En Sıcak Konular

Arınç: Darbe söz konusu olmayacak

11 Şubat 2011 17:19 tsi
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 82 Anayasası'nın değiştiğinden herkesin haberdar olması gerektiğini belirterek, ''Geçici 15. maddenin tamamı yok artık ve bundan sonra Türkiye'de darbe, cunta heveslileri, sivil hükümetleri devirmeye

Arınç, CNN Türk televizyonunda canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

''Darbe iddiaları tartışmaları varken BDP'nin bir kanun teklifi oldu; darbelere zemin hazırladığı ileri sürülen Türk Silahlı Kuvvetlerinin iç hizmet yasasının 35. maddesiyle ilgili... Ama bu teklif AK Partili milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Reddedilme gerekçesi nedir?'' sorusuna Başbakan Yardımcısı Arınç, şu yanıtı verdi:

''Önergelerle bir kanuna bir şekilde bir yama yapmak, eğer gerekli ve yerindeyse doğrudur. Ancak bir iktidar partisi var. İktidar partisi, şüphesiz ki muhalefet milletvekillerinin kanun tekliflerininden de kabul görenler oluyor, az sayıda da olsa. Hatta bazen ben teklif vermişim; diyelim ki iktidarın milletvekiliyim, aynı konuda muhalefet partisinin milletvekilleri teklif verirse bunlar birleştiriliyor ve görüşülüyor. Günübirlik, yani gerçekten çok büyük bir amacı olmayan, o gün için kamuoyuna mesaj vermek açısından veya kendi siyasetlerini onun üzerine bina edip bir takım sözler söylemek amacıyla önergeler de verilebilir. Hatta kanun teklifleri de verilebilir.

Mesela geçtiğimiz günlerde BDP'nin de Hazine yardımı alması konusunda Plan Bütçe Komisyonu'nda bu çok maddeli kanun, ben artık Torba demekten sıkılıyorum, çok maddeli kanun görüşülürken CHP bir önerge verdi 'BDP'ye de bağlansın' diye. Bu ayrı bir kanun konusudur, öyle önergeyle bir kanuna eklenecek bir şey değildir. BDP'nin ben de şahsen Hazine yardımı almasını istiyorum, 20 kişilik grup kurmuş bir parti. Ama Meclis içerisinde bir milletvekili ile temsil edilenlerde var, 3 milletvekili ile temsil edilenler olabilir. Dışarıda çok daha fazla oy almış ama Parlamento'ya girememiş partiler de var. Bunun bir ortak noktasını veya kriterlerini bulup ona göre kanun çıkarmamız gerekiyor. Onlar sadece orada bir önerge veriyor, dolayısıyla kabul görmemiş oluyor.

35. madde iç hizmet kanunun ilgili maddesidir ve her darbe sonrasında da işte buna dayanarak, 'Cumhuriyeti koruma, kollama görevini ifa etmek üzere emir komuta yetkisi içerisinde, bu yetkisi içerisinde bu olay olmuştur' diyor. Artık 82 Anayasası'nın değiştiğinden herkesin haberdar olması lazım. Anayasanın geçici 15. maddesinin tamamı yok artık ve bundan sonra Türkiye'de darbe, cunta heveslileri, sivil hükümetleri devirmeye teşebbüsler, bunlar söz konusu olmayacak. Dolayısıyla silahlı kuvvetler de geçmişteki darbecilerin dayanaklarını hiç bir zaman kullanmayacaklar, kullanmayı da düşünmüyorlar. Bu madde de kalkabilir, bu bir demokratikleşme sürecidir, ama bu sivil ve asker ilişkilerinin çok daha iyi bir noktaya gelmesiyle belki mümkün olabilecek. Biz 8 yıllık bir hükümetiz. 8 yıl önceki ile bugün arasındaki her açıdan farkı sanıyorum herkes görmüş oldu.''

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, askere yönelik kendi sözleriyle CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum'un sözleri arasındaki farkın ''Himalaya dağıyla golf çukuru arasındaki fark'' kadar olduğunu söyledi.

Arınç, CNN Türk Televizyonu'nda canlı yayında soruları yanıtladı.

