Başbakan Erdoğan'dan önemli açıklama

18 Şubat 2011 11:10 tsi
Başbakan Erdoğan konuşuyor...

Başbakan Erdoğan, AK Parti İl Başkanları toplantısında konuşuyor...

Biz milletle iş birliği yaparken, onlar gittiler çetelerle iş birliği yaptılar. Biz Türkiye'yi büyütme mücadelesi verirken, muhalefet Türkiye'nin paçasından çekip aşağı çekme çabasında oldular.

Bizimle mücadele edemeynler, 8 yıl boyunca kargaşa üreterek milli iradeye yön çizeceklerini zannettiler.

Seçime 4 ay kala PKK terör örgütü ve onun uzantıları yine taşeronluk üstlenmiş durumda. Sokakları çatışma alanına çevirme gayretleri var. Bunlar terör örgütünün Türkiye'deki seçim sürecini etkilemeye yönelik eylemlerdir.

Terör örgütnüün bu eylemlerle varabileceği başka bir hedef yok! Amaç hükümeti zor durumda bırakmaktır. Türkiye'de iç siyaseti yönlendirmek şekillendirmek, milleti korkutmak için terör örgütü ihale üstlenmiştir.

Milletim oynanan bu oyunu, bu çirkin seneryoyu lütfen iyi anlasın. Bu ülkede yıllardır oynana bu kirli oyunu biz bozduk ama milletin desteğiyle. Bugün de bu seçim öncesinde de biz bu oyunu bozağız. Yine milletimizle birlikte bozağız. Bu ülkede söz terör örgütünde, mafyada değil. Sadece ve sadece millettedir. Bugün artık söz de, karar da milletindir.

8 yıldır bizimle rekabet edemeyenle, korku kampanyaları üzerinden kendilerine bir gemenlik oluşturma gayreti içine girdiler. CHP, MHP, BDP ortak bir dil oluşturarak, arkalarına bazı yandaşlarını dalalarak, Türkiye sanki bir korku tünelindeymiş gibi koro halinde kampanya yürütüyorlar. Yargı tasarrufundaki olaylardan yola çıkarak, Sanki Türkiye'de bir tehlike varmış gibi endişe yaratıyorlar. Bu kampanya bayat bir kampanyadır. Bu kampanya merhum Adnan Menderes ve hükümetine uygulanmış bayat bir kampanyadır. Tıpki bugün olduğu gibi CHP halkı sokak sokak direnişe çağırmış ve müdahaleye de zemin hazırlamıştır.

27 Mayıs müdahalesinin daha ikinci gününde, İsmet İnönü... Kendini arayan müdahalecilere alkış tutmuş ve selam durmuştur. O dönemde atılan manşetleri alın ve bugünkülerle karşılaştırın, arada hiç bir fark göremeyeceksiniz.

Bu yaygarayı yapanlar darbecilerin aslında işbirlikçileridir. Onların özlemi ileri demokrasi değil, yasakların varlığını devam ettirmektir. Bundan sonra millet iradesine kastetmek isteyenler, AK Parti'nin boyun eymeyen dik duruşunu karşılarında bulurlar. Bundan sonra darbeye tevessül etme gayreti içerisinde olanlar aziz Türk milletini karşılarında bulurlar.

Korku siyaseti bu CHP'nin genlerine işlemiştir. Demokrasi içinde mücadele edemeyenler, demokrasi dışından medet umarlar.

Buradan BDP'ye açık açık soruyorum, Orhan Miroğlu'na yönelik tehditler faşizm değil de nedir? Mehmet Metiner' yönelik çıkanlar aleni tehdit değil de nedir? Oda TV'nin sahibine arka çıkmaya çalışan medya temsilcileri, niçin Mehmet Metiner için de kaleminizi sallamıyorsunuz.

Şivan Perwer'e yönelik tehditler faşizm değil de nedir? Oysa Şivan Perwer toprağına sesleniyor...

On yıllar boyunca faili meçhullerden şikayet edeceksiniz, sonra faili meçhullerle beraber olanlarla iş birliği yapacaksınız. Kusura bakmayın ama nasıl bir samimiyetsizlik içerisinde olduğunuzu benim vatandaşım iyi biliyor.

