En Sıcak Konular

Türkiye'nin bugün geldiği noktayı anlattı

21 Şubat 2011 09:50 tsi
Türkiye'nin bugün geldiği noktayı anlattı
Bakan Babacan, 2001 krizine tanıklık eden makam odasında Türkiye'nin bugün geldiği noktayı anlattı.

Babacan “2002'de göreve geldiğimde ilk işim ekrandaki faize bakmak oldu. Yüzde 66 idi, bugün ise 8” dedi. Milyonlarca kişinin işsiz kalmasına ve binlerce işletmenin de kapanmasına yol açan Şubat 2001 krizinin üzerinden bugün tam 10 yıl geçti. Şubat krizini ve 10 yılda Türk ekonomisinin katettiği yolu, ekonominin patronu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile konuştuk. Babacan, Türk ekonomisinin 10 yılda geldiği noktayı krize şahitlik eden makamında rakamlarla anlattı. 2001 ekonomisi ile 2011 yılı ekonomisinin ‘siyah ve beyaz' veya ‘ak ile kara' gibi olduğunu ifade eden Babacan “İlk göreve başladığım gün yani 18 Kasım 2002 tarihinde ekonomiden sorumlu bakan olarak koltuğuma oturdum. İlk işim ekrandaki iç borçlanma faizlerine bakmak oldu. Ekran yüzde 66 faiz gösteriyordu. Vade ise en fazla 9 ay idi. Bugün çok şükür faizler yüzde 8 civarında. Enflasyon ise 6'lar seviyesinde. Birileri o gün bu rakamlara ulaşacağımızı söylese ‘hayal görüyor' denirdi. Borçlanma faizleri bile ekonominin nereden nereye geldiğini gösteriyor” dedi.

10 YIL ÖNCE KÖTÜ ÖRNEKTİK

2001 yılı krizinin ardından, Türk ekonomisinin dünya ülkelerinde ‘kötü örnek' olarak gösterildiğini hatırlatan Babacan, şimdi ise birçok gelişmiş ülkenin Türkiye'nin uyguladığı ekonomik politikaları örnek aldığına dikkat çekti. Babacan, “2001 yılında kişi başına düşen milli gelir 3 bin 500 dolar civarında, şimdi ise 10 bin doları geçti. Merkez Bankası rezervleri 28 milyar dolardan 82 milyar dolara yükseldi” dedi. Babacan, Türkiye'nin risk priminin bugün birçok Avrupa ülkesinden daha düşük olduğunu belirterek “Örneğin İspanya, Portekiz, Yunanistan'ın riskleri bizden daha yüksek. Adamlar kendi paralarıyla bizden daha pahalıya borçlanıyor” diye konuştu.

Krizin simgesi Halkbank'taki bakan odasını kapattırdım

Şubat krizinin çıkma sebeplerini değerlendiren Babacan, krizin MGK toplantısında Anayasa kitapçığının fırlatılması ile çıktığını hatırlatarak, kitapçığın fırlatılmasının temelinde ise Halk Bankası'ndaki zararların olduğunu vurguladı. Babacan “O dönemde kamu bankaları büyük görev zararları ile karşı karşıya kalmıştı. Sorunlar yıllardır halının altına süpürülmüş. Kimse çözüm getirememiş. Bir de sabit kur rejimi devreye girince kriz patladı. Bizim dönemde ise kamu bankalarına tek talimat verilmemiştir. Hatta krizin temelinde yatan Halk Bankası'nın 29. katında bakan katı vardır. Bu makam odasını örnek olsun diye kapısına kilit vurdurdum. Ziraat'teki odayı da kapattırdım” dedi.

