Alınan bilgilere göre Raportör Tülen, 100 sayfaya yakın raporunda, "ret", "yetkisizlikten ret" ve "iptal" seçenekleri üzerinde durdu. Raporun önemli bir bölümünü, "Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda en az 367 milletvekilinin Meclis Genel Kurul salonunda hazır olması gerektiğini" savunan Sabih Kanadoğlu'nun bu görüşünü ortaya atmasından sonra yapılan hukuki tartışmalar oluşturdu.
Tülen, Mahkeme için bağlayıcılığı bulunmayan raporunun bu bölümünde, "367 şart" diyen Kanadoğlu'nun görüşlerine de Meclis'in 184 üye ile toplamasının yeterli olacağını savunan AKP'nin hukukçu kurmayı Burhan Kuzu'nun görüşlerine de yer verdi. Bu bölümde aralarında Prof. Dr. Ergun Özbudun'un da bulunduğu 50'ye yakın hukukçunun görüşlerine yer verildi.
TERAZİ RETTEN YANA
Mahkeme çevrelerinden edinilen bilgiye göre Raportör Tülen, CHP'nin başvurusunun reddedilmesi gerektiği yönündeki görüşlerin daha geçerli ve hukuki dayanağının bulunduğuna ilişkin tespitler yaptı.
Raporun bu bölümünde, 1980 ihtilaline zemin hazırlayan ve 150 tura yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili süreç, yürürlükteki Anayasa'yı hazırlayan Güvenlik Konseyi'ndeki görüşme tutanaklarından alıntılar yapıldı. Anayasa'nın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin nasıl yapılacağını düzenleyen ve tartışmalara neden 102'nci maddesinin gerekçelerine yer verildi.
İLLE DE YETKİ
Raportör Tülen raporunda, Anayasa Mahkemesi'nin 27 Nisan'daki Cumhurbaşkanlığı seçimleri 1'inci tur oylaması karşısında yetkili olup olmadığını tartıştı.
Anayasa Mahkemesi'nin, kanun, kanun hükmünde kararname ve Meclis'in yasama dokunulmazlığına ilişkin kararları ve bunlara ilişkin işlemler karşısında yetkili olduğunu hatırlatan Tülen, bunun dışındaki işlemlerin ancak bir Meclis İçtüzüğü'nün ihdası (içtüzüğün değiştirilmesi) anlamına gelebilecek işlemler karşısında yetkili olduğunu savundu.
ARINÇ'IN OYLAMASI
Raporda, Meclis'teki 27 Nisan oylaması ve bu sırada yapılan işlemlerin niteliğini tanımlayan Tülen, "başkanlık işlemi", "Meclis kararı" gibi kavramlar üzerinde özellikle duruldu.
Raportör, Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın, 27 Nisan'daki oylama gününde, CHP'li Kemal Anadol'un talebini reddettiği böylelikle bir "başkanlık işlemi"nin oluşmuş olduğunu, bunun da Anayasa Mahkemesi'nin denetimi dışında bulunduğu kaydedildi. Buna göre başvurunun reddinin hukuki dayanağının bulunduğu vurgulandı. Ancak ilerleyen satırlarda Arınç'ın bu tavrını Genel Kurul'a oylatması sonucu "Meclis kararının oluşmuş sayılabileceği" bu durumda da içtüzük ihdası iddiasının tartışılması gerektiğine de yer verildi.
ÜYELERİ BAĞLAMIYOR
Anayasa Mahkemesi raportörlerinin hazırladığı raporlar üyeler için bağlayıcı nitelik taşımıyor. Hatta tam tersine çıkan çok sayıda karar bulunuyor. Bunun en son örneği, yine Raportör Hikmet Tülen'in 15 yeni üniversiteye kurucu rektör atanmasına ilişkin yasanın iptali istemiyle Cumhurbaşkanı Sezer'in açtığı davada görüldü. Tülen bu davada, yasanın iptalinin gerektiğini savunmuştu.
Sabah
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle