En Sıcak Konular

Gül hakkındaki iddialara tek tek yanıt verdi!

0 0 0000 00:00 tsi
Gül hakkındaki iddialara tek tek yanıt verdi! Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'den son dakika açıklaması... Gül, gazetecilere yaptığı açıklamada yarın ne olacağı ile ilgili düşüncelerini söyledi. Gül "en erken seçim" ve "halk seçsin" mesajları verdi.

Dışişleri Bakanı Gül gazetecilere yaptığı açıklamada bundan sonra ne yapacaklarının cevabını verdi. "Bu benim şahsi fikrim" diyen Gül "Bir tur daha yaparız. Eğer milletvekilleri fikirlerini değişmedilerse, yapılacak şey erken değil en erken seçimdir" dedi. Gül "ancak bu yeterli değil, eskiden darbeleri hazırlayan çıkmazlara girmemek için Cumhurbaşkanını halkın seçeceği düzenlemeyi yapacağız" dedi.

Abdullah Gül "çifte standarda uğradığınızı düşünüyor musunuz" sorusuna verdiği yanıtta "hayır, içimiz rahat, yanlış yaptığını düşünenler vicdanlarına hesap versin" dedi.

Gül, Cumhuriyet Gazetesi'nde hakkında ileri sürülen laiklik ile ilgili sözlerini kesin bir dille yalanladı.

Gül'den iddialara tek tek cevap

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Cuhuriyet'te çıkan yazıdan, Kalkınma Bankası iddiasına ve hakkında açılan tüm davalara ilişkin gazetecilerin sorularına cevap verdi.  
               
Abdullah Gül, gazetecilerle yaptığı görüşmede hakkında çıkan iddialara da cevap verdi. Cumhuriyet gazetesinin manşete taşıdığı sözle ilgili açıklamalarda bulunan Bakan Gül bu sözü Guardian gazetesince ortaya atılan bir söz olduğunu söyledi ve olayı anlattı:

"Türkiye ile ilgili tahlillerini yapmış . Benimle ilgili de yaptığı görüşmeyi de 1.5 satırlık ifade ediyor. 1995 yılında ben bunu tekzip ettim. Guardian’dan da böyle bir yazı aldığını bize ifade etti. Benim makalem değil, benim le yapılan ropörtaj değil, bana atfen söylenen bir söz.

Bunda acı olan şu . Cumhuriyet gazetesi kırmızı zemin içinde benim ağzımdan söylemişim gibi lafı da değiştirerek farklı bir ifade kullanılıyor. Ben gazeteye saygı duyarım. Ama bu çok yanlış bir şey Bu işte gazetecilik ahlakı yok. Ben gazetecilik ahlakı açısından üzüldüm. Benim hakkımda yazı yazıp tiraj alabilir ama bu yapılan çok çirkin şeydir. Bu nedenle fazla konuşmak istemedim. Ben bunu bu gazeteye yakıştıramadım.

Ne mutlu Türküm diyene özdeyişi ile ilgili Emin Çölaşan’ın dile getirdiği konu bir konferansta Eğer Türklük konusunda benim kadar kendisini kimse Türk ispat etmeye kalkışmasın benim 7 sülalem değil 70 sülalem Türktür. Ama bu ülkede herkes bu ülkenin vatandaşıdır. Emin Çölaşan bu Abdullah Gül’e atfendir. Ben Emin Çölaşan’ı hiç okumam. Bir gazeteci için kendisinin okunmuyor olması iyi şey değildir. Kalkınma Bankası ile ilgili tekzip gönderdim ama yayınlamadı. Benim gibi sülalesini Türklere dayandıran kimse olamaz.
Ben böyle bir panele de katılmadım böyle bir söz de söylemedim. Seçime giderken benim resmimi kadınlarla birlikte göstermeye kalktılar bu çok çirkin bir olaydır. Deniz Gezmiş’le ilgili kanun teklifine de imza atmışımdır. Aykırı şeyler yapmadım demiyorum. Ama bu yazılanlar tam bir iftiradır. 28 Şubat süreci ile bugün Genelkurmay bildirisi hakkında bir bağlantı kuruyormusunuz. Ben alaka kurmuyorum. Aykırı şeyler yanlışlar görebiliriz bunlar olabilir. Bu kadar büyük bu kadar çoğulcu hareketlerin olduğu ülkede tasvip etmediğimiz olaylar da olabilir .

