En Sıcak Konular

Bakan Kavaf'tan kadınlara siyaset çağrısı

7 Ocak 2011 21:43 tsi
Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, kadınların karar alma süreçlerinde daha fazla bulunmasını sağlamanın, onların her alanda ve özellikle Meclis'te daha fazla yer almasıyla mümkün olacağını söyledi.

Kavaf, Kütahya Ticaret ve Sanayi Odasında verdiği ''Yeni Anayasada Kadın Hakları'' konulu konferansta, 1934 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildiğini, bundan sonra yapılan ilk seçimlerde parlamentonun yüzde 4.9'unun kadınlardan oluştuğunu anlattı.

Daha sonra Türkiye'nin 2002'deki seçimlere kadar yüzde 4.9'luk oranı yakalayamadığını ifade eden Kavaf, 2002 seçimlerinde yüzde 4.9'un yakalandığını, 2007 seçimlerinde ise bu oranın 50 milletvekiliyle yüzde 9.6'ya çıktığını anımsattı.

Kavaf, daha çok kadının belediye meclisi üyesi, il genel meclisi üyesi, belediye başkanı, milletvekili olmasını, daha çok kadın bakanın olmasını istediklerini dile getirerek, şöyle devam etti:

''Bunlar, 'olsun' deyince ya da hemen yasal düzenlemeleri yapınca olacak şeyler değil. Bunun olması için altyapının hazırlanmış olması gerekir. Bir kere kadın olsun, erkek olsun, siyasi taleplerini iletebilmesi ve siyasi mekanizmalarda yer alabilmesi için eğitim altyapısının olması gerekir. Sivil toplum örgütünden başlayarak karar alma mekanizmalarında yer alması ve bu sürecin seyriyle ilgili bir aşinalık kazanması gerekmektedir. Beş yıllık teşkilatçılık dönemimde kadınlara hep şunu dedim: 'Siyasi karar alma mekanizmalarında yeterince yer alamamaktan yakınıyorsunuz ama siyasi karar alma mekanizmalarında yer alan erkeklerin o sürece gelinceye kadarki öykülerine bakın; bir sivil toplum örgütünde, bir dernekte, bir futbol kulübünün yönetiminde mutlaka karar alma süreçlerine katılmışlardır. Eğer hiçbir şey yapamıyorsanız çocuğunuzun gittiği okulun okul aile birliğine kaydolun.' Kadınların karar alma süreçlerinde daha fazla yer almasını sağlamak, kadınlarımızın her alanda ve özellikle Meclis'te daha fazla yer almasıyla mümkün olacaktır.''

Türkiye'nin çok ağır bedeller ödeyerek çıktığı Kurtuluş Savaşı'nın ardından özellikle 1950'li yıllardan bu yana kadının daha eğitimli ve üretken hale gelmesi, toplumsal süreçlerde daha fazla yer alması için gereken yasal düzenlemelerin yapıldığını anlatan Kavaf, insanların katma değer üreten eğitimli bireyler olarak toplumsal hayatta yer almasının zaman alan bir süreç olduğuna dikkati çekti.

-EĞİTİMLİ İNSAN OLMAK...-

Kavaf, eğitimli insan olmanın, karar mekanizmalarında yer alma ve üretim süreçlerine katılmada önemli bir etken olduğunu belirtti.

Türkiye'nin bugün okur-yazar oranını yüzde 80'lerden yüzde 97'lere çıkarmış bir ülke olduğuna işaret eden Kavaf, şunları söyledi:

''Bugün Türkiye'de 4.5 milyon okuyup yazamayan kadın var. Bu 4.5 milyonun 1.6 milyonu 65 yaş üzerindeki insanlardan oluşuyor. Bunlar artık öğrenme konusundaki enerjilerini büyük ölçüde tüketmiş olan insanlar. 1.3 milyon civarındaki bölümü de 50 yaş ve üzerindekilerden oluşuyor. Haydi Kızlar Okula, Baba Beni Okula Gönder gibi kampanyalarla hem okur-yazarlık oranı hızla geliştirilmekte hem de kız ve erkek çocuklarının sistem içerisinde okula devam ettikleri sürenin uzatılması için özendirici tedbirler alınmaktadır. Bu konuda ilk defa hükümetimizin yaptığı bir çalışma söz konusu; kız ve erkek çocuklarına okumaları kaydıyla şartlı nakit transferi gerçekleştiriliyor.''

2001-2004 yılları arasında anayasada yapılan değişikliklerle kadın erkek eşitliği ilkesinin güçlendirildiğini ifade eden Kavaf, geçen yıl yapılan halk oylamasıyla da kadınlara pozitif ayrımcılık sağlandığını anımsattı.

Kadın istihdamının artırılması ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasının, ancak üniversitelerin ve ileri derecede eğitimli olmayan kadınların da sürece dahil edilmesiyle mümkün olabileceğine dikkati çeken Kavaf, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bu da ancak herhangi bir mesleki eğitimi almamış ya da eğitimini bir noktada kesmiş olan kadınların mesleki eğitime tabi tutulması, yani bir meslek sahibi olmasıyla mümkündür. Kadın istihdamına baktığımızda, bugün yüzde 26'larda olduğunu görüyoruz. Kadınlarımızın bir kısmının bir mesleki eğitim almış olmaması, yani mesleksiz olmaları onların istihdam edilmesini zorlaştıran bir sebeptir. Onun için hızla meslek liselerinin özendirilmesi ve meslek edindirme kurslarıyla kadınlarımızın meslek sahibi yapılmasına yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Eğitim oranı yükseldikçe kadınların iş gücüne katılım oranı da artıyor. Eğitimli olmak, istihdam edilmeyi kolaylaştırır. Yüksekokul ve fakülte mezunu kadınlarımızın yüzde 70'i istihdam edilmiştir. Eğitilmiş olmak, kadınların kendilerini daha güçlü hissetmelerinde önemli bir rol oynamakta ve çalışma hayatına girme imkanını sağlamaktadır.''

-BÜTÇEDEN KADINLARA YÖNELİK ÇALIŞMALARA AYRILAN PAY-

Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, kadının hukuki ve fiziki şartlarının iyileştirilmesi için devlet kurumlarına yeterince bütçe ayrılmadığı yönünde eleştirilerde bulunulduğuna işaret ederek, kurumların bütçelerinin, o kurumlarda istihdam edilen insanlara ayrılan ödenekler ve diğer harcamaları içerdiğini belirtti. Kavaf, ''Milli Eğitim Bakanlığı kanalıyla kız çocuklarının okuması ve kadınlarımızın okur-yazarlığı için çok ciddi bütçe ayrılmıştır. Sağlık Bakanlığının bütçesi içerisinde anne çocuk sağlığı ve kadınlarımızın sağlık harcamaları için çok ciddi bir pay ayrılmıştır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bütçesi içerisinde kadınların sosyal güvenliği için çok büyük bir bütçe ayrılmıştır. Yine Sanayi ve Ticaret Bakanlığına kadın girişimcilerin desteklenmesi amacıyla çok ciddi paylar ayrılmıştır. Ayrı ayrı bakanlıkların bünyesindeki bu bütçe kalemleri toparlandığında gerçekten kadınlarımızın şartlarını iyileştirmek adına ciddi bir gayret ve iyi niyetin olduğunu görmek mümkündür'' diye konuştu.

Konferansın ardından inşaatı tamamlanan huzurevi binasında incelemelerde bulunan Bakan Kavaf, Ankara'ya hareket etti.

aa



Bu haber 683 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,884 µs