En Sıcak Konular

Mevlid Kandili ilk kez ne zaman kutlandı?

14 Şubat 2011 13:55 tsi
Mevlid Kandili ilk kez ne zaman kutlandı?
Müslümanların 'Kutlu doğumun habercisi' olarak tanımladığı Mevlid Kandili bakın ilk kez kimler tarafından kutlanmış...

Müslümanların ''kutlu doğumun habercisi'' olarak tanımladığı ve ''Mevlid-i Nebi'' olarak da anılan Mevlid Kandili, tarihte ilk kez Mısır'da kutlandı.

Diyanet İşleri Başkanlığının ilmihalindeki ''Töre ve Törenler'' bölümünde yer alan bilgilere göre, ''doğum, doğum yeri ve doğum vakti'' anlamlarına gelen mevlid kelimesi, Hz. Muhammed'in doğumunu anlatmak için kullanılıyor.

''Mevlid-i Nebi'' olarak da anılan ve Türkiye'de Mevlid Kandili olarak bilinen gece, Müslüman alemi için büyük önem taşıyor.

İslam'ın mesajlarını halka sunan son peygamber Hz. Muhammed'in doğumunu anma ve kutlamak için düzenlenen törenler, tarihte ilk kez Mısır'da Fatımiler döneminde başladı. Çok geçmeden Eyyubiler tarafından da benimsenen kutlama programlarında çeşitli törenler ve şenlikler yapıldı. Tarihteki kutlamalarda, dönemin ve bölgenin alimleri, şairleriyle din ve devlet işlerinde yararlık gösterenlere, Türk-İslam devletlerinde çok eski bir gelenek olarak görülen ve hükümdarlar tarafından taltif için hazırlanan elbiseler (hil'atler) giydirildi ve hediyeler verildi.

 

Mevlid törenleri daha sonra İslam dünyasında yaygınlık kazanarak günümüze kadar devam etti. Esasen Hz. Peygamberin doğum yıl dönümünü kutlama maksadıyla başlayan mevlid töreni giderek, Kadir, Mi'rac, Regaib ve Berat gecelerinde veya sünnet, evlenme, ölüm, deprem gibi önemli olaylar vesilesiyle yapılmaya başlandı ve toplumsal gelenekte yer alan önemli bir dini-kültürel öge oldu.

OSMANLI DEVLETİ, KANDİLİ ''MEVLİD ALAYI''YLA KUTLARDI

Osmanlılar döneminde ''mevlid töreni''ne ayrı bir önem verildi. Osmanlı'nın ileri döneminde ''Mevlid Alayı'' diye anılan görkemli törenlerde şeyhülislam, vezirler ve diğer askeri ve mülki erkan, büyük müderrisler, belli bir düzen içinde Rebiülevvel ayının 12'sinde Sultan Ahmed Camisi'nde yerlerini alırlardı.

Padişahın gelmesinden sonra vaazlar verilir, mevlidhanlar tarafından Süleyman Çelebi'nin yazdığı mevlid okunur ve bu esnada Medine'den getirtilen hurmalar camidekilere ikram edilirdi.

MEVLİD OKUTMA BİD'AT MI?

Mevlid okuma ve okutma hakkında, ''Hz. Muhammed zamanında olmayan dini mahiyetli bir hususun dine sokulduğu'' şeklinde iddialar gündeme getirildiği belirtilen ilmihalde, Mevlid okuma ve okutmanın bid'at olarak nitelendirilebilmesi için ona dini gereklilik veya ibadet şeklinde muhteva yüklenmesi gerektiği ifade ediliyor.

İlmihalde, mevlid okumanın gerekli olduğu iddia edilmediği vurgulanarak, hoş ve güzel bir gelenek olarak kabul edilen mevlidin ''bid'at olarak'' değerlendirilip, insanların kafasına kuşku sokmanın son derece yanlış olduğu vurgulanıyor.

Mevlidin, toplumsal bir coşkunun, Hz. Peygamber sevgisinin ve ona bağlılığın üst düzeyde edebi ve estetik olarak hissedilmesi, yaşanması ve dışa vurulması anlamına geldiği kaydedilen ilmihalde, Kur'an okumakla mevlid okumayı birbiriyle mukayese etmek veya birini diğerine alternatif olarak göstermek yerine ikisini ayrı ayrı ve her birini kendi yeri ve amacı doğrultusunda değerlendirmek gerektiği belirtiliyor.

Mevlid gibi dini eğitim ve coşkuyu içeren sosyal ve geleneksel törelerin asli ibadetlerin yerine geçmediğine de işaret edilen ilmihalde, bu tür sosyal ödevlerin, kişileri ''namaz, oruç, Kur'an okuma, infak ve yardım gibi dini yükümlülüklerden muaf tutmadığı'' kaydediliyor.