E-Muhtıra'ya rağmen ekonomi ayakta kaldı

Türk ekonomisinin, 2007 ve 2008 yıllarında Şubat krizinden daha ağır siyasi krizlerle karşı karşıya kaldığına dikkat çeken Babacan, 2007 yılındaki e-muhtıranın, 2008 yılındaki kapatma davasının Türk ekonomisine ağır darbe vurduğunu kaydetti. Babacan, bu iki siyasi gelişmeye rağmen Türk ekonomisinin bu dönemleri başarı ile geride bıraktığını vurguladı. Babacan, “2007 ve 2008 yılı kendi içimizdeki gelişmelerden dolayı kayıp yıl oldu. 2009 yılında da küresel kriz patladı. Ekonomi 2010 yılında toparlanmaya başladı. Türk ekonomisi, çok şükür bu krizlerden başarı ile çıktı” şeklinde konuştu.

Allah'tan yatırımcı Kılıçdaroğlu'nu ciddiye almıyor

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı aile sigortası vaadini de değerlendiren Babacan, vaatlerin ekonomi kuralları ile bağdaşmadığını söyledi. Babacan “Aile sigortasının maliyeti 12 milyar lira. Bunu ‘bütçeden kaydırırız' diyorlar. Bütçe milimetrik hesaplarla yapılır. Bu parayı nereden keseceksiniz. Memur maaşlarından mı yatırımlardan mı? İktidara gelme niyeti olan parti böyle program yapmaz. Yatırımcılar Allah'tan CHP'nin iktidara geleceğine ihtimal vermiyor. Onun için vaatler ciddiye alınmıyor” dedi.

TECRÜBESİNE BAKARIZ

Babacan, Kılıçdaroğlu'nun SSK döneminde hükümetlerin kararlarına uygulamak zorunda kaldığı bu nedenle SSK'nın zararından sorumlu tutulamayacağına ilişkin iddiaları da değerlendirdi. Babacan “Bürokratlar için her zaman istifa kapısı açıktır. Hükümetin icraatlarını beğenmeyen bürokrat istifa eder” dedi. Babacan, Kılıçdaroğlu'nu bürokrat olarak atayıp atamayacağına ilişkin soruya ise “Bürokratların geçmiş tecrübelerini bakarız. Ona göre atarız” demekle yetindi.

Sisli ve virajlı yolu görünce hız düşürdük

Babacan, ekim ayından bu yana ekonominin soğutulmasına yönelik tedbirler aldıklarını hatırlatarak, 2011 yılının enteresan bir süreç olacağını kaydetti. Ekonominin önünde sisli ve virajlı bir yol olduğuna dikkat çeken Babacan, virajda kaza yapmamak için, hızın düşürüldüğünü dolayısıyla, bu yolda kaza yapmamak için tedbir aldıklarını kaydetti

IMF'ye ‘minnettarız' mektubu vermişler

Şubat krizi sonrası IMF'ye üç liderin imzasını taşıyan niyet mektubu verildiğini hatırlatan Babacan “Kapağında ‘minnettarız' yazıyordu” dedi

Ekonomideki düzelme ile birlikte IMF ile ilişkilerin seyrinin de değiştiğine dikkat çeken Babacan, şubat krizinin ardından dönemin koalisyon hükümeti ortakları Ecevit, Yılmaz ve Bahçeli'nin IMF'ye çok kalın bir niyet mektubu vermek zorunda kaldığını hatırlattı. Babacan “Krizin ardından IMF'ye çok kalın bir niyet mektubu verildi. Niyet mektubunun kapağında, üç liderin imzası bulunuyordu. Kapakta, ‘minnettarız' ifadesi yer alıyordu. Bizim hükümetimiz döneminde IMF'ye 10 tane niyet mektubu verdik. Hiçbirinde Başbakan'ın imzası yoktur. IMF de buna gerek bile görmedi” dedi. Devlet eski Bakanı Kemal Derviş döneminde IMF'den kredi alabilmek için ardı ardına yasa çıkartıldığını belirten Ali Babacan, yasaların tamamının yürürlük tarihinin ileriye atıldığını, AK Parti döneminde ise bu yasaların tamamının değiştirildiğini kaydetti. Bakan Ali Babacan, 2001 yılında IMF ve Dünya Bankası'nın tüm desteklerine rağmen krize girildiğini, 2009 yılında ise hiçbir destek almadan krizden başarı ile çıkıldığını kaydetti.

star



Bu haber 1,061 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,212 µs