Postmodern darbeyi değerlendirdi

2 Mart 2011 08:06 tsi
Başbakan Tayyip Erdoğan, iki günlük Almanya ziyaretinin ardından ANA uçağında gazetelerin Ankara Temsilcileri'ne değerlendirmede bulundu.

Okan Müderrisoğlu / Sabah

Bugün dünya Türkiye'yi konuşuyor

"28 Şubat'tan eser kaldı mı?" diye soran Erdoğan: "27 Nisan'da duruşumuzu ortaya koyduk. O duruş ortaya konmamış olsaydı, bugünler olmazdı. Bugün dünya Türkiye'yi konuşuyor" dedi

Başbakan Tayyip Erdoğan, iki günlük Almanya ziyaretinin ardından ANA uçağında gazetelerin Ankara Temsilcileri'ne değerlendirmede bulundu. 27 Nisan (2007) e -muhtırası karşısındaki siyasi duruşta, 28 Şubat deneyiminin payına değinen Erdoğan, "27 Nisan'daki o duruş ortaya konmamış olsaydı, bugünler olmazdı" dedi. Erdoğan, yeterli tedbir alınamayacağı gerekçesiyle Almanya'daki Türklere oy kullanma kapısını aralamayan YSK'ya sert çıktı. Başbakan "YSK'nın kararı yurtdışındaki vatandaşlarımızın seçme ve seçilme özgürlüğüne bir tokattır" diye konuştu. Erdoğan, Kıbrıs sorununun çözümü için Alman Şansölyesi Angela Merkel'e sürpriz öneride bulundu: "Ercan'a Lufthansa'yı indirelim. Biz de limanları açalım!" Başbakan Erdoğan, Merkel görüşmesi ve güncel konulara ilişkin soruları şöyle yanıtladı:

 28 Şubat 1000 yıl sürecek deniyordu... Bunun takvimini en iyi sizin tutmanız lazım. Böyle bir şey oldu mu, sürdü mü, şu anda eser kaldı mı? Bırak siyasi partileri bunların bedelini vatan ödedi, milletimiz ödedi. Bu tür müdahalelerin olmadığı bir Türkiye... Artık 'demokrasi' demiyoruz, 'ileri demokrasi' diyoruz. Bölgedeki hali görüyoruz... Bu tür işlerin içinde yer alanlar ülkeye ihanet edenler... AK Parti ile ilgili kapatma davasının bize ödettiği kayıpları açıkladım. 10 milyar dolar. O bize patinaj yaptırdı ve ardından küresel kriz geldi.

 28 Şubat deneyimi, 27 Nisan duruşu için ilham kaynağı oldu mu? Şüphesiz tabii. Daha önce yaşadıklarımızı yaşamak istemiyorduk. 27 Nisan olayı belki aynısı değildi ama (o bildiri) yayınlandığında arkadaşlarla toplandık değerlendirmemizi yaptık. Aynı gün duruşumuzu ortaya koyduk. O duruş ortaya konmamış olsaydı, bugünler olmazdı. Ve Türkiye kaybetmedi, kazandı. Bugün dünya Türkiye'yi konuşuyor. Özgüven oluştu.

 Merhum Erbakan'la ilgili unutamadığınız bir hatıra var mı? 12 Eylül'den sonra Mamak mahkemelerindeyiz. Eşim hamile, doğum yaptı yapacak. Mamak'ta kuyruktayız. Ziyaret için içeriye gireceğiz. Ve eşimin doğum haberini aldık. Arkadaşlardan biri 'Necmettin' koy dedi. Ben eşime, 'Necmettin koyalım' dedim. O, 'Bilal koyacaktım' dedi. Huzur Sokağı'ndaki Şule Hanım'ın kitabından çok etkilenmiş. O zaman, Necmettin Bilal ismini koyduk.

 Genelkurmay Başkanı'nın merhum Erbakan hakkındaki açıklamasını nasıl buldunuz? İçerik olarak Sayın Genelkurmay Başkanımız kendisine yakışan beyanatta bulundu.

AB, Ankara'ya takılıyor
AB ile ilgili Merkel'in tutumu değişti mi? Onlar Ankara Anlaşması ile işin çözülebileceğini söylüyor, ancak seçime gidiyoruz. Meclis tablosu nasıl olur bilemem. Gizli oydan ne çıkacağını da bilemeyiz. Bunları 1 Mart tezkeresinde gördük.

 (İsyanlar sonrası) Bölgeden talep var mı? İslam ve demokrasiyi bir arada yaşamamız nedeniyle destek isteyebilirler. Talep geliyor. Örneğin, Tunus. Anayasa, seçim, yasası konusunda destek verebiliriz. Yoksa aynısı gibi olursa, o zaman yandı gülüm keten helvası.

