Mr. 'Kal' geldi!

0 0 0000 00:00 tsi
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal önümüzdeki dönem sıkıntılı anlar yaşayacak! Sebebi birden çok. Süreç 'sıcak' olduğu için ‘acı’ fark edilmiyor ama ‘genç’ bir liderle yer değiştirmesi gereğine inanan çok. İşte gözü dışarıd

Kim ne derse desin ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin son dönemdeki aktif tavrı sandığa nasıl yansırsa yansısın, özel olarak CHP seçmenin, genel olarak sol seçmenin Deniz Baykal’dan umudunu kestiği bir gerçek.

Aslında Türk politik hayatında yaşanan gayet incelikli ve derinlik gelişmelere rağmen Başykal konusundaki kanaat gerçekte basit bir bakışa dayanıyor. Sol seçmen oylarını değiştirip sağ’a dümen kıracak değil ama Deniz Baykal’la hedefe ulaşılmayacağının da farkında.

Baykal’a ilişkin hayal kırıklığı parti içinde net bir duruş olarak ortaya çıkamıyor. Çünkü CHP’nin sistematiği Baykal Genel Başkanlığa geldiğinden bu yana bir türlü ‘kurt kapanı’na dönüşmüş ve parti içi muhalefete imkan tanımayan, hatta anında diskalifiye eden bir yapıya sahip.

Fakat bu da çok önemli değil. Zira, CHP’li sol seçmenin yakınmalarını hemen her yerde, “Baykal’la olmuyor biz de biliyoruz ama ne yapalım, kime verelim biz de bilmiyoruz” serzenişleriyle duymak mümkün.

Özet bir bakışla CHP’nin ardından çekilmek gibi bir durum yok ama seçmenin “kerhen” Baykal’a oy verdiği de bir realite.

Biz de soralım o zaman!..

Peki CHP’nin hem de seçim zamanı liderini değiştirme veya sorgulama ihtimali var mı? Bu soruyu karşılayacak yanıtların sayısı duruma göre değişiyor. Örneğin Türkiye’deki “ulusalcı akım”, siyaset arenasındaki temsilcisinin Baykal olabileceğine güveniyor mu?

Deniz Baykal, ulusalcı kimliğin savunuculuğunu “elinden geldiğince” yapmaya çalışıyor olabilir.. Ama bu işe yarıyor mu? Yoksa “liderlik” ve sandıkta da başarısı yüksek olacak yeni bir profil bu kesimin içini rahatlatabilir mi?

Baykal’lı CHP bu seçimden de yüzde 10 barajını zar-zor aşacak bir oranla çıkarsa veya raha aşsa bile TBMM’de bugün yaşanan duruma benzer bir pay edinirse yine aynı sıkıntılar yaşanmayacak mı?

Bir başka ama ilintili mesele Baykal’ın hala ve hala Sol’dan gelen tekliflere kendisini sıkı sıkıya kapaması. Çağlayan Mitingi’nden gelen çağrılar Baykal’a DSP ve SHP’ye yakınlaşması adına ciddi ikazlar olsa da, hatta Baykal DSP’ye yeşilimsi bir ışık yakmış olsa da “tereddüt” sürüyor.

Güven…

Çünkü CHP lideri SHP ve DSP liderlerine israrla “partinizi kapatın öyle gelin, ittifak olmaz, bize katılım olur” diyor. Bu aslında şu demek… Biri-son popiler anketlere göre-en çok yüzde 2.5 biri de en fazla yüzde 1 alacak bu partilerin, TBMM’ye girdikten sonra kendisini terk edip, evlerine dönmesinden korkuyor.

Tüm bunlar Türk solunun birleşmesini, pardon Baykal liderliğinden toparlanmasını zorlaştırıyor. Siyasi bir yapının içinde yer alarak politik yaşamda var olmaya çalışan bu partilerdin liderleri ve sempatizanları da açık biçimde Baykal’ın en ufak çatlak sese tahammül etmeyen karakterinden korkuyorlar.

Tersine Baykal, “birleşelim, birleşelim” diye CHP’nin kapısını aşındıran sol partilere “yarım dirsek” gösterirken, en az “merkez sağ”da olan, ama milliyetçi çizgiye yakınlığı da şaşkınlıkla izlenen Cem Uzan’ın Genç Partisi’ne daha yakın davranabiliyor!

Üç ayaklı final…

Sonuç olarak şunu söylemek mümkün. Sol taban Baykal’ın liderliğinden çok umutlu değil. Muhalefette geçirdiği 4.5 yıldan ise hiç memnun değil. Gelecek vaad etmediğini görüyor. “Elit sol” ise özellikle hassas olduğu konularda Baykal’ın kuru söylemler dışında baskın olmadığını görüyor. Nihayet Baykal’ın “ben”ine dönük tutuculuğu da bu çemberi tamamlıyor.

Geriye Baykal’ın içinden çıkamayacağı anlaşılan bu fasit çemberden, sol seçmenin bir çıkış yolu bulması kalıyor! Ağır yara şuradaki, şu an bu “acil kapı” henüz ortada yok. Ankara’da, “ama eli kulağında” diyenlere ise hararetle “hani nerede” deniyor.
www.iyibilgi.com

Bu haber 278 defa okundu.