Refah Partisi nedeniyle Trilyonluk davasında yargılandığınız ve Kalkınma Bankası iddiaları ile ilgili soruları karşılıksız bırakmayan Dıişleri Bakaı şunları söyledi:

"Refah partisi nasıl kapatıldı herkes biliyor. Bununla ilgili dokunmazlığım olduğu için yargılanmam söz konusu olmadı. Bunun dışında başka bir dava vardı ki paranın tahsil edilmesi ile ilglii dava devam etti. Diğer arkadaşlar Oğuzhan Asiltürk ve Şevket Kazan beraat etti. Benimle ilgili diğer dava adaylığımdan 4 gün önce yapıldı ve benim alakam olmadığına ilişkin mahkeme kararını verdi ve benim bağlantım olmadığını ortaya koydu. Allahın yardımı benim adaylığımdan önce bu dava neticelenmeseydi bu konuda benim için neler söylenecekti.
Ben geçen yıl Meclis Komisyonu’na gittim benim dokunulmazlığımı kaldırın dedim. Komisyon prensip kararı aldı ve hiç kimsenin dokunulmazlığı kaldırmadı.

Kalkınma Bankası olayı ise hazin bir olaydır. Hukukun etki altına alındığı bir dönemdir. İçişlerine gelen heyetler bakanlıkları ziyaret ederler. Başka bakanlığı ziyaret eden yabancı bir heyet bana da geldi ben de onlara küçük hediyeler verildi. Benim bakanlığımın ödeneği yok. Hükümet lahmacun döner sandöviç gelmiştir. Bunların bedeli de o kurumdan karşılanmıştır. Ben geç çıktığım için bunların siparişi verilmiş Türk Cumhuriyetlerine bir otelde yemek verdim. 7-8 kişilik bir heyet vardı. 3-4 milyarlık fatura çıktı. Bana bunu öde dediler. Ben de ödemem dedim. Türkiye’yi batıranların paralarının peşine düşme yerine bunun peşine düştüler. Çünkü ben hiçbir yemek yemedik. Tamamen yemekler başkalarına gitmiştir. Verilen yemeklerde Türk devletinin şerefidir. Ondan sonra temyize gittik orda da kaybettik."

"Darbe tehlikesi görüyormusunuz? Adaylığınız darbeye yol açar mı?" sorusuna "Hayır" yanıtını veren Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben bu ülkenin Dışişleri Bakanıyım. Beni isteyen olur istemeyen olur. Ama benim her yerde başım diktir. 4,5 yıldır Türkiyenin en gizli evraklarına ben vakıfım onları ben koruyorum. Türkiye’nin kapıların arkasında ve veya açıkta ne varsa ben savunuyorum. Bana güvenilmezse kime güvenilecek?"

Abdullah Gül, şimdiye kadar hiçbir insanın hayat tarzıyla ilgilenmediklerini ve bundan sonra da ilgilenmeyeceklerini söyledi. Abdullah Gül, "O kendilerinin yaşam tarzı, bireysel tercihidir. Bundan sonra da ilgilenmem. Ben başbakan oldum, müsteşarlığı getirdiğim kişi İstemihan Talay'ın müsteşarıydı. Peki iyi, tayin ettiğimiz insanlara bakarsanız, araştırıp eşinin başörtülü olanları çıkartırsanız bu yanlış olur. Biz kimin hayat tarzına müdahale ettik. Bunlar haksızlık oluyor." dedi.

