En Sıcak Konular

Muhammed Vecit Ahter'in Libya yorumu...

23 Mart 2011 17:35 tsi
Tarih Libya'yı anlatıyor

Kaçık zalim diktatör ezici hava gücünü ve yabancı paralı askerlerini, tiranlığına karşı protesto etme cüreti gösteren Libyalıları katletmek için kullandı. Aciz dünya seyredip kınama demeçleri verirken, Trablus, Bingazi ve Sirte caddelerinde kan akıyordu.

Libya’nın Romalı fethinin tekrarı hayali içinde Mussoloni’nin güçlerinin gerçekleştirdiği soykırımla Kaddafi’nin hareketleri arasında büyük benzerlikler var. O günlerde, Libya halkı zafer yolunda aşılmaz engellerle yüzleşti. İtalyan ordusu modern bir devletlin elinde olan ne varsa, tanktan uçağa, tüm gücüyle sindirmeye çalışırken çok eski tüfekler ve kılıçlarla silahlandılar.

Karşı karşıya bulundukları umutsuz duruma rağmen, bir şekilde Libyalılar zalimlerle mücadelelerini sürdürmeye muvaffak oldu. Arzu ve azimlerinin büyük bir açıklaması, liderleri Büyük Senusi’de görülebilir.

Doğu Libya’ya yerleşmeden önce Cezayir’de doğan, Fas’ta okuyan ve Mekke’de Sufi yolunu geliştiren Büyük Senusi, takipçileri için Müslüman birlikteliğinin büyük bir simgesiydi. Zaviye Beyde’den (Beyaz Mescit) insanları, mezhepçilikten ve hurafeden uzak bir dine (İslam) çağırdı.  Mesajı tüm dünyada yankı buldu, fakat benimsediği vatanı Libya’dan daha fazla değil. Hayatı boyunca, hareketine her 3 Libyalıdan 1’i dâhil oldu.

Libya işgal edildiğinde, Büyük Senusi mescide geri çekilmek yerine direnişin lideri oldu. Libya halkı yıllar boyu acı çekti fakat teslim olmadı. Büyük Senusi zafere ulaşamadan vefat etti, fakat oğlu Muhammed el-Mehdi Senusi hırkasını devraldı ve tüm yetişkin hayatı boyunca mücadeleyi sürdürdü. Sıkıntılı bir noktada,
 
Osmanlı Halifesi’yle Libya’daki kötüleşen durumu konuşmak için İstanbul’a gitti. Ancak dönmeye çalıştığında, zalimler ordusunun engeliyle karşılaştı. Libya’yı tekrar görmek nasip olmadı, onun yerine son günlerini Medine’de geçirdi.

Muhammed el-Mehdi, takipçilerinden birini, Ömer Muhtar’ı, yerine bıraktı. Tobruk’ta bir Kuran öğretmeni olan Ömer, neredeyse imkânsız bir mücadelede Libyalılara önderlik etti. İnanç ve sebatla, zafer umudunu canlı tutmayı başardı. Zalimler merhamet göstermedi ve neredeyse tüm Libya halkını toplama kampında açlığa mahkûm ederek diz çökmeye zorladı.

Ömer Muhtar, İtalyanlar tarafından yakalanana dek yarım milyondan fazla Libyalı hayatını kaybetti. Üç gün sonra zalimlerin zulmünü devirebileceğine inanma cüreti gösterenlere ibret olsun diye halkının önünde asıldı.
Arkalarındaki şanlı atalarının anısı ve önlerinde Tunus ile Mısır’daki kardeşlerinin örneğiyle, Libya halkı özgürlük mücadelesini nihayete erdirme zamanının geldiğine karar verdi.

Asla ölmedi!

Büyük Senusi vefat etti, Muhammed el-Mehdi sürgün edildi ve Ömer Muhtar şehit edildi fakat Libya direniş ruhu hep canlı kaldı. Er geç, Libya bağımsızlığını kazanacaktı fakat hayalini kurdukları şekilde bir bağımsızlık olmayacaktı.

Bunun yerine, halkını katleden ve dedesine, amcasına ve öğretmenine karşı savaşan sömürge güçleri tarafından Büyük Senusi’nin torunlarından biri Libya Kralı olarak atandı. Dindar olmasına rağmen, Kral İdris dış güçlerinin elinde kuklanın biraz ötesiydi. 1969’da Kral İdris, genç bir Albay Muammer Kaddafi tarafından askeri bir darbe ile devrildi. 

Kısa bir süreliğine, Libya halkı zafere ulaşmış olduklarının hayaline kapıldılar.

Ne yazık ki, hırslı genç albayın mücadele ettikleri zalimlerin kişiliğine büründüğünü ve daha baskıcı hale geldiğini seyrettikçe umutlarının üstü çizildi. Arkasından gelen 42 yıl boyunca, özgürlük rafa kaldırıldı. Şimdiye kadar!

En nihayetinde, istiklal mücadelesine başladığından bir yüz yıl sonra, Senusi’nin gerçek çocukları onun hayalini gerçekleştirmeye çok yakınlar. İnşallah.

* Öksüzler ve Yardıma Muhtaç Çocuklar İçin Yardım Haftası’nın Kurucusu

Bu makale Oğuz Eser tarafından tercüme edilmiştir.

 



Bu haber 732 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,663 µs