En Sıcak Konular

Günah keçisi feda edilecek mi?

0 0 0000 00:00 tsi
Günah keçisi feda edilecek mi? Geriye kalan son figür, tabir yerindeyse, ‘tanrıların başında durduğu sunağa’ gönüllü bir günah keçisi olarak başını uzattı! Böylece neredeyse ‘muhtıranın muhatabı’ haline geldi. Son oylama, erken seçim ve AKP’nin merkez sağa

Şurası gerçek ki muhtıranın verildiği gece yarısından bu yana köprünün altından çok sular aktı. Artık askerin itirazı o günlerin keskinliğini taşımıyor. Ama ‘içindekiler’ unutulmuş veya bunlardan vazgeçilmiş değil.

Başbakan Erdoğan’ın, arada Abdullah Gül’ün de “girip-çıktığı” telefon konuşması, Milli Eğitim Bakanı’nın Genelkurmay’a yaptığı durumu “izah” eden ziyareti ve nihayet İstanbul’da Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ile Başbakan arasında “başbaşa” gerçekleşen 2 saati aşkın toplantı, Türk politik yaşamının her an sürükleneceği bir kriz izlenimi veren son 15 günün gerginliğini yumuşattı.

Muhtıra’nın ‘detan’ hali!..

Tabii bu imkanları yaratan önemli hamleleri de atlamamak lazım. Anayasa Mahkemesi kararı ile Abdullah Gül’ün Köşk’e yürüyüşünün neredeyse imkansızlaşması ile bir erken seçim kararı alınmış olması da bu rahatlığı yaratan teskin edicilerden.

Bu yeni kompozisyon herşeyin yoluna girdiği anlamına gelmiyor. Bunun iki nedeni var. Birincisi yarın yapılacak yeniden "ilk tur" Cumhurbaşkanlığı seçiminin hala Gül’ü Cumhurbaşkanı yapacak sürpriz ihtimalini taşıması.

İkicisi ise böyle bir durumda neredeyse eş zamanla ve aynı şiddette akla gelecek muhtıranın durumu. Şu an için muhtıranın ikazı, “detant” yani bir anlamıyla “donmuş” gibi. Ama asla ortadan kalkmış değil. Hiç olmamış gibi davranmak da söz konusu olamayacağından, bu süreç boyunca hep hatırlanası bir “demokles kılıcı” olarak sallanacak.

Muallak!

Kabul gerekir ki, politik masanın tüm oyuncuları işi içinden çıkılmaz bir noktaya götürmemek konusunda ihtiyatlı davrandı.

Buna ekonomimin benzer durumlarda gösterdiği yüksek salınımlı sarkaç durumu da eklenmeyince, kriz en azından izole edilmiş oldu. Fakat, Anayasa Mahkemesi ve 367 süreci, mitingler, oylama gerginlikleri ve muhalefet partilerinin ardışık sert hamleleri, özellikle üç politik figür üzerine yoğunlaşılması tablosunu ortaya çıkardı.

Erdoğan, Gül ve Arınç… Başbakan zaten kendisinin yukarı çıkıp çıkmayacağı konusundaki açıklamasından hemen sonra bu konsantrasyonun merkezinden süratle sıyrıldı.

Bu sefer tabloya yeni aday Abdullah Gül oturdu. Fakat Gül’e yönelik ağır kritikler, uzun zaman içinde oluşturulmuş esnek, naif kişiliği ve hep "kapsayıcı ve sağlıklı ilişkilere dayandırılmış" politik hayatına çarptı. Öyle ki, bu çekişme için Gül’ün hak etmediği bir çarpışmanın mağduru olduğu yolunda kuvveli bir izlenim oluştu.

Söz ola kese başı!

Hatta TBMM kulislerinde muhalefet partilerinin birçok milletvekilli bile Gül’ün bunu haketmediği yolunda görüşler verirken, TV ekranlarında objektif kimliği ile tanınmış gazeteciler aleni biçimde Abdullah Gül’ün iddia edildiği gibi bir kişi olmadığını, bu sert çekişmede arada kaldığını söylediler.

Abdullah Gül de adaylık sürecinin ilanından şu ana kadar yanan bu harlı aleve körükle gitmeyerek üzerine çevrilmiş projektörlere ılımlı kareler sundu.

Geriye kalan son figür ise bu yollardan hiçbirini tercih etmedi ve tabir yerindeyse, “tanrıların başında durduğu” sunağa gönüllü bir günah keçisi olarak başını uzattı!

TBMM Başkanı Bülent Arınç, biraz da AKP ve Meclis grubunda kendisi gibi düşünen tabanına mesajlar vermek uğruna, aday tespiti sürecinde Başbakan’la yaptığı görüşmede “ya ikinizden biri ya ben” dayatmasından başlayarak tüm yaraları kaşıdı.

Böylece iyice hassasiyet kazanmış ulusalcı kesimin hiddetini üzerine çektiği gibi, parti içindeki ılımlıların ve sorunsuz seçimlere gitmek arzusundaki hükümetin zımni şimşeklerini de topladı.

İddialı bir söylemle denebilir ki, neredeyse “muhtıranın muhatabı” haline geldi. Basın da bunu hızla fark etti ve hakim medyanın genel yayın yönetmenlerinin köşe yazılarına kadar ulaşan bir değerlendirmeyle “sorunun nedeni” olarak tanımlandı.

Yeni rotanın safrası…

24 saat içinde yaşanacak Cumhurbaşkanlığı oylaması ve kısa vadeli seçimlerde “huzuru” en çok  isteyen kesim olarak tanımlanabilecek AKP açısından "bu hal", yeni bir politik dönüşün kulvarına da sirayet ediyor.

AKP’nin seçimlerle ve yeni milletvekili listeleriyle birlikte “merkez sağa” doğru ağır ama kesin bir dönüş yapacağına ilişkin söylemler, bitirdiğimiz hafta içinde iyibilgi’nin haberleriyle sizlere ulaştırılmıştı.

Zaten sancılı olacağı anlaşılan bu manevra için “ağırlıklardan” kurtulmak gerekiyor. Görünüyor ki krizin tüm tarafları manevrayı kolaylaştıracak ve “normalleştirecek” bu hafifleme için hangi safranın atılması konusunda mutabık.

www.iyibilgi.com



Bu haber 794 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,953 µs