'Şimdi hayır diyoruz'

16 Mart 2011 12:05 tsi
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Guardian'daki yazısında Arap dünyasındaki halk hareketlerini yorumladı ve "Hakarete maruz kaldık ve aşağılandık. Ama sonunda tarih bize itibarımızı iade ediyor" dedi

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İngiliz Guardian gazetesinde yayımlanan makalesinde, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki olaylarla ilgili "Şimdi tarihi doğal akışına bırakmanın zamanı" ifadesini kullandı.

Makaleyi "Biz, Ortadoğu'da küçümsenmeyi itibarla değiştirdik" başlığıyla yayımlayan gazetede, Davutoğlu, Libya'dan Türkiye'ye insanların isteğinin ortak bir kaderi ortaya çıkardığını kaydederek, "Arap dünyasındaki devrimlerin kendiliğinden olduğunu, ancak olması gerektiğini de" belirtti.

Bu halk hareketlerinin "tarihin doğal akışı için gerekli olduğunu" bildiren Davutoğlu, geçen yüzyılda iki anormallik olduğunu bunlardan ilkinin sömürgecilik, ikincisinin ise Soğuk Savaş olduğunu kaydetti.

Makalesinde "Şimdi artık tarihi doğal akışına bırakmanın zamanı" ifadesini kullanan Davutoğlu, Arap dünyasında yaşanan tüm devrimleri 1980'lerin sonunda ve 90'larda yaşanması gereken gecikmiş süreçler olarak gördüğünü belirtti. Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Gecikti çünkü, bazıları Arap toplumlarının demokrasiye layık olmadıklarını, statükoyu korumak ve radikal İslamcılığı önlemek için otoriter rejimlere ihtiyaç olduğunu söyledi. Kendi demokrasileriyle gurur duyan bazı ülkeler ve liderler, Ortadoğu'daki demokrasinin bölgemizdeki güvenliğe tehdit oluşturacağında ısrar ettiler."

-"ŞİMDİ HEP BİRLİKTE HAYIR DİYORUZ"-

"Şimdi hep birlikte hayır diyoruz" diyen Davutoğlu, makalesinde, "Sıradan bir Türk, sıradan bir Arap ve sıradan bir Tunuslu tarihi değiştirebilir" ifadesine yer verdi. Demokrasinin iyi birşey olduğuna ve halkın bunu hak ettiğine inandıklarını belirten Davutoğlu, bunun tarihin doğal bir akışı olduğunu ve herkesin halkın bu isteğine saygı göstermesi gerektiğini ifade etti.

Bölgedeki toplumların, aşiretlerin, farklı etnik grupların yeniden birbirleriyle bağ kurması gerektiği anlaşılmazsa, tarihsel ivmenin kaçırılacağını belirten Davutoğlu, "Geleceğimiz ortak kaderimizdir. Bölgede hepimizin kaderi ortaktır" dedi.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bundan sonraki süreçlerde yapılması gerekenler konusunda ise, öncelikle insanların hayatlarını kurtaracak, felaketi önleyecek acil durum planlarının olması gerektiğini kaydetti. İkinci olarak hayatın normale döndürülmesi gerektiğini bildiren Davutoğlu, son olarak da tsunamiden sonra evlerin yeniden yapıldığı gibi siyasi sistemlerin yeniden yapılandırılması gerektiğini belirtti.

Ama bunun için bir plana ve vizyona ihtiyaç olduğunu kaydeden Davutoğlu, şunları belirtti:

"Özgüvene de ihtiyaç var. Bu özgüven de şu demek: Bu bölge bizim ve yeniden inşa edecek olan bizleriz. Bunun olması için de izlenecek temel ilkelere açıklık getirmeliyiz. Öncelikle, bölgemizdeki saygı ve itibar isteyen kitlelere güvenmeliyiz. İtibar, kritik bir kavram. On yıllar boyunca küçümsendik. Şimdi itibar istiyoruz. Tahrir Meydanındaki gençlerin de talep ettiği bu. Onları dinledikten sonra, gelecek için çok daha iyimser oldum. Bu nesil, Mısır'ın geleceğidir. Ne istediklerini biliyorlar. Bu bölgemizde yeni bir hareketlenme ve buna saygı gösterilmeli."

-"DEĞİŞİM TERCİH DEĞİL, GEREKLİLİK"-

Değişim ve dönüşümün bir tercih değil, gereklilik olduğunu makalesinde kaydeden Davutoğlu, ayrıca bu değişimin barışçıl yollarla olması gerektiğini kaydetti. Güvenlik ve özgürlüğün birbirine alternatif olmadığını, ikisine de ihtiyaç olduğunu belirten Davutoğlu, "sosyal ve devlet kurumlarımızı korumak için, şeffaflık, hesap verebilirlik, insan hakları, hukukun üstünlüğüne ihtiyaç vardır" ifadesine yer verdi.

Bölgedeki ülkelerin toprak bütünlüğünün korunmasının önemine de dikkati çeken Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Mısır'da, Libya'da, Yemen'de, Irak'ta, Lübnan'da olanlar, hepimizi etkiliyor. Dolayısıyla bu ülkelerin halklarıyla dayanışma içerisinde olmalıyız. Politikacılar, liderler, entelektüeller ve basın için daha fazla bölgesel forumlar olmalı."

"Genelde 'oryantalist' bir kavram olan Ortadoğu'nun" şimdiye kadar hep gerilim, çatışma ve az gelişmişlikle özdeşleştirildiğini kaydeden Davutoğlu, "Ama bizim bölgemiz binlerce yıl boyunca, medeniyetin merkezi oldu. Bu medeniyet ve siyasi kültür mirasımıza ek olarak, bölgemizi küresel çekim merkezine dönüştürecek ekonomik kaynaklarımız da var" dedi.

A.A.

Bu haber 1,405 defa okundu.