En Sıcak Konular

Başbakan Erdoğan'dan flaş açıklama

16 Şubat 2011 13:31 tsi
Başbakan Erdoğan'dan flaş açıklama Başbakan Erdoğan, 'Mart ayıyla birlikte bu çalışmaların yoğun şekilde başlaması lazım...' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Muhalefet hep şunu söylüyor, 'bunlar sadaka dağıtıyor.' Devletin sadaka dağıtması diye bir şey olmaz. Devletin sosyal devlet olma bilinciyle fakir fukaraya, garip gurebaya ulaşması anayasal bir görevdir" dedi.

Erdoğan, Başbakanlık Yeni Bina'da kabul ettiği göreve yeni atanan kaymakamlara seslendi. Kaymakamlardan vatandaşla iç içe olmalarını isteyen Başbakan Erdoğan, bunun kaymakamları dolayısıyla da ülkeyi güçlü kılacağını belirtti. Erdoğan, "Bunları ben yaptığım için söylüyorum. Siz de yapın bunları" diye konuştu. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının sağladığı imkanlara işaret eden Başbakan Erdoğan, kaymakamlara şöyle seslendi:

 "KÖYDES denilen bir olay var. Bununla ilgili bütçe artık direk kaymakamlara geliyor. Köye Hizmet Götürme Birliğine geliyor ve bunun da başkanı sizsiniz. Bununla yolu ve suyu olmayan köy kalmayacak. Bunun tasarrufu sizin başkanlığınızdaki heyette. Siyasetçi, şucu bucu dinlemeyeceksiniz. Adil bir şekilde ihale gerekiyorsa ihale, ne gerekiyorsa bunları anında yapacaksınız. Ve yolu olmayan köy kalmamalı. Beton asfalt mı gerekiyor normal stabilize mi gerekiyor, yapacaksınız. Suyunu götüreceksiniz. Mart ayıyla birlikte bu çalışmaların yoğun şekilde başlaması lazım. Elinizde bir vakıf imkanı var. Muhalefet hep şunu söylüyor. Bunlar diyor; 'sadaka dağıtıyor'. Devletin sadaka dağıtması diye bir şey olmaz. Devletin sosyal devlet olma bilinciyle fakir fukaraya, garip gurebaya ulaşması olur bu anayasal bir görevdir.

Sadakayı zengin birey dağıtır. Bizim değerlerimizde zengin birey de onu dağıtırken sağ elin verdiğini sol el görmez. Bu bireye ait bir görevdir, devlete ait olan değil... Devlet görevini yerine getirir. O da demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olmanın gereğidir. Yani sosyal devlet olmanın gereği budur. Sosyal devlet olmanın gereği budur. Onun için diyorum, kimin bacası tütmüyor. Kimin evinde bir sıkıntı var. Hanımefendilerle beraber, evli olan kaymakamlarımız hanımlarıyla, evli olmayanların da tabii çabuk evlenmeleri lazım bekarlık size yaraşmaz, hemen bu işi de halletmeniz lazım. Hemen dolaşıp ailelerle beraber bu işi çözeceğiz. Fakir fukara garip gureba kalmayacak.

Bu imkan var mı, var. Bunun tasarruf yetkisi siz de mi, sizde... Yapacaksınız. Biz, milli bütçeden bunu tahsis ediyoruz. Niçin, bunu yapmanız için... 'Bankaya koyalım, bankadan bu nemalansın'. Yok arkadaşlar biz, bankaya koyun oradan faizi olsun diye vermiyoruz bu parayı. Bunu gidin fakir fukarayı, garip gurebayı arayıp bulun ve onlara dağıtın diye veriyoruz. Yasalar önünüzde. Her şey açık ve net, size bu yetkiyi veriyor. Siz yasa dışı bir şey yapmıyorsunuz. Ama muhalefet laf olan beri gele diye bunları konuşuyor. 'Sadaka develet' diye. Varsın onlar öyle konuşsun. Siz, yasal olarak görevinizin gereğini yerine getirmek ve sosyal devlet olmanın icabını uygulamalısınız."

"HEYECAN YOK, GAYRET YOK. SADECE ORADAN ÇIK, MAKAMA GEL. MAKAMDA VAKTİ DOLDUR. GELEN GİDENLE ÇAY SOHBETİ, ONDAN SONRA EVE DÖN, BÖYLE KAYMAKAMLIK OLMAZ. BÖYLE VALİLİK OLMAZ, BÖYLE İDARECİLİK OLMAZ"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kimliği altındaki her bir vatandaş eşit haklara sahiptir, birinci sınıf vatandaştır" dedi. Göreve yeni atanan 66 kaymakamı, Başbakanlık Yeni Bina'da kabul eden Erdoğan, salona gelişinde iki kadın kaymakam tarafından çiçeklerle karşılandı. Kaymakamlara hitap ederken, yeni görev yerlerinde başarılar dileyen Erdoğan, görev yerlerinde üstlendikleri kutsal emanetin hakkını en iyi şekilde vereceklerine inandığını söyledi.