Bunların çalışma anlayışı da tuhaf. Bu ülkenin Başbakan'ına dil uzatacaksın. Külhanbeyi haliyle uzatacaksın. Eğer diktatör görmek istiyorsanız, mübarek bir yüz görmek istiyorsanız da aynaya bakın.

Mısır'ı biz mi örnek alacağız, yoksa asıl siz mi örnek alacaksınız? Yapıştınız kaldınız ya... Gidemiyorsunuz... Ben her seçim öncesinde defalarca söyledim. partim ikinci parti olursa Genel Başkanlığı bırakırım dedim. Siz bir türlü koltuklarınızı bırakıp gidemediniz. Allah aşkına Mısır'ı örnek alacak olan ben miyim, yoksa siz misiniz? Siz acaba ne zaman o koltukları ehline teslim edeceksiniz? Bize talkım verenler maşallah salkımı yutuyor. Bizi dikta özentisiyle suçlayanlar, maşallah kendi partilerini dikat ile yönetiyor.

Bu malum koronun (MHP-CHP-BDP) son günlerde bazı olaylardan yola çıkarak bu dikta yorumlarını artırdıklarını gördük. Seçim sürecini tamamen korku üzerine kurdular. Sayın Kılıçdaroğlu'na soruyorumi sokak sokak direnme çağrısı yapan vekillerinizle ilgili ne işlem yaptınız, Kılıçdaroğlu'na soruyorum, kağıttan kaplan diyen genel başkan yardımcınıza ne tavır aldınız? Arap halklarının kadınlarına hakaret eden vekillerinizle ilgili ne işlem yaptınız? Siz 'torno mamülü' bayan mı arıyorsunuz?

Biz kadınlar konusunda hiç bir ayrım içinde olmayız. Siz bizi ne hakla ayrımcılıkla suçluyorsunuz?

Bağdat'ın sokaklarında Türkiye'den geliyorum dediğinizde inanın boynunuza sarılırlar, Şam'da Türkiyeliyim dediğinizde ellerini göğe açıp hayır duası ederler. Siz elinizdeki kağıt kalem Ergenekon örgütünü aramayı bırakında yurt dışında Türkiye'nin itibarını görün.

Türkiye'nin kanını emen bir örgüte üye olmak istediğini pervasızca söyleyip, sonra da bizi sivil dikta olmakla suçluyor. Danıştay'ın ikinci dairesine git, aradığın örgütün izlerini bulursun. Diyarbakır'ın karanlık sokaklarına git, gece yarısı ensesine kurşun sıkılanların üzerinde aradığın örgütü bulursun. Oralarda zaten üye kayıt büroları var, hemen seni kaydederler. Hiç birini yapamıyorsan dersime git. Eski Genel Başkan Ergenekon'un avukatıydı, yeni genel başkan bununla yetinmedi, üye olmaya çalışıyor.

Özgürlüklerin baskı altında olduğunu söyleyenler 8 yıl öncesini hatırlasınlar. Eskiden emirle köşe yazısı yazılır, manşet atılırdı. Konuşanın susturuldağu, yazanın hapsedildiği Türkiye'den özgür bir Türkiye'ye geldik. Bizim sesini kıstığımız tek bir yayın organı yok. Bir internet sitesine yönelik tamamen yargı yoluyla operasyon yapılıyor. Vay efendim medya onu da susturdu! 8 yıldır bize aralıksız hakaret eden yazarlar var bu ülkede. Bu ülkenin hükümetine en ağır küfürleri eden köşe yazarlığı var. Yeri geldi hakkımızı aradık, dava açtık. Öyle hakaretler yedik ki, yargı 'Siz siyasetçisiniz, bunlar ağır eleştiriye giriyor, hakaret değil' dedi. Böyle kararlar da çıktı. Aynı hakareti size yapsalar aynı sözleri söyleyebilecek misiniz? Ama Arapların bir sözü var; 'Men dakka dukka!'... Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste...

Bu haber 646 defa okundu.