''TOPLUMUN HER KESİMİ PEYGAMBER SEVGİSİ ETRAFINDA BULUŞTURUYOR''

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Dr. Halide Aslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kandilin ışık olduğunu, hem kendisinin yandığını hem de etrafı aydınlattığını söyledi. Aslan, ''İslam alemindeki kutlu gecelerin de yeryüzünün en şerefli mahlukatı olan insanın kendini aydınlatmasına ve etrafı nurlandırmasına vesile olması beklenir. Kutlu anların sevincini duyurmak, gönüllerimizi aydınlatmamız gerektiğini hatırlatmak için camiler, konaklar, evler kandillerle süslenegelmiş, bu özel zamanlara isim olmuştur'' dedi.

Müslüman Arapların, Hz. Muhammed'in doğumunu kutlamak için onun ölümünden sonra herhangi bir tören düzenlediklerine dair bulgular olmadığını ifade eden Aslan, ''Müslüman Arapların, Hz. İsa'nın doğumunu gösterişli törenlerle Noel şenliklerine dönüştüren Hristiyanlara benzememek amacıyla böyle bir uygulamadan kaçındıkları düşünülmektedir'' değerlendirmesinde bulundu.

Mevlid kutlamalarının ilk kez Fatımiler zamanında başladığını belirten Aslan, şunları anlattı:

''Bugünkü manasıyla halkın katılımını da sağlayarak ve büyük ziyafetler ve şölenler tertipleyerek bir bayrama dönüştüren ilk hükümdar ise Selçuk Atabeklerinden Muzafferüddin Gökböri oldu. Bu dönemden sonra mevlid bütün İslam aleminde yayıldı ve gösterişli kutlamaların yapıldığı bir tören haline geldi. Osmanlılarda ilk mevlid okuma merasiminin, 1589 yılında III. Murat döneminde icra edildiği öğrenilmektedir. Bir başka kaynağa göre ise Osmanlı İmparatorluğu'nda mevlid törenleri Süleyman Çelebi'nin Mevlid'inin yazıldığı tarih olan 1409'dan sonraki yıllarda başlar.

Mevlid törenleri olarak ifade edilen bu güne özel uygulamaların ve törenlerin ise Kanuni Sultan Süleyman döneminden itibaren saray protokolünde yer almaya başladığı, III. Murat zamanında tamamen resmileştiği de ifade edilmektedir. Bu eserin yazılışından sonraki dönemlerde mevlid törenleri yeni bir içerik kazanmaktadır. ''

Mevlid kandili dolayısıyla toplumun her kesiminden insanın peygamber sevgisi etrafında bir araya geldiğine işaret eden Aslan, ''Hz. Peygamber'in doğumu ve hayatının yeniden hatırlanmasına ve günümüz dünyasında yalnızlaşan insanın kalbine huzur ve sevgi getirmesine vesile olan bu anlamlı günde onun örnekliği ve güzel ahlakı üzerinde daha fazla durulmalıdır. Zira iyi insandan iyi bir toplum yaratılabileceği misyonuyla tebliğini gerçekleştiren Hz. Muhammed, tüm insanlığa kucak açması ile de örnek bir şahsiyettir'' diye konuştu.

Mevlid Kandili Duası

EÛZÜ BİLLAHİ MİNE’Ş-ŞEYTANİ’R-RACÎM, BİSMİLLAHİRRAHMANİRRRAHİM

Ya ilahel alemin

İlk yarattığın nur efendimizin nuruydu.
Sen onu var etmeden evvel gündüzün geceden,
baharın da kıştan farkı yoktu.
İyilikler, kötülüklerle iç içe;
akıl nefse yenik,
ruh da bedenin esiri idi.
O güzeller güzeli
Varlığın sırrını keşfedip akla yüksek hedefler gösterdi
düşünceye kapılar açıp
insanın ebedlere namzet olduğunu âlemşümul bir dille haykırdı.
Böyle bir elçiyi insanlığa bahşetmenden
Ve sayısız nice nimetlerinden ötürü
sana sonsuz hamd ü senalar olsun ya rabbi!

Güç ve kuvvet ancak kendisine has olan yüce ve büyük Allâh’ım!