"Görev yapacağınız ilçelere asla ve asla uzak yakın, küçük büyük, gelişmiş geri kalmış ayrımı yapmaksızın, sizlerden buralarda çok farklı bir performans ortaya koymanızı rica ediyorum" diyen Erdoğan, her kaymakamın eşit derece önemli bir göreve atandığını belirtti. Kaymakamların atandığı ilçelerin her şeyden önce kutsal vatan toprağının bir parçası olduğunu, hizmet verecekleri insanların yüce Türk milleti olduğunu ifade eden Erdoğan, bazı ilçelere, illere atanan vali ve kaymakamların, daha o yerleşim birimine ayağını basar basmaz geri dönmenin çarelerini aramaya veya bunu düşünmeye başladıklarını söyledi.

Erdoğan, "İnanın o kamu görevlileri, geri dönmek için sarf ettiği enerjiyi orada hizmet için sarf etmiş olsaydı o ilçelerin, illerimizin durumu belki bugünden çok daha farklı olurdu. İşte ben ilçelerimizdeki en yüksek idareci konumunda olacak siz kaymakamlarımızdan bu noktada özveri bekliyor, bu tabloyu tersine çevirmenizi özellikle sizlerden rica ediyorum. Eğer kalbinde, atandığı makamdan, atandığı ilçeden dolayı en küçük bir endişe, bir isteksizlik hisseden kardeşimiz varsa bu endişeyi, bu isteksizliği enine boyuna sorgulamasını, yeniden gözden geçirmesini bekliyorum, istiyorum" diye konuştu. İnsana hizmet etmenin, onların dertlerine derman olmanın, şehirlerin kalkınmasına katkıda bulunmanın büyük bir misyon olduğunu vurgulayan Erdoğan, kaymakamlığın, manevi sorumluluğu yüksek, önemli bir görev olduğunu belirtti.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Ben sizlerden bu misyonun farkında olarak öncü roller üstlenmenizi istiyorum. Sadece rutin işleri yönetmek veya yürütmek değil, bulunduğunuz ilçelerin görünümünü, konumunu, gidişatını değiştirecek, hayati müdahalelerde, yönlendirmelerde bulunmanızı istiyorum. Modern yöneticilik şehri bir bütün olarak algılamayı, ticaretiyle, sanayisiyle, yatırımlarıyla, kültürüyle, sanatıyla, turizmiyle bir bütün olarak değerlendirmeyi gerektiriyor. Sizler bu anlayışla, bu inançla görev yerlerine gitmelisiniz ve bulunacağınız görev yerlerinde yine orada bir başka yönetici konumunda olan belediye başkanlarıyla el ele vermek suretiyle, aynı zamanda köye hizmet götürme birliklerinin başkanı olmanız sıfatıyla da oradaki muhtarlarla, il genel meclisi üyeleriyle ilçeniz içerisindeki gayet uyumlu bir çalışma içerisinde, en ücra köy, mezradaki bütün yapılanmalara müdahil olmanız gerekir."

"HALKLA KAYNAŞIN, TANIŞIN"

Türkiye'nin çok köklü bir devlet geleneği bulunduğuna işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:

"Bu köklü ve kadim devlet geleneği içinde maalesef yüzyılların yıpratıcı etkisiyle bazı kötü geleneklerin, kötü alışkanlıkların oluştuğunu görüyoruz. Bazı kamu görevlileri, atandıkları yerde kelimenin tam anlamıyla etliye sütlüye dokunmadan, idari maslahatla hiçbir risk almadan, hiçbir konuda elini taşın altına koymadan görev süresini tamamlamayı bir başarı addediyor. Heyecan yok, gayret yok. Sadece oradan çık, makama gel. Makamda vakti doldur. Gelen gidenle çay sohbeti, ondan sonra eve dön, böyle kaymakamlık olmaz. Böyle valilik olmaz, böyle idarecilik olmaz. Sizler ki, makama uğramaya vakit bile bulmamalısınız. Vaktinizi daha çok arazide, halkla beraber geçirmelisiniz.

