Kışanak hükümete çattı

8 Şubat 2011 14:06 tsi
Barış ve Demokrasi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Gülten Kışanak Meclis'te BDP grubunda konuştu.

Kışanak'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Haftalardır grup toplantımıza güzel haberlerle başlamak istiyorduk nihayet bunlar gerçekleşiyor. Hrant Dink davasına ilişkin 30 kişi hakkında soruşturma başlatıldı.

Ancak güzel haberlerin yanında kötü bazı olaylarda yaşadık. Ankara'da OSTİM'de 20 emekçi kardeşimiz hayatını kaybetti.

İnsanlarımız sofralarına ekmek götürmek için hayatlarını hiçe sayarak canlarından oluyorlar. Bütün işçilerimiz Allah'a emanet yaşıyorlar.

Türkiye adete iş güvenliği konusunda alt düzeyde kar için işçilerinizi öldürebilirsiniz denilen bir memleketteyiz.

Bu ülkede işsizlik azmış. İnsanların hangi koşulda nasıl çalıştıklarına dair herhangi bir durum kimseyi ilgilendirmiyor.

Dünyanın 16. büyük ekonomisyiz deyerek böbürlenen Başbakan dediklerine utanmalı. Biz ölmeden çalışabilecek bir iş istiyoruz.

Torba yasasındaki iş güvenliği ile ilgili tasarıların geçtiği dönemde Meclis bu durumdan utanmalı.

KIBRIS'TAKİ GÖSTERİLER

Başbakan Mısır'daki halk için 'taleplere kulak verin' derken, Ankara'da yürüyen sendikaların üstüne polis gönderiyor. Başbakan söylediği sözlerin kıymetini ortadan kaldırıyor.

Türkiye'de tüm emekçilerin haklarını bir torbaya koyup Meclis'ten geçiriyorlar. Kıbrıs'ı da yönetmeye başladılar. Ankara'yı yönetmenden ne hayır gördükki Kıbrıs'ı da yönetmeye kalkıyorsun.

Başbakan'ın yönetim anlayışını biliyoruz. Başbakan söyledikleri yetmiyormuş gibi bir de 'besleme' sözünü sarf ediyor. Pardon Başbakan Kıbrıslılar 'ağa' istemiyor.

FAİLİ MEÇHULLER

Cumartesi anneleri yıllardır kayıpların bulunması için mücadele ediyor. Her hafta çocuklarını istediler. Başbakan da 8 yıldır duymadı. Bu ülkede kayıplar çok çocukların hiç değilse mezar istiyoruz çığlıklarına 8 yıl boyunca kulak tıkadı.

Ama ne olduysa oldu ve Başbakan'a nerden ilham oldu bilinmez Cumartesi annelerini karşısına aldı.

Başbakan Kürtlere de Alevilere de Romen yurttaşları da sizin sorunuz benim sorunumdur dedin Soruyorum Başbakanlık sorun koleksiyonu mu yapıyorsunuz. Koleksiyonu mahsene kapatıp kıymetli olduğunda mı seçim arefesinde kullanmak için gün yüzüne çıkardı.

Annelerin üzerinden siyaset yapmayın diyen Başbakan 'evet bu sırunun arkasındayız soruşturma açacağız' demedi.

Başbakan diyor ki 'bizim dönemimizde faili meçhul yok' Diyarbakır'da öldürülen Adem Erdem'i kim öldürdü bu cinayet faili meçhullere girmez mi. Bu sorunların tek çözümü Hakikaleri Araştırma Komisyonu kurulmasıdır.

Başbakan kamuoyunu yanıltmak istiyor. Komisyon kurulursa seçim sonrası fonksiyonu biter diyor. Ancak Başbakan bilmiyor dünyada bir çok örneği var. Süresi bitmez özel bir yasa gerekiyor.

Başbakan'da zerre kadar adım atma ihtiyacı olsa bakar. Kazılar yapılıyor bir aydır kamuoyunda. Nerede bir insanlık ayıbı varsa halkımız bunları biliyor. AKP hükümetinin bir türlü gündemine girmiyor.

Askeri taburda karakolun bahçesinde kazı yapılmasıyla ilgili olarak gizlice yapılan bir kazı vardı. Jandarma Genel Komutanlığı açıklama yaptı. Herkes şunu biliyor ki cinayetler işlendikten sonra jandarmanın istediği yerde topluca mezarlara gömülür.

Mutki'de Siirt'te gittik gördük. Otopsiye giren hekimlere, belediye yetkililerine, operatörlere o dönem zorunlu askerlik yapan herkese sesleniyorum Çıkın konuşun korku duvarını aştık.

Kazılarda çıkan kemikler militanların olabilir. Yapılan katliam sonrası vahşice bunlar çöplüğe toplu mezara gömülemez. Arif Doğan'ın söyledikleri JGK tarafından resmi anlamda belirlenmiştir. Sorunda bu zihniyette. Biz bunların peşini bırakmayacağız. Hükümetin yaptığı tek şey bürokrasi içinde yıldırma politikasıdır.

Başbakan çıkıp demeli ki bunlar demokrasi olmadan yapılan bir davranıştır. Bütün kamu görevlileri bu durumu ortaya çıkaracak adımları atsın bizde arkadsındayız demeli.  Bunları demedikçe bu iktidar JİTEM'in ortağıdır.

Bitlis Valisi demiyor ki burda kazı yapılıyor. Bir gidip bakayım nedir bu iş. Bitlis Valisi ancak BDP'nin toplantılarını nasıl sekteye uğratırız diye endişe ediyor. Bitlis Valisi olsa olsa AKP'nin beslemesi olmaktır. Bitlis Valisi merkezi yönetimin uzantısı ve beslemesidir. Biz biliyoruz ki bir gün bu halk kendi kendini yönetecek ve bu merkezi yönetimin vesayetinden kurtulacaktır.

BATUM'UN SÖZLERİ

Demokrasilerde TSK'nın hiçbir rolü olamaz. TSK'nın tek görevi güvenlik hizmeti vermektir. Bunun dışında kendisine bir görev atfetmek mümkün olmamalıdır. CHP, AKP'ye demokrasi havarisi olma fırsatı veriyor. CHP, durmadan AKP'yi kurtarıyor. Ana dilde eğitim dedik demokratik özerklik dedik MGK'dan çıkan karar sonrası AKP'nin askeri vesayetle el ele olduğunu görmüş olduk.

Haber7

Bu haber 516 defa okundu.