AKP Anayasa Mahkemesi’nden korkuyor mu?

0 0 0000 00:00 tsi
Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin AKP’deki en büyük korku, CHP’nin olası bir itirazı sonucu Anayasa Mahkemesi’nden üzücü bir karar çıkması. Açık konuşmalarda hukuken böyle bir sükut-ü hayale uğramayacaklarına inandıklarını söylüyorlar am

Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na Tülay Tuğcu gelene kadar, itiraf etmek lazım ki AKP’nin özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimi oturumunun Genel Kurul’da “367” milletvekili ile açılması gerektiğine ilişkin bir kararla karşılaşabileceklerine ilişkin korkusu yoktu!

Hem siyasal inanışları hem geçmiş tecrübeler ve hem de partinin hukukçuları açısından Cumhurbaşkanı’nı seçmek için gereken 367 oy, aynı zamanda o oturumun açılması için gerekli değildi. Esasen söylemleri hala da öyle.

Tülay Tuğcu hukuki kimliği üzerinde herhangi bir tartışma bulunmayan, Cumhuriyetin ana ilkelerine bağlılığında şüphe olmayan, mesleğin gerekli merhalelerini hakkıyla aşmış ve nihayet adaletin “zirvelerinden” sayılan Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na oturmuş bir isim.

O zaman “reel” gerekçesi bulunmayan bu korkunun nedeni ne? AKP kulislerinde bu sorunun yanıtı yok. Sadece “hissiyat”tan bahsediliyor. Bunun için de kimse açıkça “ama” ile başlayan bir fikir ortaya atmıyor.

CHP’nin Cumhurbaşkanlığı seçim oturumlarının ilk turunda Anayasa Mahkemesi’ne 367 oy için başvuracağına ilişkin beklenti genellikle “yapacak bir şey yok, ‘gitmeyin’ diyemeyiz, herkes bildiğini yapacak elbette” şeklinde karşılanıyor. Ama böyle bir durumda Anayasa Mahkemesi’nden AKP’yi üzecek bir kararın çıkma ihtimalinin tedirginlik yarattığı aşikar.

Şüpheli tedirginlik!

AKP milletvekillerinin Tülay Tuğcu’nun tarafsızlığı üzerine bir şüphe taşıdığını söyleyecek bir işaret dediğimiz gibi bulunmuyor.. Fakat tedirginlik hissi neredeyse elle tutulur boyutta.

“Biz de gazetelerden izliyor gelişmeleri” diyerek Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın bazı açıklamalarını gösteriyorlar. Örneğin Cumhurbaşkanı seçim turlarının ilkinin yapılacağı 27 Nisan’da Mahkeme üyeleri İstanbul’da olacağından, CHP’nin olası başvurusunu alacak birinin nöbetçi kalması gerekiyor.

Gösterilen haberden anlaşılıyor ki, nöbetçi Başkan Tülay Tuğcu olacakmış. “E, ne var bunda” dendiğinde ise “meseleye hassasiyet gösterdiği anlaşılıyor bu da normal tabii” diyorlar.

Aslında meselenin özü şu… Gayet iyi seziliyor ki, AKP’lileri tereddüt de bırakan; Tuğcu’nun “Cumhuriyet Kadını” profili, dosyaya yaklaşırken acaba bir ön yargı yaratır mı endişesi.

Peki Tuğcu ne yapacak?

Bu “zımni” bakış açısının da bir ön yargı olduğu aşikar. Zira Başkan Tuğcu ne yapılacağını açıkça söylemiş bulunuyor. Böyle bir başvuru yapılırsa “bugüne kadar ne yapıldıysa yine o yapılacak”.

Yani başvuru alınacak, bir raportöre verilecek, raportör inceleyecek ve raporunu Anayasa Mahkemesi üyelerine sunacak. Ardından üyeler bir araya gelerek konunun tüm detaylarına bakarak bir karara varacak. Bunu da meselenin hassasiyetinden dolayı-kesin bir zaman verememelerine rağmen-en kısa süre yapmaya çalışacaklar… Hepsi bu.

Tülay Tuğcu kimdir?

Tülay Tuğcu, 2 kız annesi. Büyük kızı Eda, eşi ve oğluyla birlikte ABD'de yaşıyor. Küçük kızı Ayşe Tuğcu ise Arkeolog. Eşi Taner Tuğcu ise serbest avukatlık yapıyor. Tuğcu'nun, gazeteci-yazar Emin Çölaşan'la evli kız kardeşi Tansel Çölaşan da Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu Başkanı. Kedi ve köpekleri çok seven Tuğcu, doğayla iç içe olmaktan hoşlanıyor.

Bu haber 337 defa okundu.