En Sıcak Konular

Şeker özlemi bastırılabilir mi?

7 Şubat 2011 10:37 tsi
Şeker özlemi bastırılabilir mi?
Prof. Dr. Osman MÜFTÜOĞLU yazıyor...

Büyük küçük, genç yaşlı fark etmiyor, hepimiz fazla miktarda şeker tüketiyor, şekerli şeyler yiyip içiyoruz.

Bu durumun suçlusu yalnız biz değiliz, yiyecek içecek üreticilerinin de payı var: Onlar da şekeri (veya fruktoz şurubunu) eskisinden daha çok kullanmaya başladılar.
Neticede bedenlerimiz binlerce yıldır makul miktarlarına alıştığı şekerin hücumuna uğrayınca şaşırıp kaldı. Bu şaşkınlık yalnız metabolizmamıza değil, davranışlarımıza bile yansıdı.
Şeker deyince hepimizin aklına çaya, kahveye attığımız şeker ya da yemek üstüne yediğimiz tatlılar geliyor. Oysa sorun oldukça farklı.
Yüzlerce yiyeceğin, içeceğin orasına burasına bir şekilde şeker de sokuşturulmuş durumda! Biz onları farkına varmadan ama sürekli ve düzenli bir şekilde tüketip duruyoruz.
Örnek vermek gerekirse; bir kutu meşrubatta (veya bir şişe gazozda) neredeyse 8-10 adet kesme şekere eşdeğer şeker var! Marketten aldığımız et suyunun, hazır çorbaların, dondurulmuş bazı gıdaların içinde şeker olabiliyor.
“Sağlık olsun diye” yediğimiz meyveli yoğurtlar bile şeker bakımından masum değil, tat versin diye onlara da şeker ekleniyor. Kahvaltı gevrekleri ve daha pek çok yiyecek içecek şeker ihtiva edebiliyor.

NEDEN ÖNEMLİ?

Son zamanlarda en tehlikeli sağlık sorunları haline geldikleri tekrar tekrar yazılıp çizilen, haklarında uyarıcı toplumsal kampanyalar düzenlenen “insülin direnci, metabolik sendrom, kilo fazlalığı, obezite, şeker hastalığı” gibi sorunların da arkasında öncelikle işte bu aşırı şeker tüketimi sorunumuz var. Yani temel suçlu önce o!
İnsanlığın geleceğini tehdit eden en büyük belalardan biri haline gelen çocuk obezitesi probleminin temel nedenlerinden biri de aynı: Şeker tüketiminin artması! Yaşlı insanları korkutan Alzheimer hastalığının da fazla şeker tüketimi ile yakından ilişkili olduğu biliniyor.
Mesela Amerika'da yapılan yeni bir çalışma (Alabama Üniversitesi), kötü beslenme alışkanlıkları içinde Alzheimer'ı en çok tetikleyen şeyin aşırı şeker tüketimi olduğunu gösterdi.
Şeker tüketiminin fazlalaşması, diş sağlığı için de önemli bir tehdit. Özellikle çocukluk yaşlarından başlayarak aşırı şeker tüketmek diş sağlığını önemli ölçüde bozuyor.
Fazla şeker tüketiminin kanser ile de ilişkisi olabileceği biliniyor. Mesela dört yıl önce İsveç'te yapılan bir çalışma, fazla şeker tüketiminin pankreas kanserine yakalanma ihtimalini artırdığını net bir şekilde ortaya koydu.

Ne yapmalı?

Aşırı miktarda şeker tüketme yanlışından en kısa zamanda, hatta hemen bugün dönmemiz lazım.
Son 50 yılda insanlık âlemi yeni bir hayat döngüsüne girdi. Bu döngüde daha fazla kalori tüketmek, ayaküstü atıştırmalarla yetinmek, yemeği bir zaman kaybı gibi düşünmek ve hazır besinlere daha çok güvenmek gibi yüzlerce yanlış var.
Bunların bir kısmını hemen düzeltmek mümkün değil. Ama en azından şeker tüketimi konusunda (tuz tüketiminde olduğu gibi) dikkatli davranmalıyız.
Mesela yiyecek içeceklerimizi şeker eklenmemiş olanlardan tercih etmeli, şeker ihtiyacımızı doğal yollardan özellikle de meyvelerden karşılamaya çalışmalıyız.
Besinlere mümkünse şeker eklememeli ya da en azı ile yetinmeliyiz. Paketlenmiş gıdaları satın alırken içinde aşırı şeker yükü bulunup bulunmadığını kontrol etmeliyiz.
“Sağlıklı şeker” aldatmacalarına kanmamalı, vücut açısından beyazı, kahverengisi, fruktoz şurubu gibi farkların söz konusu olmadığını unutmamalıyız. Yapay tatlandırıcılardan uzak durmalıyız.
Meyve tüketirken bile fazla miktarda fruktoz yüklü olanlar (incir, üzüm, karpuz) yerine diğerlerini (elma, portakal, mandalina) tüketmeli, meyve suyu konsantrelerini yüzde 100 saf da olsalar makul miktarlarda içmeliyiz.
Ölçüsüz ve dikkatsiz şeker tüketiminin bizi de çocuklarımızı da hasta edeceğini lütfen unutmayalım.


Prof. Dr. Osman MÜFTÜOĞLU / Hürriyet




Bu haber 687 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,443 µs