Mübarek'e Baykal operasyonu

31 Ocak 2011 11:29 tsi
Mısır’da iktidar değişmek üzere. Mübarek 30 yıllık iktidarını kaybediyor. En azından görünen bu. Peki, Mısır’da aslında ne oldu? Ankara’ya gelen istihbarat notları ne diyor? Uzmanlar hangi noktalara dikkat çekiyor? İşte Mısır’ın ba

Tunus’ta esen yasemin kasırgası Mısır’ı da etkisi altına mı aldı? Soğuk savaş sonrası doğu avrupayı vuran devrimler şimdi ortadoğuda mı yaşanıyor? Mısır’da Mübarek’in 30 yıldır devam eden iktidarı sona eriyor. Neden? Elbette bunun birçok nedeni var. yazılı ve görsel basın Mısır’daki gelişmeleri çok boyutu olarak irdeliyor ancak bir nokta eksik kalıyor. Mısır’daki gelişmelerin “asıl” nedeni ve bunun bölgesel denkleme etkisi.

Bir fotoğraf çıkarmak için Ankara’daki uzmanların sesine kulak verelim ve iyibilgi’ye yaptıkları bazı açıklamaları sizlerle paylaşalım:

1.“Mısır’da Eylül ayında başkanlık seçimleri yapılacaktı. Bu olaylar seçim öncesinde çıktı. Seçimlerde Hüsnü Mübarek aday olmayacaktı. Zaten Mübarek gidecekti. Çıkan olaylar Mübarek sonrasını belirlemeye yönelik.” Bu anlamda Mübarek’in başına gelen ile CHP lideri Deniz Baykal’ın başına gelenler arasında paralellik kuruluyor. Diğer bir deyişle, Türkiye’de referandum, Mısır’da seçimler olmadan kısa bir süre önce her iki lider de bir şekilde koltuğundan ediliyor. Ya da Mübarek’in eli zayıflatılıyor. Bu, seçim sonrası için önemli bir planlamaya işaret.

2.“Eylül ayında Mübarek’in girmeyeceği seçimde birçok aday yer alacaktı ancak seçim ya da iktidar mücadelesi üç isim arasında geçecekti. Bu isimler Hüsnü Mübarek’in oğlu Cemal Mübarek, istihbarat şefi Ömer Süleyman ve ülkesinden uzakta ikamet eden muhalif lider Muhammed el Baredey olarak sıralanıyordu. Çıkan olayların birçok sebebi var. Bunlar ekonomik, sosyal, siyasi ve tarihi nedenler… Ancak çıkan olayların en önemli sonucu şuanda seçim sonrasında yaşanacak iktidar mücadelesinde çok önemli bir ismin diskalifiye edilmesi, diğerinin de önünün açılması oldu. Cemal Mübarek, diskalifiye oldu. Mısır siyasetindeki kariyeri bitti. Ömer Süleyman Devlet Başkanı yardımcısı yapıldı. Eli güçlendi, seçim sonrası için de en önemli aday haline geldi. El Baradey’in de eli güçlendi. Ancak Süleyman ile Baradey arasında yapılacak seçimlerin şeffaf yapılacağına dair güven yok. Bir sonraki devlet başkanının Ömer Süleyman olması büyük bir ihtimal olarak duruyor.”

3.Peki, kim bu Ömer Süleyman? “Mısır istihbaratının başı. ABD ve İsrail güvenlik birimleriyle arasından su sızmıyor. Bu biraz da Mısır devlet politikasından kaynaklanıyor. Ancak Süleyman, İsrail ve ABD’nin güvendiği bir isim.”

4.Aynı uzmanlar şunun da altını çiziyor: “Mısır’da gösteriler yapılırken bazı noktalarda şiddet körükleniyor. Örneğin tüm dünya için çok önemli olan müzeye saldırılmak isteniyor. Göstericiler yani halk müzeyi korumaya çalışırken bir kısmı da yağmalamaya çalışıyor. Gösterideki halkla şiddeti körükleyenlerin bir kısmını ayırmak gerekiyor. Ömer Süleyman’ın iktidar mücadelesi yaptığı bir konjonktürde gösterilere istihbaratın müdahil olmaması beklenemez.”

5.“Mısır ile İsrail ve Amerikan siyaseti ve çıkarları iç içe. Bunu ABD’de yapılan açıklamalardan anlayabiliyoruz. ABD, ülkede çıkan karışıklığın kontrolden çıkmasından endişe ediyor. Bu, iki müttefikin kontorllü ilişkisini zedeleyebilir. Bazı gazetelerin yazdığı gibi Amerikan yönetimi Mısır’ı kaybedebilir. Peki gerçekten böyle mi? Ömer Süleyman ya da Baradey’in iktidarı için böyle değil. iki ismin iktidarı kayıp sayılmaz. Ancak Müslüman kardeşlerin iktidarı ABD ve İsrail için sıkıntı yaratır.”

6.“Şu andaki süreçte pozisyonu gereği iki kritik şey var. İsrail ve Müslüman kardeşlerin pozisyonu. Hem İsrail hem de Müslüman kardeşler en kritik dönemde sustu ve susuyor. Sebebi, pozisyonlarını açıklamalarının gelişmelerin seyrini etkileyecek olması. İsrail olumlu ya da olumsuz konuşursa aslında İsrail karşıtı olan sokaktaki Mısırlının kararını şekillendirecek. İsrail hükümeti susuyor. İsrail basını “gösteriler nedeniyle Mısır’ı kaybediyoruz” diyor. Bu sokaktaki Mısırlıya “doğru olanı yapıyoruz” düşüncesi veriyor. Yani daha da hırslandırıyor.

7.Bir konu da şu: Ankara ve bilhassa başbakan Tayyip Erdoğan Mısır’daki gelişmelerle ilgili neden susuyor? Dışişleri bakanı Davutoğlu konuyla ilgili birkaç şey söyledi ancak konuşmalar üstü kapalı gidiyor. Sebep? Verilen yanıt da şu: “Ortadoğu’daki gelişmeler sonucunun güç kestirildiği gelişmelerdir. Çok aktör ve çok boyut var. öfkeli toplum boyutu var, kzıgınlık yaratan fakirlik var, bölgesel hesabı olan devlet ve hükümetler var, bunlardan görece bağımsız hareket eden istihbarat örgütleri var, kendinden oluşan, tüm hesaplamaları alt üst eden tarihsel gelişmeler var, hesaplanamayan birçok veri var. var da var… Hükümet ve devletler plan yaparken tüm bu verileri dikkate almak durumunda. Özellikle de ortadoğuda. Sözkonusu bir de Mısır’sa, örneğin Başbakan’a giden istihbarat raporlarının ne olduğunu biz bilemiyoruz. Ankara, Mısır’daki gelişmeleri hangi veriler ışığında okuyor, onu da bilmiyoruz. Çünkü biz Mısır’ı medya üzerinden izliyoruz. Mısır’ı izleyen Ankara’nın bizden daha çok aracı var. ve bu araçların ulaştığı bilgiye medya ulaşamıyor. Ankara, hem olayın karmaşıklığı hem de bizim bilmediğimiz bazı gerekçeler nedeniyle sessizliğini koruyor. Erdoğan, şimdilik Mısır’a 8-9 şubat’ta yapacağı geziyi iptal ederek pozisyonunu belli ediyor. Daha sonrası için plan yapılmadığını söylemek güç.

Bu haber 2,030 defa okundu.