En Sıcak Konular

Sami Selçuk'tan 367 açıklaması!

0 0 0000 00:00 tsi
367 ile ilgili uzunca bir araştırma yaptığını belirten Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, '367 sorunu tamamen hukuksal bir sorundur. Anayasanın 102. maddesi ve 96. maddesi çerçevesince çözülmesi gereken bir sorundur' dedi.

Anayasa'da hiçbir boşluğun olmadığını belirten Selçuk, buna karşın anayasanın daha güzel kaleme alınabileceğini belirtti. Selçuk, 367 şartının aranmasının anayasada olmadığının altını bir kez daha çizdi ve "iddia kanıtlanamadan ona göre sonuçlar çıkartıyorlar." dedi.

Selçuk şu açıklamaları yaptı:

'Zaten odakta iki madde var. Anayasanın 96. maddesindeki hüküm hem toplantı hem karar yeter sayısının yani oy yeter sayısını ön görmektedir. Bun bakınca anayasa açıkça başka bir hüküm yoksa diyor, anayasayı incelerseniz, anayasanın karar yeter sayısında nitelikli yeter sayısında toplantı yeter sayısı ile ilgili bir hüküm bulunmamaktadır. Başkaca bir hüküm olsa idi o temel hüküm olurdu. 96. madde yardımcı hüküm olduğu için geri çekilirdi. Ancak başkaca bir hüküm olmadığı için anayasanın, bütün toplanma ile ilgili, meclisteki oylama ilgili bütün maddelerinde uygulanacaktır.

Ancak burada dikkati çeken başka bir nokta var. 102. maddede cumhurbaşkanlığı ve meclis başkanlığı seçimi ile ilgili 2 madde var. İkisi de seçimle ilgili. Herkesin gözden kaçırdığı bir konuya vurgu yapmak istiyorum. Seçimle ilgili olan iki madde de toplantıdan söz edilmemektedir. Seçimle ilgili iç tüzüğün maddesinde de toplantıdan söz edilmemektedir. Özel günde meclis toplanacaktır. Ve meclis ad sırasına göre ad kullanacaklar. Vekiller bu arada oy kullanmayabilirler. Dışarıda bekleyebilirler. Meclisin bir geleneği var. Başkan toplantı yeter sayısı var der, toplantıyı açar. Ama burada öyle bir durum yok. Yargıtay'da Danıştay'da olsun, biz seçim gününü bildiririz, seçmen olan başkanlar gelip oylarını atıp gidiyorlar. Bunun için bir toplantıya gerek yok. Yani seçim yapılacak bir yerde toplantıdan söz etmek abesle uğraşmaktır. Onun için anayasanın zaten toplantı yeter sayısından söz etmek mümkün değildir. Yasalar abesle uğraşmazlar. Onun birinci 102. maddenin 1. fıkrasında öngörülen konu genel bir konudur. Ne diyor; bir cumhurbaşkanı seçilecek. Bir parti başkanı değil.'
Anayasa'da hiçbir boşluğun olmadığını belirten Selçuk, buna karşın anayasanın daha güzel kaleme alınabileceğini belirtti. Selçuk, konuşmasında 367 şartının aranmasının anayasada olmadığının altını bir kez daha çizdi ve iddia kanıtlanamadan ona göre sonuçlar çıkartıyorlar. Yorumun bile bir disiplini vardır. 367'yi ileri sürenlerin bir yorum disiplini içerisinde hareket etmediklerini düşünüyorum. Kendi ideolojik düşüncelerine göre harekete edemezler' dedi.

'Sezer'in hukuki derinliği yok'

"Cumhurbaşkanı Sezer'in 367 şartına destek vermesini de yorumlayan Selçuk, 'Sezer'in davranışlarını bir hukuk disiplini içerisinde incelersek, ben fazla derinliği olmadığı kanısındayım. Çünkü hukukçu en az bir dil bilmeli. Türkiye'de hukukla ilgili tek bir kitap yok. Avrupa'da bakınca adam 10 cilt kitap yazıyor. Onun için yorumla ilgili bir çok kaynağı toplayan biri olarak Türkiye'de bir yorum bir disiplinin olmadığını, dil de bilmeyince gelişmediğini söylemem gerekiyor. Türkiye küresel boyutta bir hukukçu geliştiremedi. Bunu kabul etmek gerekiyor. Türkiye'de hukuk çok başarılı bir sınav vermemiştir. Adımlar atılıyor ama istenilen noktaya ulaşmamıştır. Yorum bilim kuralları içinde konuya yaklaştığımızda ki anayasa mahkemesi sadece hukuk içinde kalmalıdır. Hukukun içine başka düşünceleri karıştırınca hukuk kirlenir. Onun için yapacağınız yorum disiplini içinde konuya yaklaşınca 367'nin sanal bir yorum olduğunu görürsünüz.

'Düşünebiliyor musunuz; dişçi, biyolog hukuki karar alıyor'

Düşünebiliyor musunuz, Türkiye'de üniversite rektörleri bile hukukçu olmamalarına rağmen, zemin kaymasına izin veriyorlar. Bir hukukçunun başkanlığınca, o hukukçunun 1980 yılında ileri sürdüğü görüş, oy birliği ile destekliyorlar. Hukukçuların kendi aralarında tartıştığı bir konuda oy birliği ile karar veriyor. Kim karar veriyor: diş hekimi, biyolog, ... Bunlar nasıl iştir. Bunları ciddiye alamam! Bilim hiçbir zaman siyasetin aracı, şunun bunun aracı olamaz! Bilim doğrunun aracı olmalı."

ZAMAN



Bu haber 428 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,583 µs