Evli olanlarınız eşlerinizle beraber ilçelerinizin hanelerini ziyaret etmek suretiyle halkla kaynaşmalısınız, tanışmalısınız. Bazıları riskinden korkup sorunlara el atmıyor, riskinden korkup çözümleri uygulamıyor. Sonuçta girişim olmuyor, adım atılmıyor. Şehirlerde, ilçelerde olumlu bir gelişim yaşanamıyor. Bugünün Türkiye'sinde bizim artık bu yaklaşımı aşmamız, sürekli proaktif olmamız, cesaretle her sorunun, her meselenin üzerine gitmemiz gerekiyor. Eğer bunu başarırsanız gelecek güzel olacaktır. Bugün en kenar, en uzak ilçeye atanan, bundan dolayı da kaygı duyan kaymakam kardeşimiz orada görevi tamamladığında yerine gelecek kişiye çok farklı bir ilçe, yerine gelen kaymakamın koşarak geleceği bir ilçe bırakmalı, hedef bu olmalıdır. 'Ahmet bey gitti ama gayet güzel bir ilçe var. Ben şimdi şöyle bir ilçeye gidiyorum, benim bundan sonra orada yapacağım sadece bir makyajdır' demeli, ardınızdan gelecek olan kaymakam.

Türkiye dünya ölçeğinde rekor düzeyde büyürken, Türkiye'nin itibarı artarken, bölgesinde küresel güç ve etkisi derinleşirken ilçelerimizin kendi kaderine terk edilmiş olmasını, hala 21. yüzyılın gerisinde kalmış olmasını biz kabullenemeyiz. Bu ülke sadece belli yerleriyle, belli ilçeleriyle değil, 81 vilayeti, 892 ilçesiyle, tüm köyleriyle, hatta yaylaları, mezralarıyla eş zamanlı büyümek, 74 milyonun her birinin hissedeceği bir kalkınma sürecini başarıyla yürütmek durumundadır. İşte onun için sizlerden görev yaptınız yerlerde, yeniden büyük bir Türkiye vizyonuyla, büyüyen Türkiye hedefiyle çalışmanızı bekliyoruz." Kaymakamların ilçelerinde atacakları adımlarla önder, öncü olmalarını beklediğini söyleyen Erdoğan, "Atılacak adımlarla önder, öncü olmanız bilesiniz ki sizin çok farklı yerlerde, çok farklı anılmanızı getirecek. Zira ilçelerimizin birçok insanları Türkiye'nin dört bir yanına dağılmıştır. İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de, şurada burada onlar bile sizi oradan takip edecektir" dedi.

Farklı illerde yaşayan veya farklı illerde çalışıp yazlarını memleketlerinde geçiren vatandaşların, kaymakamların başlattığı faaliyetleri görmesi gerektiğini belirten Erdoğan, bu vatandaşların kaymakamlarla ilgili, "Ya sorma, yeni bir kaymakam geldi ama çok gayretli, çalışkan daha ben gelmeden hemen bizim eve uğramış, annemi babamı ziyaret etmiş. Onların derdini dermanını sormuş, araştırmış" demesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, "Bunlar sizi çok güçlü kılacaktır. Güçlü kılmanın ötesinde ilçeyi güçlü kılacaktır. Bunları ben yaptığım için size söylüyorum. Gelin siz de yapın bunları ve bunun farklılığını göreceksiniz" diye konuştu.

"MAKAMINIZ VE EVİNİZ HALKA AÇIK OLMALI"

Erdoğan, "Gelenekten, tecrübeden, birikimden istifade ederken, modern idare anlayışını, demokratik katılımı, evrensel değerleri de gözetmenizi, yerel ile küresel arasında dengeli bir idare anlayışını tesis etmenizi de tabii ki arzuluyoruz" dedi.

Kaymakamların, mesai mefhumu olmayan devlet memurları olarak çalışmak zorunda olduklarına işaret eden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "Sabah saat 08.00, akşam 17.00... Herhalde kaymakam böyle düşünmez? Biz de mesai yok... Sabah kaçta gelirsen gelirsin ama gece kaçta dönersen dönersin. Burada sekiz saat yok.. Zaman olur 15 saat, zaman olur 8 saat, zaman olur öyle olaylar yaşarsınız ki 24 saat uykusuz kalmak durumunda olursunuz. Çünkü sizin görevinizin kutsallığı bunu gerektiriyor, öyle olaylarla karşı karşıya kalabilirsiniz. Tabii ki ailenize, kendinize de vakit ayıracaksınız. Ama görevin, hizmetin, halkımızı memnun etme gayesinin, kişisel hayatınızdan bile önde geldiğini her an hatırda tutmanızı istiyorum. Ve makamınız, eviniz halka açık olmalı. Bu kadar açık konuşuyorum. O zaman çok daha güçlü olacaksınız. Vatandaş ile ilişkilerde her zaman önce vatandaşın hakları aklınıza gelmeli.

