Tehlikenin farkında mı?

24 Ocak 2011 14:43 tsi
Her yöntemi denemeye kararlı bir Başkan yardımcısı, yardımcısı olduğu Genel Başkan'ı hiç korkutmaz mı? iyibilgi özel

"Biz 50 bin kişiyle Silivri'ye gitseydik 'gelenler açıkta duracaklar, içeri kadar giremeyecekler' diye karar almaya cesaret edemezlerdi. 50 bin kişi, bunu kuracağız şimdi. Biliyorum ki sizler bunu örgütlersiniz korkmazsınızda..."

Bu sözler Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum'a ait.  

“Biz, AKP hükümetinin bilerek ve isteyerek Atatürkçü aydınları içeri tıkmak suretiyle, Türkiye’de kendi iktidarını hiçbir engel olmadan kurmak istediğini düşünüyoruz... Dolayısıyla, buna kesinlikle izin vermeyeceğiz. Buna izin vermemek her yöntemle olabilir. Amacımız şu, oradaki Atatürkçü aydınları partiye alarak veya başka bir yöntemle, iktidara baskı kurarak olabilir. Bunların hepsini uygulayacağız”

Bu sözler de Batum'un.

Konuyu az çok anlamışsınızdır. CHP'li Batum, Ergenekon sanıkları ile ilgili açıklamada bulunuyor.

Batum'un üslubu dikkatinizi çekmiştir. İşlemekte olan yargı sürecine dair son derece radikal bir söylem olduğunun farkındayız. Mesela ilk açıklamada Batum, 50.000 kişi ile cezaevine yürüyerek hükümetin dışında, yargı üyelerinin de cesaretini ölçüyor. Keza Ergenekon soruşturmasında tutuklu bulunan sanıklar, yargı kararı ile içerideler, hükümet kararı ile değil.

Ama bundan daha fazlası da var.

Türkiye'nin en köklü siyasi partilerinden biri olan CHP'nin Genel Başkan Yardımcısı'nın yargı süreci içersinde olan bir dava ile ilgili olarak, oradaki sanıkların hapis durumunu kast ederek "Buna izin vermemek her yöntemle olabilir "demesi, en basitinden korku vericidir. Keza her yöntem derken, hiçbir parantez açılmıyor. Bunun içersine meşruu olmayan yollar da dahil gibi algılanıyor. "Amaca giden her yol mübahtır" gibi bir anlam çıkıyor.

Batum, "oradaki aydınları" (Silivri Cezaevi'ndeki sanıkları) partiye almayı düşünüyorsa, burada ne gibi hesaplar aramalıyız?

Örneğin söz konusu kişilerin dokunumazlık zırhından mı yararlanmasını planlıyor?

Ya da daha da derinlere inersek, acaba parti içi yönetimde bir değişiklik mi tasarlanıyor?

Sonuçta söz konusu kişilerin içinde öyle isimler var ki...Örneğin Tuncay Özkan. 2007 yılına ait bu haber, hafızanızı tazeleyecek nitelikte:

"Cumhuriyet mitinglerindeki konuşmaları ile dikkatleri üzerinde toplayan Tuncay Özkan, CHP’de aktif siyasete giriyor. Sahibi bulunduğu KanalTürk televizyonunu satmaya karar veren Özkan, geçen hafta CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile son kez biraraya geldi. Özkan’ın partide etkin görev almak istediği, gönlünden geçenin de Genel Sekreterlik makamı olduğu öğrenildi."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Batum'un her yöntemi göze alarak gerçekleştirmek istediği bu projeyi kabul edecek mi, göreceğiz...

www.iyibilgi.com özel

Bu haber 1,491 defa okundu.