Meydanlardaki kaygıları anladıklarını ifade eden Abdullah Gül, "Recep Tayip Erdoğan İstanbul Belediye Başkanı olduğunda 'sen otobüslere haremlik selamlık getireceksin' dediler. Türkiye'yi terk edenler oldu. Ama aynı adamlar Tayip bey gittiğinde ağladılar. Meydanlardaki kalabalığı tabii ki dikkate alıyoruz. Gelsinler, kaygılarını ortaya koysunlar. Ama sormak lazım onlara; biz iktidara geldikten sonra, 4,5 yıl içinde yaşam tarzlarını mı değiştirdik? Bunu kendilerine sorsunlar. Bizden kaygı duyanlar ellerini vicdanlarına koysunlar; 4,5 yıl önceki borçlarını varlıklarını şimdi yan yana koysunlar. Borçları yerinde saydı, varlıkları değer kazandı. Ne yaptık hayat tarzlarına? Hiçbir şey yapmadık." açıklamasında bulundu.

 Hasarı onarmak için biraz çaba gerekecek

Genelkurmay Başkanlığı'nın gece yarısı bildirisinin dış dünyada nasıl karşılandığı yönündeki soruyu yanıtlayan Abdullah Gül, "Tabi burada yine bana biraz iş düşüyor. Hasarı onarmak için biraz çaba gerekecek. Türkiye'de hukuk yerindedir, demokrasi hakimdir, bu tür açıklamalar açık toplumlarda olağandır diyeceğiz." dedi. Sağlam bir ekonominin, sağlam bir hukuk sistemi ve bürokrasi üzerinde yükseleceğini anlatan Abdullah Gül, son bir haftada yaşanan gelişmelerin sıkıntısının ekonomik anlamda çekileceğini aktardı.

Gül, "Sağlam bir ekonomik sistem için hukuk sisteminde köklü reformlar yaptık. Demokratikleşme adına önemli adımlar attık. Şimdi bu eğer sarsılırsa, ekonomi bundan çok büyük zarar görecektir. Öngörülebilirlik bu bakımdan son derece önemlidir. 1 puanlık faiz senede 2 milyar dolara mal oluyor. Milim milim düşürüyoruz faizi ama kriz anında birden fırlıyor.

Peki bunları neden yaşadık? Hükümet ne yaptı? Hükümet kadınların hakkını mı kısıtladı? Hükümet gençlerin modern insanların gidecekleri yerleri mi kapattı? Hükümet gizli bir şeyler yaptı da siz bunları deşifre mi ettiniz? N'oldu? Bunlar, Anayasa ve kanunlara göre cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldığı için oldu. Bunun zararını herkes görecek. Türkiye'de fabrika kurmak isteyen tekrar düşünecek. Ev alan borcunu öderken bunun bedelini ödeyecek." şeklinde konuştu.


CHP seçime gelse idi, 3'te biri bana oy verirdi

Abdullah Gül, cumhurbaşkanlığına adaylığının açıklanmasından sonra yaptığı ziyaretlerde demokrasiye verdiği önemi gösterdiğini aktardı. Abdullah Gül, "Ziyaret ettiğim iki sol parti her ikisi de kapıların arkasında çok samimi geçti. Bana çok iltifat ettiler. Dürüst davrandılar, saygılı davrandılar. Açıkça destek istedim. CHP Meclis'e girse idi 3'te biri bana oy verirdi. Bunu bildiği için Deniz bey parti olarak sokmadı. CHP'den bir çok arkadaşımın da üzüntülü olduğunu biliyorum." dedi. Gül, Anavatan ve DYP'yi ziyareti sırasında yaşananları ise şöyle anlattı; "Kendilerine, 'Türkiye'de iki tane çizgi vardır' dedim. Biz bu çizginin ayrı ayrı damarlarıyız, dedim. 'Ama unutmayın ki bana gelen tenkit yarın size de gelir' dedim. Ben açık söyleyeyim, Turgut Özal'a gelen tenkit benden daha fazla olmuştur. Bunların hepsini anlattım."

iyibilgi.com



Bu haber 272 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,130 µs