Sokakta her dil Meclis'te tek dil

22 Aralık 2010 08:57 tsi
Şahin ve Demirtaş’ın görüşmesi iki dil tartışmalarında tansiyonu düşürdü. Resmi dilin Türkçe olduğunu söyleyen Demirtaş, Meclis’te Kürtçe konuşmama sözü verdi.

İki dil ve demokratik özerklik tartışmalarının ardından TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin ve BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Meclis’te bir araya geldi. Görüşme sonrası gazetecilere konuşan Demirtaş, “Bizim TBMM’de iki dil gibi talebimiz yok. ‘Genel Kurulda Kürtçe konuşma yapacağız veya başka dillerde konuşma yapacağız’ diye bir dayatmamız yok. Evet, bu ülkede Türkçe resmi dildir, ancak bütün ana diller de özgürce kullanılmalı” dedi.

DİKKAT ÇEKMEK İÇİN YAPTILAR

BDP’li vekillerin Genel Kurulda Kürtçe konuşma dayatması olmadığını belirten Demirtaş, “Bir konuya bir soruna dikkat çekmek istemişlerdir. Bu Meclis kürsüsü Kürtlerin de kürsüsüdür. Meclis kürsüsünden ne küfürler savruluyor. Bu normal oluyor da 20 milyonluk bir halkın ana dilinde iki cümle kullanıldı diye neredeyse ordu darbe yapacak. Ayrı Meclis, ayrı güvenlik gücü önerileri bir fikir tartışmasıydı. Anayasa ya da yasa değişikliği girişiminde bulunmadık. Sorunların çözüm yeni TBMM’dir. Değişiklik olacaksa bunu Meclis yapacak” diye konuştu.

SÖZLERİNİ ÖNEMSİYORUM

Şahin de, görüşme sırasında Demirtaş’a, DTK ile organik bağları olup olmadığını sordu. Demirtaş ise hiçbir bağlantıları olmadığını söyledi. Demirtaş’ın, arkadaşlarına, “TBMM kürsüde Türkçe’den başka dilde hitap etmeyin” uyarısı yaptığını belirterek, “Demirtaş’ın bu cümlesini çok önemsiyorum” dedi.

Demirtaş söz verirken Üçer Kürtçe konuştu

Mehmet Ali Şahin ile Demirtaş, Meclis kürsüsünde Kürtçe konuşulmaması konusunda görüşülürken, BDP’li Özdal Üçer, kürsüde Kürtçe “dilimizi istiyoruz” dedi. Üçer, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesi hakkında konuşurken, ‘’Anadil bütünleştirir, bölmez” dedi. Üçer, ‘’Anadilde, ‘ne mutlu Türküm’ diyen çocuklar değil, (Kürtçe olarak) ‘dilimizi istiyoruz’ diyen çocuklar eğitimde verimli olur’’ diye konuştu.

Kürtleri temsil etmiyor

• BDP ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) tarafından gündeme getirilen ve taslak oluşturulup imzaya açılan Demokratik Özerklik önerileri, bölgede yaşayan STK ve vatandaşların tepkisine neden oldu.

ZAMANLAMA, DİL VE JARGON ÇOK AĞIR

• Şah İsmail Bedirhanoğlu (GÜNSİAD Başkanı): Bu tip konuşmaların zamanlamasını iyi ayarlamak lazım. Bu açıdan buradaki dili ve jargonu çok ağır ve sivri bulduğumu ifade etmek istiyorum. Bu tip söylemler milliyetçi çevreleri daha fazla harekete geçirebilir.

• Ahmet Ay (İnsan ve Erdem Hareketi Sözcüsü): Kürtler adına alınacak kararlarda inisiyatif sahibi olan büyük çoğunluğunu liberal ve İslamcıların oluşturduğu kesimler tarafından da konunun tartışılmalı.

• Alican Ebedinoğlu (Diyarbakır Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı): Bölgede yaşayan her siyasi görüşteki insanın bu çalıştaya katkı sunması gerekiyordu. Referandum yapılabilir.

MÜMKÜNSE REFERANDUM YAPILMALI

• Fahrettin Akyıl (Diyarbakır Ticaret Borsası Başkanı): Halka gidin kim hangi Kürt kökenli vatandaş bu özerkliği istiyor. Kendi kendilerine aldıkları bir karardır.

• Alaatin Korkutata (Diyarbakır Girişimci İşadamları Derneği): Kürtler adına Kürt entelektüellerinin, kanaat önderlerinin görüşleri alınmadan hiçbir adım atılmamalı. Mümkünse referandumla özerkliğin istenip istenmediği öğrenilebilir.

Silah yoksa her konu tartışılabilir

Özerklik taslağı,  çalıştaya katılan aydınlar tarafından da sahiplenilmedi. Emekli diplomat Akın Özçer, birçok kişiyle birlikte metnin içeriğine itiraz ettiklerini hatırlatarak, metnin ütopik olduğunu söyledi. Prof. Dr. Rüstem Erkan da, taslağın birlikte yaşamaktan çok ayrılığa yönelik olduğunu savundu. Çalıştaya AB Komisyonu’ndan izleyici olarak katılan Sema Kılıçer de, silaha başvurulmadığı sürece tartışabilmenin önemli olduğunu söyledi.

star

Bu haber 526 defa okundu.