Türkiye büyüyen 8 ülke içinde

13 Şubat 2011 19:44 tsi
Türkiye en cazip ve en yüksek büyüme potansiyeline sahip dünyanın 8 ülkesinden birisi haline geldi.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Rixos Otel'de düzenlenen MÜSİAD Ankara Şubesi 18. Olağan Genel Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, dünya ekonomisinin 2008 yılındaki ekonomik kriz nedeniyle büyük sıkıntı yaşadığını, ancak toparlanmanın başladığını söyledi.

Bu dönemde kamu borç stoklarının sürdürülebilmesinin önemine işaret eden Şimşek, birçok gelişmiş ülkenin kamu borç stoklarındaki artışın kontrol altına alınmaması durumunda, uzun vadede global büyümeye ilişkin ciddi risklerin ortaya çıkabileceğini belirtti.

Birkaç yıl önce ''BRİC'' diye tabir edilen ve Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin'i kapsayan bir ülke grubunun ortaya konulduğunu anlatan Şimşek, bu ülkelerin dünya ekonomisinden büyük pay almaya başlayan, çok hızlı büyüyen ülkeler olduğunu kaydetti. ''BRİC'' tanımından sonra bu ülkelere yapılan fon ve yatırımların arttığını anlatan Şimşek, şöyle konuştu:

''Bu tanımı yapan kişi, bundan bir hafta önce Türkiye'nin de içinde bulunduğu yeni bir tanım yaptı. BRİC tanımının yetersiz kaldığı, bu 4 ülkeye yeni bir 4 ülke daha eklenmesi gerektiği ve onlarla birlikte 'büyüyen piyasalar' diye yeni bir tarif ortaya konuldu.

BRİC denilen 4 ülkeye ek olarak Türkiye, Güney Kore, Meksika ve Endonezya katıldı. Bu ülkelerin temel özellikleri, nüfus dinamiklerinin elverişli olması ve bu ülkelerde çok önemli reformlar sayesinde verimlilik artışının olması.

Dolayısıyla Türkiye, artık dünyanın en cazip, en yüksek büyüme potansiyeline sahip 8 ülkeden bir tanesi. Dünya ekonomileri arasında ilk 10'a gireceğiz diyoruz ya, işte aslında bu noktanın başlangıcı geçen hafta uluslararası alanda tarif edildi. Bu bir tesadüf sonucu değildir.''

Türkiye'nin 2010 yılında büyük bir ivme kazandığını ifade eden Şimşek, küresel kriz sonrası ekonomik anlamda olsun, hak ve özgürlükler anlamında olsun yıldızlaşan ülkelerden bir tanesi olduğunu söyledi.

Türkiye'nin küresel krizi çok iyi yönettiğini belirten Şimşek, ülkenin kamu finansman dengelerinin, bankacılık sektörünün ve makro ekonomik temellerinin oldukça sağlam olduğunu kaydetti. Bu sayede ekonomik krizden güçlü bir şekilde çıktıklarını dile getiren Şimşek,

'Biz geçmişiyle övünen yani hatıralarının, hayallerinden fazla olduğu bir parti, bir hükümet değiliz. Bizim hayallerimiz çok daha güçlü. Biz şimdiden 2023 vizyonunu ortaya koyuyoruz ve ona ulaşmak için gerekli hukuki, yasal ve kurumsal altyapıyı oluşturuyoruz'' diye konuştu.

Geçen yılı son 42 yılın en düşük enflasyonu ile kapattıklarını ifade eden Şimşek, ''Ocak ayında yüzde 5'lerin altına indi. Yani son 5-6 yıldır enflasyonu tek haneye düşürmekle kalmadık, bunu orada kalıcı kılma başarısını gösterdik. Enflasyonu yüzde 10'ların altında tuttuk. Şimdi ilk defa düşük tek haneli enflasyon sürecinin başındayız. Bunun için yapacağımız reformlar var, ama orada tutacağız'' şeklinde konuştu.

Türkiye ekonomisinin Avrupa'daki ülkelerle kıyaslandığında oldukça iyi konumda olduğunu vurgulayan Şimşek, büyümede Avrupa'yı 4'e, 5'e katladıklarını, aranın her geçen gün kapandığını bildirdi.

Kamu yatırımlarını bütçede öngörülenden çok daha fazla yaptıklarını anlatan Şimşek, geçen yıl altyapı eğitim, araştırma-geliştirme için 15 milyar lira ekstra harcadıklarını söyledi.

Bu yıl için bütçe açığı öngörülerinin merkezi hükümet için yüzde 2,8, genel devlet için yüzde 2,1 olduğunu anlatan Şimşek, şöyle devam etti:

''Bu hedefleri tutturacağız. Seçim ekonomisi olmayacak. Biz bu ülkenin uzun dönem geleceği için ne gerekiyorsa onu yapacağız. Biz vatandaşımıza imkanlarımızın elvermediği taahhütlerde bulunmayacağız. Başkaları maşallah... Hesap kitap yok. Şu ana kadar söylenenleri toplasanız. İkincil etkilerini, dolaylı etkilerini dikkate almadan 100 katrilyonu aşkın bir taahhüt var.