Mahlûkatın adedince,
Zatının rızası,
Arşının ağırlığı ve kelimelerinin toplamınca
Efendimiz Hz. Muhammed (sas) ve O’nun ehli ve ashabı üzerine salât ü selam la bir kere daha yâdederek

huzûr-u İlahi'de el açıp yakarıyoruz

Ey her şeye hayat bahşeden Allah’ım

bütün insanlık, hatta bütün bir varlık âleminin bayramı sayılan
mübarek günleri vardır.
bir gün daha vardır ki,
o da Allah Rasûlü’nün dünyayı teşrif buyurarak
tenezzülen aramıza girip bizi şereflendirdiği kutlu zamandır.
Bizler şimdi o anı yaşıyoruz.
Rahmet-i Rahman’ın galeyana geldiğine inandığımız
bu kutlu zaman diliminde,
Mevlid Kandili’nin bizim için hakiki bayram olması ümidiyle,
ümmet-i Muhammed’in hal-i pürmelali açısından
bayram hediyesine en muhtaç birer yetim olduğumuz mülahazasıyla, Şefkat Peygamberi’nin ruhaniyetine

sığınarak,
sen den yeniden bir kere daha diriliş istiyoruz ya rabbi

Ey her şeye gücü yeten Allah’ım

Efendimizi düşünmekle
hayatın hiç kimseye nasip olmayan tadını
ve varlığın bitmeyen zevkli maceralarını duyarız.
Duyarız imanın yenilmez gücünü,
Duyarız Müslümanlığın kahramanlık olduğunu,
Duyarız doğruluğun paha biçilmez kıymetler ihtiva ettiğini,
Duyarız iffet ve ismetin, meleklerinkine denk insan tabiatının bir buudu haline geldiğini.
N’olur bu ve benzeri nice güzellikleri daha derince ve engince
Bütün insanların ruhlarına duyur ya Rabbi!

Ya Rabbel alemin

Onun terbiyesi, onun üslûbu ve onun sistemiyle yetişmiş olan nesillerin
imanları iz’ân ufkuna erişiyor,
muhabbetleri çağlayanlara dönüşüyor.
efendimizi bu ölçüde duyup sevmeleri münasebetiyle
her an daha da şahlanıyor
ve o kutlunun arkasında bulunma sevinciyle adeta yeni bir asr-ı saadet yaşanıyor.
Sen dünyamıza yeniden bir huzur çağı
ve gül devri yaşat ya Rabbi!

Ey yüceler yücesi Allah’ım

Yüzümüz yok, hicap içindeyiz;
Efendimizin senin katındaki nazının geçerliliğine de ümitlerimiz tam.
Keşke ne seviyede olursa olsun
efendimizden hiç uzaklaşmasaydık;
ondan gelen ışıklardan
ve ruhlarımıza boşalan mânâlardan
hiç mahrum kalmasaydık..
ve onu o inandırıcı çehresiyle
içlerimizde hep taptaze ve dipdiri duyabilseydik!..
sen bizleri kendi uzaklıklarını aşabilen
hak ve hakikatleri de bütün derinlikleriyle duyabilenlerden eyle ya rabbi!

ya ilahel alemin

O güzeller güzeli Sevgiliyi, bir kere daha misafirimiz eyle..
tahtını sinelerimize kur
gönüllerimizdeki karanlıkları kov,
bütün benliğimize ruhunun ilhamlarını duyur
ve bize yeniden diriliş yollarını göster ya rabbi

İnananları karanlıklardan aydınlığa çıkaran Allah’ım

her gün biraz daha azgınlaşan şu zulmetleri o kutlunun ışığıyla dağıtıver
herkesi inleten zulüm ve adaletsizlik ateşini söndürüver.
her şekliyle kine, nefrete, düşmanlığa kilitlenmiş şu zavallı ruhların boyunlarındaki zincirleri çözüver
sevgiye, merhamete, şefkate hasret giden sinelerimizi muhabbetle, hoşgörüyle coşturuver
ruhlarımızı aklın aydınlığı, gönüllerimizi de mantık ve muhakeme enginliğiyle buluşturuver
ve bizi kendi içimizdeki hicran ve hasretlerimizden kurtarıver ya Rabbi!

Ey merhameti bol olan Allah’ım!

şefkati, adaletini aşkın gönüller sultanını unuttuğumuzun
ve saygısızlıkta bulunduğumuzun farkındayız.
Biliyoruz ki o rahmet nebisi
incinse de küsmedi
Vefasızlık görsede alakayı kesmedi
Başını yaranlar, dişini kıranlar karşısında bile ellerini açıp dua dua yalvardı. Katiyen lanette

bulunmadı. Lanet ve bedduaya “âmin” de demedi.
Sinesini, Ebû Cehil'leri bile ümitlendirecek ölçüde açabildiği kadar açtı
ve her sözünü, her davranışını senin rahmetinin enginliğine bağladı.
Sen bizleri onun o engin merhametinden istifade eden
ve şefaatine de nâil olanlardan eyle ey Rabbi!