Batum'un orduya yönelik ''kağıttan kaplanmış'' şeklindeki nitelendirmesi üzerine yaşanan polemiklerin sorulması üzerine Arınç, Batum'un silahlı kuvvetlerle orduyla ilgili söylediği sözü artık herkesin bildiğini söyledi.

Bazı televizyon kanallarından bu sözlerin çok fazla tekrarlandığını belirten Arınç, hakaret olarak gördükleri sözlerin neredeyse silahlı kuvvetler hakkında kanaat haline geleceğine işaret etti. Arınç, ''Dolayısıyla Batum şöyle demişti, böyle demişti diye tekrar tekrar ifade etmeye gerek yok. Ama ayıp olan, yanlış olan, hakaret maksadını taşıyan bir söz olarak bunu hepimiz hatırlıyoruz. 'Biz onları asker zannederdik, meğer kağıttan kaplanmış, işte içini Amerika oymuş oymuş bu hale getirmiş' diyor. Nerede diyor bunu. Zonguldak'ta Atatürkçü Düşünce Derneğinde. Yanında kim var? Bu derneğin mensupları ve Zonguldak milletvekilleri. Onlardan bugüne kadar bir tepki gelmedi. Hatta 'sen nasıl böyle bir şey söylersin' diyen de çıkmadı. En azından biz duymadık. Bu konuşma yayılınca siyasetçiler buna tepki gösterdiler. Ben de 'ordu da eleştirilebilir ama daha doğru olan şey, kurum olarak değil, bunun içerisinde yanlış yapanlar varsa onları eleştirmektir. Nitekim ben de geçmişte bunları yaptım' demiştim'' diye konuştu.

Eleştiriyle hakaret arasındaki farka da değinen Arınç, şunları kaydetti:

''Bütün kurumlar eleştirilebilir. Ordu da yargı da bunlardan bir tanesi. Ama akıllı olan bir insan, dürüst olan bir insan eleştiri ve hakaret arasındaki farkı da gözetir demiştim. Daha sonra Sayın Batum'u kurtarmak için beni hedef göstermeye başladılar. Oysa ben bütün sözlerimin arkasından bugüne kadar durmuş bir insanım. Ne yaptığımı biliyorum. Bazen fevri olarak yaptığım ve yanlış olan davranışlardan da geçmişte özür dilediğimi de herkes de biliyor. Dürüst olan bir insana da bu yakışır bildiğim kadarıyla. Ama ben konuşuluyorsam veya benim sözlerim üzerinde bir tartışma cereyan ediyorsa birisinin sadece bu olaya münhasır bir beyanda bulunması lazım. Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı'dır. Bu kişi de onun yardımcısıdır. Eğer bu sözden dolayı kendisine bir şey soruluyorsa 2 şey yapacaktır. Birincisi ya 'benim yardımcım doğru söylemiş. Ben de aynı kanaatteyim' diyebilir. Hiç kıvırmadan, sağa sola sapmadan, topu taca atmadan, dürüst bir insana bu yakışır. İkincisi, 'Hayır ne münasebet. Çok yanlış bir şey söylemiş, çok hatalı davranmış' da diyebilir. Birincisini söylemedi ama ikincisini söylerken de çok naif davrandı. Bir beni hedef gösterdi, 'asıl kendileri onlara baksınlar' dedi. İkincisi de 'eleştiri olacaksa bunu sadece ben yapabilirim' dedi. Ama bunun ne anlama geldiğini hepimiz kendi aramızda yorumluyoruz. Siz de ben de. Acaba Batum'u eleştirdi de 'Sen dur bakalım. Böyle bir şeyi gerekirse ben yaparım' mı dedi, yoksa 'O da iyi yaptı ama aslında bunu benim söylemem gerekirdi' mi demek istedi. Yorum çok olabilir ama objektif baktığınız zaman o sözden ne anlaşıldığının da çok açık olması lazım. İkinci gün sordular 'tamam tamam o defter kapandı' dedi. Başka şeylerle meşgul olmaya başladı. Mesela ıslıklı bir marş yapmışlar. Onu keyifle izledi. Yanındakiler de ellerini götürüp ıslık çalmaya bayladılar. Orada yine sorduğunuz zaman sizin söylediğiniz lafı söyledi.''



Bu haber 861 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,497 µs