En Sıcak Konular

Washington, diktatörlerin patronu olmamalı

11 Mart 2011 12:10 tsi
Washington, diktatörlerin patronu olmamalı
Özgürlük talebinde Arap halklarından yana saf tutmak, ABD'nin baskıcı rejimlerle ortak olduğu kanaatini de ortadan kaldıracaktır

Ziyad ASALİ / The Daily Star

Arap dünyasındaki ayaklanmalar, bütün ülkelerin, bilhassa da ABD’nin mevcut politikalarını gözden geçirmesini gerektiriyor. Beklentiler, demokrasi, insan hakları, ifade özgürlüğü ve adil seçimler yönünde yükselen taleplerin yanı sıra Ortadoğu halklarının arzularına olan inancın, söz konusu politikalarda uygun tezahürünü bulacağı yönünde. Bütün bu talepler, Filistin-İsrail ihtilafını çözmeye ve bir Filistin devletinin kurulmasına yönelik bir açılımın parçası olarak paketlenseydi, sürpriz olmazdı.

Adalet ve insanca yaşamak
Muazzam gelişmeler, ABD’nin bölgedeki nüfuzunun sınırlarını açığa vuruyor. Bu durum, geçenlerde ABD Başkanı Barack Obama’nın Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas’ı BM Güvenlik Konseyi’nde İsrail’in yerleşim inşaatlarını kınayan bir tasarıyı, bazı koşullar karşılığında geri çekmeye ikna edememesiyle de kendisini ortaya koydu. Washington’ın yanında saf tutmak yerine ona karşı ‘ayağa kalkmanın’, Arap liderleri için siyasi açıdan daha avantajlı olduğu açıkça ortada.
Bunun nedenlerinden biri Filistin meselesi, fakat tek nedeni değil. Tunus, Mısır, Yemen, Bahreyn ve Libya’da yaşanan protestolardaki ortak tema, ideoloji, din, dış politika veya ekonomik sorunlar değil. Onları birleştiren unsur, daha ziyade kötü yönetime, ülke liderlerinin pervasız baskısına, aileleri ve yakın çevreleriyle birlikte paraları çalıp çırpmasına duyulan tepki.
On yıllardır kleptokratik diktatörler ve şürekâları, yaptıkları itibariyle hukuk tanımazlarken, sıradan vatandaşlar insanca yaşamdan ve hukukun üstünlüğünün imkânlarından mahrum bırakıldı. Diktatörlerin yolsuzluklarının boyutu, ihalelerden alınan muazzam komisyonlardan, halkın sürekli olarak itilip kakılmasına ve aşağılanmasına kadar çok çeşitli alanlarda tezahür etti ve hâlâ da ediyor –bu öyle bir raddeye geldi ki, kendini feda etmek, reddetmenin geçerli bir aracına dönüştü.
Liderler ve aileleri, ülkelerinin ve kaynaklarının bugün ve gelecekteki sahibi olduklarını iddia eder hale geldi. Son dönemde Arap dünyasında tanık olduğumuz şey bir Facebook devrimi veya Twitter isyanı değil. Bunlar, halklarını sistematik olarak ezen adaletsiz hükümetlere karşı ayaklanmalar. Televizyon ve sosyal medya, örgütlenmeyi ve bilginin yayılmasını gerçekten kolaylaştırdı, fakat insan iradesini isyan etmeye yöneltmedi. Bunu yapan, adaletsizlik ve insanca yaşayamamaktı.
İstikrar peşindeki ABD ve genel olarak Batı, Ortadoğu’daki tiranları ve hırsızları hoşgördü, yeri geldiğinde aktif biçimde destekledi. Bölgenin haysiyetine sahip çıkarak ve çoğu zaman barışçı araçlarla seslerini yükselten genç insanlarsa, kendileri ve ülkeleri için özgürlüğü sağlamak adına kanlarını akıtıyor. İstikrarlı ve demokratik bir gelecek arıyorlar ve bunun bedelini ödemeye de hazırlar. Hesap verilmesini ve şeffaflık istiyorlar. Biz ABD’dekiler, onlara kulak vermeli ve yardım etmeliyiz.

Sözler yetersiz
Obama yönetiminin yardım sözleri ve destek beyanları yetersiz. Zira sözleri eyleme dökme vakti geldi. Bu filizlenen Arap demokrasilerinin halkları özgürlük talebiyle sokaklara döküldüğüne göre, şimdi bu özgürlüğü gerçek şeffaflık sağlayarak garantiye almak gerek. Küresel çapta terorizmle mücadele için seferber edilen Amerikan, Batı ve uluslararası hukuk sistemleri, kendi halklarını öldüren yetkililere de yönelmeli. Bu yasalar, halklarının kaynaklarını çalan, yolsuzluğa batmış kişilere uygulanmalı; bu liderlerin yağmalarının Batılı finans kurumlarında ve yatırımlarda güvenli biçimde durmasına izin verilmemeli. Batılı küresel kaynaklar şu an yolsuzluğun tehdidi altında ve Batılı hükümetler bunu görmüyor. Bu yolsuzluk, sadece Ortadoğu’daki bireyleri değil, bütün toplumları radikalleşmeye sevk ediyor. Mollalar ve radikal ideologların elinde, hakları ve onurları hiçe sayılan insanları etkileyip harekete geçirebilecek geçerli argümanlar var.
ABD hırsız tiranlarının elinde inim inim inleyen halkların güvenini kazanacaksa, Amerikalı ve uluslararası ekonomik ve finansal kurumlar yolsuzlukla mücadele için seferber olmalı. Bunun sonucunda ABD ve bütün dünya için ortaya çıkacak ekonomik faydalar ve güvenlikle ilgili müspet gelişmeler olacak. Evet, hesap verebilirlik talep etmek kesinlikle bizim işimiz. Zira radikalleşmiş ve haklarından mahrum bırakılmış toplumlar, Amerikan ulusal güvenlik çıkarlarına da tehdit teşkil ediyor. Gerek ABD gerekse başka yerlerdeki hukuk sistemleri, yolsuzluğa batmış rejimleri soruşturarak ve medyanın ilgisini canlı tutarak, insanların haklarını savunmak zorunda.
Batılı ülkeler hesap sorduğu takdirde, bu tiranlar kendi halklarını öldürüp korkutmak, yanı sıra Avrupa ülkelerini ekonomik cezalandırma veya mülteci akınıyla tehdit etmek konusunda o kadar pervasız olamayacak. Özgürlük talebinde Araplardan yana saf tutmak, Washington’ın baskı rejimleriyle ortak olduğu yönünde hâkim olan kanaatin ortadan kalkmasına da yardımcı olacak.

İstikrara açılan kapı
Mısır’da Hüsnü Mübarek, Tunus’ta Zeynel Abidin Bin Ali’nin (ve belki Libya’da Muammer Kaddafi’nin) devrilmesi, doğru yönde atılmış adımlar. Hesap verilmesini sağlamak yönünde gerçek bir kararlılık, Ortadoğu’da demokrasiye ve istikrara kapıyı açacaktır. Bu durumda ABD, ne dünyanın polisi ne de diktatörlerin patronu olmalıdır.

 

Radikal

 



Bu haber 999 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,540 µs