’ın alkışlarla kamuoyuna sunduğu bu rapor, yine TÜSİAD tarafından ve sadece bir-iki sonra şu sözlerle yeniden tanımlandı: “Anılan belge bir TÜSİAD görüş raporu değildir; akademisyen ve kanaat önderlerinin 5 temel başlıkta uzlaştıkları veya uzlaşamadıkları tespitleri içermektedir. TÜSİAD’ın bugüne kadar gerçekleştirdiği demokratikleşme çalışmaları dikkate alındığında, bu çalışma ile örtüşen ve ayrılan konular mevcuttur.”

Hayat keşke bu kadar basit olsa.

Rapor ilk açıklandığında bu vurguyu veya ayırımı bu kadar kuvvetli hissetmemiştik. “Basın bunu vermedi, daha çok açıklanan konulara değindi” denirse.. "Öyle olması normal değil mi? TÜSİAD bunu göremezse kim görecek?" denir! 

Bir ülkenin temel metnine ilişkin çalışmalar yapacaksın, içeriğine ilişkin hayli tartışılır ve tartışacağı açık değişiklikler önereceksin, sadece zikredildiğinde bile insanların “ne oluyor yav” dedirten kalemler sayacaksın, sonra da, “ama biz bunun sadece bir rapor” olduğunu arada söylemiştik diyeceksin.

Bunu ne kamuoyu algılar ne de TÜSİAD’ın varsayılan vizyonuna uyar! İkinci bir mesele; açıklamada sanki ortaya bir rapor çıkmış da TÜSİAD’ın üzerine kalmış gibi bir havanın bulunması. Bu iyice felaket bir görüntü oluşturuyor. 

TÜSİAD şunu bilmiyorsa zaten yandık; Malın sahibi parayı verendir! Bu raporun siparişini kim verdi? Lansmanını kim sağladı? Ev sahipliğini kim yaptı? Lojistiğini kim sağladı vb? Sunumu kim alkışladı? Bu bir TÜSİAD raporu değil mi?

“Bu raporun her satırına katıldığımızı söyleyemeyiz, bilimsel bir çalışmadır ona da itiraz edemeyiz”. TÜSİAD’ın açıklaması buysa iyi.. Ama tatmin edemez. Cem Boyner mealen, “arkasında duracaksınız bunu yapın, durmayacaksanız kısa yoldan dönün” dememiş miydi o toplantıda? TÜSİAD üyeleri de hararetle alkışlamadılar mı?

“Anayasa’nın değiştirilemez maddeleri ‘değiştirilsin’ demedik”. Doğru cümleyi böyle kurmadınız. Fakat öyle anlayanlar oldu.

Şimdi çıkıp, “TÜSİAD, Cumhuriyetin demokratik, laik sosyal bir hukuk devleti olması niteliklerini ve devletin dili, başkenti ve bayrağı konularını içeren Anayasa’nın değiştirilemez maddelerinin değiştirilmesi yönünde, ne geçmişte ne bugün, bir görüş ve önerisi olmadığını” söyleyebilirsiniz ama asıl söylenmesi gereken zaman o toplantıydı.

Yine şimdi açıklama yapıp, “bu hususlar TÜSİAD tüzüğünde açıkça ifade edilmiştir” de diyorsunuz ama kamuoyu, “Anayasayı değiştiriyormuşsunuz tüzük nedir” derse ne yanıt vereceksiniz?

TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner’in eşi ve hem “eski” siyasetçi hem de işadamı Cem Boyner’in zikrettiği, “İnsanlarımızın özgürlüğü, onuru, hakları ülkenin bölünmesinden daha önemlidir” sözleri-kendisi sonradan “anlamadılar” dediyse de-yine kendisi tarafından “anlaşılmayabileceği” düşünülmeliydi.

Ama konuşmasında zaten “sert söyleyeceğim” demişti. Doğal olarak, "istediğini söyleyen istemediğini işitir" aşamasına gelinmiş bulunuyor. Bize kalırsa, “Anayasa da aramızdaki bir sözleşmedir. Beğendiğin ülkenin sözleşmesine girersin, beğenmediğine gitmezsin” sözlerine de izah getirmelidir Sayın Boyner ama artık o başka bir tartışmaya gider.

Biz yine de gazetecilik sorumluluğunu yerine getirelim, TÜSİAD’ın açıklamasının ilgili bölümlerini yansıtalım. Kararı da yine okur versin…

“TÜSİAD’dan yapılan açıklamada, 22 Mart 2011 tarihli Yüksek İstişare Konseyi toplantısının özel oturumunda “Yeni Anayasa Yuvarlak Masa Toplantıları Dizisi-Yeni Anayasa Sürecinin Beş Temel Boyutu” başlıklı çalışmanın, TÜSİAD’ın ev sahipliği yaptığı ve Türkiye’nin alanlarında tanınmış 22 akademisyen ve kanaat önderinin bir araya geldiği toplantılar dizisinin sonucunda, 5 başlıkta farklı fikirleri derleyen metin olduğu belirtildi.

Açıklamada, çalışmanın son bölümünün ise çalışmanın eş koordinatörleri Prof. Ergun Özbudun ve Prof. Turgut Tarhanlı tarafından kaleme alındığı ve diğer yirmi katılımcı acısından bağlayıcı olmayan, şahsi yorum ve değerlendirmeleri içerdiği ifade edildi.

Çalışmanın hazırlanma amacı ve yöntemi açıklanmasına rağmen, geçtiğimiz hafta boyunca, basında çalışmanın bir TÜSİAD Anayasa taslağı olduğu ve/veya çalışmanın TÜSİAD görüşlerini içerdiği yönünde değerlendirmelerin yer aldığı, bu nedenle TÜSİAD Yönetim Kurulu’nun görüşlerini kamuoyuyla paylaşılması gereğinin gördüğü belirtildi.

Anılan belge bir TÜSİAD görüş raporu değildir; akademisyen ve kanaat önderlerinin 5 temel başlıkta uzlaştıkları veya uzlaşamadıkları tespitleri içermektedir. TÜSİAD’ın bugüne kadar gerçekleştirdiği demokratikleşme çalışmaları dikkate alındığında, bu çalışma ile örtüşen ve ayrılan konular mevcuttur.”

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,831 defa okundu.