YSK kararına sert tepki
Yurtdışındaki Türk vatandaşlarının oy kullanması mümkün olamayacak gibi... (Alman Şansölyesi) Merkel, 'Bizden yana engel yok' dedi. Ama bizim Yüksek Seçim Kurulu ben orada konuşurken karar alıyor. Günlerden de pazar. Arkadaş beni sabote mi ediyorsunuz? Tabii açığa düştük. Genel başkan yardımcıma 'işin üstüne gidin' diyeceğim. Sadece Almanya dediği için diğer ülkelerdeki durumda yeni bir karar alma durumu doğabilir mi, bakacağız. Karar, yurtdışındaki vatandaşımızın seçme ve seçilme özgürlüğüne tokattır.

 Kararda siyasi boyut var mı? Onu siz takdir edeceksiniz. Benim tek yandığım yurtdışındaki vatandaşlarımıza YSK bunu yapmamalıydı.

Huzur için gereken yapılır
PKK, eylemsizlik kararını kaldırdığını açıkladı... Benim terör örgütü üzerinde söyleyecek lafım hiçbir zaman pazarlık mealinde olmaz. Terör örgütüne karşı devlet şu ana kadar aldığı tedbirler neyse onları alır. Hukuk içinde halkımızın huzuru için ne gerekiyorsa yapacağız.

 Avrupa'daki sanatçılara, aydınlara çağrınız oldu... Şivan'ın durumu çok ileri boyutlara ulaştı. Tehdit altında. Kemal Burkay, Kürt vatandaşlarımızın sorunlarını iyi bilenlerden olması nedeniyle çok önemli. Buyursunlar gelsinler demekten başka bize düşen bir şey yoktur. - Uzun tutukluluk süreci inceleme konusu oluyor... "Geciken adalet, adalet" değildir düsturu içinde bunların hızlandırılması lazım. Yargıtay'daki düzenleme ve istinaf mahkemelerinin devreye girmesiyle uzun tutukluluk süreleri olmayacaktır.

Şansölye Merkel'e KKTC konusunda sürpriz teklif

Sayın Merkel'le Kıbrıs konusunu ele aldınız mı? Kendisinin Kıbrıs ziyareti üzerinde durduk. 'Türkiye'ye yönelik en ufak olumsuz açıklamam olmadı' dedi. Orada Hristofyas ile Kuzey (Kıbrıs) arasında 47 görüşme yapıldı. Ama Güney hep kaçıyor. Buna inanamadı. 'Ciddi misiniz?' dedi. 'BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon'la görüşürsünüz' dedik. Ban Ki-Moon'un özel temsilcisi Downer bile bıktı, çekilmek istiyor. Bu konuda başka bir alternatif daha getirdim kendisine. 'Gelin Ercan'a Lufthansa'yı indirelim. Biz de limanları açalım. Buna cesaret edemiyorsanız İngiltere garantör ülkedir. British Airways Ercan'a insin, limanları açalım' dedim. Buna da çalışalım dedi. 'Hristofyas'la sizi Almanya'da bir araya getirsem ne dersiniz?' dedi. Ben de 'Papandreu, Hristofyas, Derviş Eroğlu ve biz dörtlü olarak biraraya gelebiliriz. BM Genel Sekreteri'nin riyasetinde yapabiliriz. Garantör ülke olarak İngiltere'yi alabiliriz. Ayrıca AB Dönem Başkanı'nı da katabiliriz. Var mısınız?' dedim. 'Güzel teklif. Onu da not alalım' dedi.
 
Vize konusunda somut gelişme olur mu? Vize konusunda kaçak göç olayından çok endişe ediyorlar. Değişik ülkelerden Türkiye'ye gelenlerin Yunanistan üzerinden Almanya'ya geçtiklerinden söz ettiler. 'Biz müzakereci ülkeyiz. Sırbistan'a, Moldova'ya verdiğiniz vize muafiyetini Türkiye'ye de tanımalısınız' dedim. Hatta bir öneri getirdik. 'İki kademeli yapılabilir' dedik. Birinci kademede sanatçılar, akademisyenler, sporcular ve işadamlarının önü açılır sonra diğer kademeye geçilir. Bunlarla ilgili talimatı verdi. Ayrıca 2010 yılının 10'uncu ayından itibaren bu tür pasaport sahiplerine 5 yıl çoklu giriş çıkış vizesi verdiklerini söyledi.
 
Entegrasyon ve asimilasyon konuşuldu mu? Sayın Merkel, 'Bizim kesinlikle asimilasyon gibi bir sorunumuz yok. Ne kullanırız ne de müsaade ederiz' dedi. Bunu ilk kez söylüyor. Entegrasyon konusundaki açıklamalarıma teşekkür etti. Ancak dil meselesinde (Alman Dışişleri Bakanı) Westerwelle yanlış yaptı. 'Önce Almanca sonra Türkçe' dedi. Merkel'e, 'Önce anadil öğretilir, üzerine ikinci dil, üçüncü dil bina edilir. Bunu dil bilimciler söylüyor' dedim. Merkel bunun üzerine, 'İhtisas sahipleri çalışsınlar ona göre adım atalım' dedi.

 

Bu haber 1,123 defa okundu.