Ey ihsanları sonsuz olan Allah’ım

düşe-kalka olsa da hep Efendimizin izinde yürüme gayretindeyiz.
N’olur bizi bir kere daha sevindir.
Sevindir ki; bağının taptaze fidanlarıyla
adını âleme tam duyuracak demdeyiz.
Bu dünya ışığa hasret gidiyor.
Bizler o kırık azimlerimiz ve o çatlamış ümitlerimizle,
yolların hakkını veremesek de hep yollardayız.
Sadece hislerimizle de olsa, aradığımız hep senin habibin;
N’olur gönüllerimiz bir kere daha onunla dolsun,
ufuklarımızı saran şu upuzun geceler yerlerini gündüzlere bıraksın
ve viladeti bizim hakiki bayramımız olsun..

Ey yapılan dualara cevap veren Allâh’ım

Sana itaat edilir Sen karşılığını veririsin;
Sana isyan edilir, sen bağışlar ve affedersin,
Darda kalanlara icabet edersin,
Zararı sıkıntıyı ortadan kaldırırsın
Hastalara şifa, dertlilere deva verirsin
Günahları bağışlar, tövbeleri kabul edersin
Sen bizlerin dualarını kabul buyur ya Rabbi!

Allâh’ım

acizlikten, üzüntüden, tasadan, kederden,
Korkaklıktan, kabir azâbından, cehennem ateşinden sana sığınırız.
Bizleri kötülükten ve kötülerin şerrinden emin eyle ya Rabbi!

Ey Yüceler Yücesi!

bize karşı düşmanlık duygularıyla oturup kalkanların kalblerini yumuşatmak murad ediyorsan,
bize ve gönüllüler hareketine karşı onların kalblerini yumuşat
ve sinelerini daimî bir sevgiyle doldur! Ya Rabbi!
Ey kalbleri evirip çeviren Sultanlar Sultanı!
Bizim kalblerimizi de, onların kalblerini de sevdiğin ve hoşnut olduğun güzelliklere çevir! Ya Rabbi!

Allahım

Sen bizlere bizi aşan istidat ve kabiliyetler ver
ve lutfedeceğin bu kabiliyetleri
senin rızan yolunda kullanmayı
bizlere nasip eyle ya Rabbi!

Allahım

Sen bizlere peygamberleri donattığın sıfatları lutfet lakin biz lutfedeceğin bu sıfatları tefahur vesilesi

yapmayalım ve hep kendimizi sıfır görelim ya Rabbi!

Allahım

Cümlemize vicdan genişliği lutfet
Kalplerimize inşirah bahşet
Bizleri kollektif şuura sahip kullarından kıl
Ve bizleri müttakilere rehber eyle ya Rabbi!

Ey yüceler yücesi olan Allahım

Biz ümmeti Muhammedin dağınıklığını gider
Bize ve ülkemize birlik ve dirlik ver
Bütün dünyaya da huzur ve barış nasibeyle..
Kalplerimizi birbirene ısındır ve
Bizleri birbirimize sevdir
Dünyanın dört bir tarafında hizmet eden kardeşlerimizi
Bizlerle beraber ihlas-ı etemme muvaffak kıl ya Rabbi!

Allâh'ım!

Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’in Sen'den istediği
her türlü hayrı Sen'den istiyor,
yine Peygamber Efendimizin sana sığındığı
her türlü şerden de
sana sığınıyoruz.

Yâ Erhamerrâhimîn ve Yâ Ekremelekremîn!

Bizim, anne-baba ve ecdadımızın
Bize rehberlik ve kılavuzluk yapan büyüklerimizin,
Bir harf bile olsa kendilerinden istifade ettiğimiz hocalarımızın,
Sevdiklerimizin, sevenlerimizin,
Içinde neş’et ettiğimiz beldedeki insanların,
Milletimiz fertlerinin,
Kadın-erkek inanan bütün arkadaşlarımızın,
Dostlarımızın, kardeşlerimizin..
Bize karşı hep civanmertçe davrananların..
Hayır dualarında unutmayıp
Her zaman bizi de yâd edenlerin..
Üzerimizde hakkı bulunan kimselerin..
Kıymetli nasihatleriyle
Bize bekâ desenli sâlihatın yollarını gösterenlerin...
Ve bütün ümmet-i Muhammed’in
Günahlarını bağışla! Ya Rabbi!

Allahım!

Duamızın sonunda Sana olan minnet ve şükran hislerimizi
Bir kere daha tekrarlıyor,
Resûl-ü zîşânı, âlini, ashabını
Bir kez daha salavâtlarla anıyor
Ve dualarımızı kabul buyurmanı istirham ediyoruz.
Ne olur, bizlerin dualarına icabet buyur ya Rabbi!

amin ve selamün alel murselin
vel hamdü lillahi Rabbi’l-alemin…

Tüm okurlarımızın kandilini kutlarız.

 

(AA)



Bu haber 12,215 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,553 µs