En Sıcak Konular

Ne oldu bütün o 'kriz senaryolarına'?

27 Aralık 2010 09:40 tsi
Ne oldu bütün o 'kriz senaryolarına'? 'Kayıtsız şartsız teslimiyet' isteyenlere...

Son cümleyi baştan söyleyelim: Dışişleri Bakanı Davutoğlu, cumartesi günü buluştuğu diplomasi yazarlarına, Türkiye’nin barış için İsrail’in peşinden koşturduğunu söylemedi. Sadece, bütün komşularıyla sıfır sorun isteyen bir ülkenin, İsrail’e  karşı özel bir husumeti olmadığını ifade etmeye çalıştı. Türkiye’nin, çağdaş bir devlet olarak barış için irade beyanında bulunduğunu fakat İsrail’de işbaşındaki koalisyon hükümetinin benzer bir iradeyi gösteremediğini vurguladı.

Türk ve İsrail basınına bakıyorum...

İnsaf!..

Sanki, ortada, İsrail ile barışı kurmanın telaşında bir Türk yönetimi var, yarın bir gün, İsrail de lütfedip bunu kabul edecek gibi bir görüntü...
Oysa, Türkiye’nin tavrı çok net: İsrail özür dilemedikçe, katlettiği masum insanların ailelerine tazminat ödemedikçe, barış imkanı yok...

Bir garip durum...

Ortaya Türk medyası açısından pek parlak bir görüntü çıkmadığı açık bir gerçek...Son dönemde, sanki, Türkiye bağlantılı bölgesel sorunların çözümünde, hep, Türkiye’nin “kayıtsız şartsız teslimiyetini” öne çıkartan bir beyin kimyası ile karşı karşıyayız.

Bu zihniyet, uluslar arası sularda öldürülmüş vatandaşının katilini sanki perdeleyen bir yaklaşım içinde.

Oysa ortada bir katil var ve bunun hesabını vermek zorunda.

Bu -nedense- sorgulanmıyor, uluslar arası hukuka göre hakkını arayan Türkiye, bir takım -sözde- kriz senaryoları ile yargılanmaya çalışılıyor.

İşte gördük: Türkiye ile Amerika arasında bir kriz yokmuş, Türkiye’nin İsrail ile birbirine girdiği, Yahudi lobisinin desteğini kaybettiği bir dönemde bile, soykırım yasa tasarısını Amerikan Kongresi gündemine almak olanaksızmış!..

Ne oldu bütün o “kriz senaryolarına?”

Hani Yahudi lobisini kaybeden Türkiye Kongre’den ağır darbe yiyecekti?..

Geçiniz...

İran meselesi ayrı...

Meslektaşlar, Türkiye-İsrail ilişkileri açısından bir “zayıf nokta” yakalayamayınca, -yine nedense- İran tarafından yüklenmeyi tercih ediyorlar.

“Siz İran’ın nükleer silah üretmeyeceğine güveniyor musunuz” yönündeki bir soru...

Davutoğlu, bir “evet” dese, manşetleri düşünemiyorum...

Ne Türkiye’nin yeni ekseni kalacak, ne Washington’dan yazılan yeni kriz senaryoları...Buna Yahudi lobisinin kontrolündeki uluslararası yayın organları ve İsrail basınından kaynaklanacak feryatları da ekleyin!

Davutoğlu, “Ben Türkiye dışişleri bakanıyım, başka bir ülke adına güvence veremem sadece belgeler üzerinden konuşur, şüpheler üzerine politikalar üretemem” diyerek senaryonun önünü kapatıyor...

Komplo teorisi değil...

Derdim, komplo teorisi üreterek medyanın bir bölümünde ciddi dış sızmalar olduğuna ilişkin iddialar gündeme getirmek değil. Herkesi kendi yaşamı ve kendi vicdanı ile baş başa bırakmayı tercih ederim...

Derdim, Türk basınının köşe başlarında hüküm süren “eski anlayışın” sakilliği...Soğuk Savaş yıllarında biçimlenmiş beyinlere göre, Türkiye kolay cezalandırılabilecek bir ülke...Sınava çekilebilir, NATO toplantılarında hesap falan verir...”Güçlü” Yahudi lobisi (!) altımızı oyar falan...

Türk basınının bir bölümü, “sahibine aşık olmuş köle misali” bir türlü bağımsızlıkçı siyasetin ülkeyi özgürleştirecek renklerine kucak açamıyor...Atılan her bağımsız adımdan sonra bir “hesap verme” ve “cezalandırılma” paniği...

Uzlaşmayanı kollama...

Diplomatik kaynaklar ile konuştukça anlıyoruz ki, siyasetini Türkiye ile uzlaşmama esasına oturtmuş küçük devletler var. Kıbrıs Rum yönetimi. Türkiye ısrarla Ada’da kalıcı barış için Avrupa Birliği nezdinde inanılmaz teklifler sunuyor, ne AB’den ne Rumlar’dan yanıt yok!.. Aynı şekilde Ermenistan! İşgal ettiği Azeri topraklarında iyiniyet adımı atmazsa protokollerin işlemeyeceğini biliyor, çıt yok. Ama bizim tarafta “entelektüeller”de esen hava Kıbrıs’ı terk edelim, Ermeni sınırını açalım.Niye?..

Ardan Zentürk / Star



Bu haber 1,318 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,181 µs