Lütfen öncelikle yetkilerinizi değil, görevlerinizi hatırlayın. Sorumluluklarınızı aklınızda tutun. Ben mazeretlere sığınmayacağınıza, imkansızlıkları bahane etmeyeceğinize, imkanlarınızı özellikle kendiniz oluşturup yönettiğiniz her bir ilçenin çehresini köklü şekilde değiştirmek için kullanacağınıza inanıyorum. İlçenin ileri gelenleriyle samimi iletişim içinde olun. İlçenizin kanaat önderleri vardır. Onları zaten bulup çıkaracaksınız. Ama onlarla iletişiminiz çok sık olmalı. İlçenin sivil toplum örgütleriyle sağlıklı iletişim kanalları tesis edin. Her konuda öncü olmaya, lider olmaya, çözüm üreten, hedefler koyan ve bu hedeflere ulaşmak için samimi mücadele eden olmaya lütfen özen gösterin. Bürokratik süreçlerin içinde, işlemlerin içinde kaybolup giden yöneticiler değil, sonuç odaklı çalışan, gerektiğinde ayağına çizmesini giyen, gerektiğinde eline kazmayı küreği alan, gerektiğinde bir de bakmışsınız ki iş makinesinin üstüne çıkıp adeta bir operatör olan insanlar olmalısınız. Çünkü halk bunu istiyor, halk bunu seviyor. Görev süreniz dolduğunda o ilçeden ayrılırken isminiz yadigar kalsın, arkanızdan, öyle bir kaymakam geldi ki onun döneminde ilçenin kaderi değişti, görünümü, manzarası değişti, denilsin. Her birinizin bunu başaracak yeteneğe sahip olduğuna inanıyorum."

DEVLET-MİLLET KAYNAŞMASI

"Bizler, devlet ile milleti farklı konumlara yerleştiren, devlet ile millet arasında duvarlar ören bir anlayış içinde olamayız. Tam tersine geçmişte bu yönde oluşmuş algıyı değiştirmek, devlet-millet kaynaşmasını azami derecede pekiştirmek zorundayız" diyen Başbakan Erdoğan, her bir vatandaşın, zor zamanında devletin tüm imkanlarıyla yanında olduğunu bileceğini ve hissedeceğini söyledi.

Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: "Devletin şefkatli, merhametli, adaletli, gülümseyen yüzü, sıcak eli siz olacaksınız. Ancak, bu şekilde devlet millet kaynaşmasını daha ileri noktalara taşıyabiliriz. Sizler oralara, devletin asık suratını, otoritesini göstermek üzere değil, şefkatini merhametini, kucaklayıcılığını göstermek için gidiyorsunuz. Onun için diyorum ki, ihtiyacı olan vatandaş gelip sizi bulmayacak, ondan önce siz gidip onu bulacaksınız. Burası çok önemli. Çünkü bizim vatandaşımız çok onurludur, gururludur gelemeyebilir. Ama siz gidip onu bulun, siz onu arayın. Her gece sokaklara çıkıp kış günlerinde nerede baca tütmüyor. Akşam saatlerinde kimin mutfağının ışığı yanmıyor. Sabah saatlerinde okula giden hangi çocuğun montu yok, ayakkabısı yok. Bunu siz tespit edeceksiniz. Kimse bundan dolayı bir kompleks hissetmesin, kimse de bu konuda yapılan eleştirilere kulak asmasın.

Hemen gideceksin okula, orada çocukların ayaklarına bakacaksınız, ne giyiyor, ayakkabısı yırtık mı, pantolonu ne alemde, önlüğü var mı yok mu, bunları kontrol edip hepsini tek tek tespit edip, okul müdürleri ve öğretmenlerle iletişim içinde orada o yavrularımızın sorunlarını gidereceksiniz. Halktan kopuk, sorunlardan kopuk, esnaftan, iş adamından, köylüden, çiftçiden kopuk idareci anlayışı artık çağın gerisinde kalmıştır.

Sizin nezdinde, dolayısıyla devlet nezdinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kimliği altındaki her bir vatandaş eşit haklara sahiptir, birinci sınıf vatandaştır. Farklı etnik kökenlere sahip olabilirler, farklı inanç gruplarına dahil olabilirler, farklı ekonomik gelir grubunda bulunabilirler, sizin önünüze geldiğinde ya da siz onlara gittiğinizde onlar sadece ve sadece Türkiye Cumhuriyeti'nin birer vatandaşıdır ve önce insandır. Onların Türkiye Cumhuriyeti'nin birinci sınıf vatandaşı olduğunu hissettirecek olan da yine sizler olacaksınız. Onun için adaletten, hak ve hukuktan lütfen taviz vermeyin. Taviz verilmesine de lütfen müsamaha etmeyin. Ben ilçelerinizi değiştireceğinize, bu yolla Türkiye'yi değiştirebileceğinize gönülden inanıyorum. Görev yerlerinizde sonsuz başarılar diliyorum."

aa



Bu haber 1,376 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,255 µs