Memleketin bütçe açığı geçen yıl 50 milyar lira olarak öngörülmüştü. Biz 39,6'da kapattık. Düşünün onlar ya verdikleri sözde durmayacaklar ya da verdikleri sözleri yerine getirirlerse mucizevi bir şekilde bugünkü faiz oranlarıyla bile dikkate alsanız açığı alacaklar, 3'e katlayacaklar. Memleket bunlardan çok çekti.''

Şimşek, geçen yıl borcunu azaltan nadir ülkeler arasında Türkiye'nin de bulunduğunu söyledi.

Hükümet olarak cari açığı idare edilebilir bir boyuta çekmek için gerekli adımları attıklarını anlatan Şimşek, ama bu adımların meyve vermesinin zaman alacağını belirtti.

-ENERJİ BAKANI YILDIZ-

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da enerji sektöründe yaptıkları çalışmaları anlattı.

Liberalleşen, özelleşen ve serbestleşen bir piyasa yapısıyla birlikte, elektrikte hem üretim hem de dağıtımın özel sektör tarafından işletilmesine karar verildiğini ifade eden Yıldız, ''2002 yılında Türkiye'de enerji sektöründe özel sektörün payı yüzde 34'ler civarındaydı, şu anda yüzde 54 civarına çıktı'' dedi.
 
Yıldız, 2010 yılında elektrik dağıtım hizmetlerinden 16 milyar dolarlık bir özelleştirme geliri sağlandığını kaydetti.

Türkiye'nin büyümesini karşılayacak enerji yatırımlarının 32 bin megavattan 50 bin megavata yükseldiğini belirten Yıldız, ''Her şeyin üzerinde spekülasyon yapılabilir, ama bizim elimizde o kadar net rakamlar var ki. Tahakkuk etmiş elektrik, 194 milyar kilovatsaatten 209 milyar kilovatsaate çıkmış. Şimdi büyüme yok da nasıl bu elektrik kullanılıyor. Bu tahakkuk etmiş bir rakam. 2011 yılı içerisinde de biz enerji sektöründe yüzde 7'lik bir büyüme rakamı ortaya koyduk'' diye konuştu.

Şu anda siyasi istikrar açısından çalkantılı dönemler geçiren Mısır ve Tunus gibi ülkelerin enerjiyle ilgili master planlarını Türkiye'nin hazırladığını ifade eden Yıldız, şöyle devam etti:

''8 tane ülkenin enterkoneksiyon çalışmaları devam ediyor ve Ürdün'de yapılan son toplantıda bütün bu ülkelerin master çalışmalarının iletim hatlarıyla alakalı Türkiye tarafından yapılması talep edildi. Bu da Akdeniz'in kuzeyinde olan bu iletişimin Akdeniz'in güneyine de aynı şekilde 5-6 yıl gibi bir süre içinde devam edeceği anlamına gelir.''

Bakan Yıldız, MÜSİAD üyelerine enerji sektörüne yatırım yapmaya davet etti.

Yıldız, enerji sektörünün kamudan en az ödenek alan sektörler arasına girdiğini, çünkü yatırımların özel sektör aracılığıyla yapılmaya başlandığını sözlerine ekledi.

-MÜSİAD BAŞKANI-

MÜSİAD Başkanı Ömer Cihad Vardan da MÜSİAD'ın, Türkiye'nin yanı sıra 44 ülkede, 95 irtibat noktasında çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti.

Türkiye'nin ekonomik krizi başarıyla yönettiğini, iş adamlarının bu yıl yatırımlarını artırmaya başladıklarını, geleceğe güvenle baktıklarını ifade eden Vardan, bunu, yaptıkları anket çalışmalarıyla da tespit ettiklerini söyledi. Üyeleri arasındaki anket çalışmasına göre 2010 yılında iş adamlarının yüzde 62'sinin yeni yatırım yaptığını, yüzde 67'sinin yeni istihdam sağladığını, yüzde 92'sinin 2011 yılının ekonomik olarak daha olumlu geçeceğine inandığını anlatan Vardan, bunun da güven ve istikrar ortamından kaynaklandığını ifade etti.

MÜSİAD Ankara Şube Başkanı Hüdaverdi Çakır da 2002 yılından itibaren Türkiye'nin, hem siyasi hem de ekonomik istikrarı yakaladığını söyledi.

Yapılan reformlarla iş adamlarının önünün açıldığını, komşu ülkelerle ilişkilerin geliştirildiğini anlatan Çakır, Türkiye'nin ekonomik krizden de güçlü bir şekilde çıktığını kaydetti.

Çakır, 2006 yılından itibaren sürdürdüğü MÜSİAD Ankara Şube Başkanlığını bugün yapılacak genel kurulla devredeceğini belirterek, yerine gelecek arkadaşına başarılar diledi.

MÜSİAD Başkanı Vardan, daha sonra Ankara Şube Başkanı Çakır'a hizmetlerinden dolayı plaket verdi.

Bu arada, daha önce geleceği bildirilen Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir toplantıya katılmadı.

Bu haber 884 defa okundu.