Yeni bölünmelere hazır olun

12 Ocak 2011 09:14 tsi
Domino etkisi: İlk taş düştü...

...

Sudan devlet başkanı El-Beşir’in bölünmeye karşı çıkması nedeniyle referandum bugüne kadar ertelenmişti. Bugün ise “az olsun benim olsun” anlayışıyla her şeye rağmen bir ülke ve bir iktidar sahibi olarak kalacağını öngören El-Beşir, Güney Sudan’ın muhtemel devlet başkanı Salva Kiir ile el sıkıştı. Bu gelişme, akıllara Kadife Boşanma olarak bilinen Çekoslovakya’nın bölünmesini getirebilir. Ancak, Sudan’daki taraflar Çek ve Slovaklar gibi ayrılıklarının sosyal ve ekonomik koşullarını düzenlemiş değiller. Her bir taraf, bir yandan heterojen sosyal yapılarını nasıl yeniden barış içinde tutacaklarını öte yandan da zenginlikleri nasıl paylaşacaklarını belli eden bir tavır içinde değiller.

Bölünmenin iç savaş ve kıyım ihtimallerini azaltacağı iddiası, konu Sudan olduğunda zayıf bir tahmin olarak kalıyor. Ayrıca, en az bunun kadar önemli bir başka konu daha var ki o da bu bölünmenin bir domino etkisi yaparak Afrika’da yeni bölünmeleri teşvik etmesi. Benzer gelişmelerin Kongo, Angola ya da Cezayir ve Mısır’da yaşanmayacağını ileri sürmek kolay değil. Üstelik Tunus’tan sonra Cezayir’de de gelir adaletsizliğinden hareketle başlayan toplumsal tepkiler var ve her birinde artık var olan yönetim anlayışlarının sürmesini istemeyen kesimler çoğalıyor. Somali’yi “korsanları”yla tanınan ülke haline getiren koşullar, giderek Afrika’nın bütününü radikal örgütlerin, silah, petrol ve maden kaçakçılığı yapanların en bitek arazisine dönüştürüyor.

Sudan’daki bölünme, belki bir arada yaşamaya zorlanmaktan daha az çatışmacı bir süreç sağlayabilir. Ancak kıtadaki birçok başka yerde bölünme ya da dağılma ihtimalleri arttıkça daha fazla kan döküleceği tahmin edilebilir. Mısır’da Kıpti Kilisesi’ne yönelik saldırı ve ardından yapılan gösteriler ile Cezayir’deki işsiz gençlerin eylemlerine Sudan’daki gelişmelerle birlikte bakıldığında, sırada hangi ülkelerin olacağını anlamak zor olmayabilir. Artık yapay ülke, yapay halk ve yapay sınırlar üzerinden rant sağlayarak iktidarı korumak mümkün değil ve ne yazık ki Afrika liderlerinin pek çoğu hala durumu farkında gözükmüyor. Ancak anlaşılan o ki halklar yeni durumları farkındalar, ama farkındalıklarını şiddetle ifade etmeleri de mümkün.

Beril Dedeoğlu / Star

Devamı için tıklayın

Bu haber 1,814 defa okundu.