En Sıcak Konular

Türkiye yeni Osmanlı olur mu?

8 Aralık 2010 12:02 tsi
Türkiye yeni Osmanlı olur mu? 
Bazı çevreler Türkiye'nin yeni dış politikasına neo- Osmanlıcılık yaftası atarak onu hem dünyada hem de bölgesel anlamda sıkıştırmayı planlıyor...

Mehmet Kamış / Zaman

Türkiye'nin mirasını taşıdığı Osmanlı İmparatorluğu, daha yüzyıl önce yedi milyon dört yüz bin kilometrekare büyüklükte topraklara sahipti.


Onun mirasçısı Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı yıkıldıktan sonra işte bu kadar büyük bir coğrafyanın özetini taşıyordu içinde. Osmanlı sınırlarında yaşayan Boşnaklar, Arnavutlar, Torbeşler, Bulgarlar, Gürcüler, Çerkezler, Türkler, Kürtler, Ermeniler, Rumlar, Süryaniler, Yahudiler, Araplar, Türkmenler, Aleviler, Sünniler, Yezidiler, Keldaniler, Asuriler ve daha nice etnik ve dinî unsur varlığını Türkiye Cumhuriyeti'nde de devam ettirdi. Yirminci yüzyılın başında topraklarının büyüklüğü neredeyse 10'da bire düşmesine rağmen söz konusu unsurlar, ya halihazırda bu topraklarda yaşamaya devam ediyordu ya da göç yoluyla Anadolu'ya gelip yerleşmişlerdi.

Osmanlı'nın yıkılışı hakikaten çok sancılı ve acılı bir sürecin yaşanmasına sebep oldu. Bu coğrafyadaki her etnik ve dinî yapıya büyük travmalar yaşattı. Milyonlarca insan ya yerinden yurdundan ya da canından ve malından oldu. Daha sonra masa başında, yer yer cetvelle çizilen yeni haritadan sonra Ortadoğu ve Balkanlar hiç huzur bulamadı. Osmanlı'nın tarih sahnesinden çekilişi bu coğrafya için kan ve gözyaşından başka bir şey getirmedi.

Bugün kendi etnik kökenlerine ait ülkeler olmasına rağmen milyonlarca Boşnak, Arnavut, Gürcü, Çerkez, Arap, Ermeni ve Yahudi hâlâ Türkiye'de yaşamaya devam ediyor. Türkiye'nin bütün reddimirasına rağmen toplumun bu coğrafyalarla ilgilenmemesi düşünülemez. Hele de dünya daha şeffaf ve açık hale geldikçe insanlar kendi köklerine, atalarının topraklarına çok daha fazla ilgi gösteriyor.

Türkiye neredeyse terk ettiği bütün topraklarla kavgalı haldeydi ve etrafı düşmanlarla çevrili bir kara parçası durumuna gelmişti. Dış dünya ile hele de Ortadoğu ile ilişki kurulması demek sadece gerginlik ve kriz demekti. Bu anlayış son yıllarda hızla değişiyor. Komşularla iyi olma stratejisi, en yakınlarımızla hem ticaretimizi hem de dostluğumuzu artırıyor. Dış politikada kriz ve sıkıntılardan çok daha farklı şeyleri konuşuyoruz. Bu yeni strateji şüphesiz Türkiye'nin çok ama çok işine yarıyor. Düşmanlık, Osmanlı sonrası haritayı çizenlerin işlerine geliyordu, dostluk ise bu bölgedeki halkların işine geliyor.

Ancak bugünün şartlarıyla baktığınızda neo-Osmanlıcılık Türkiye'nin önünü tıkayan, onu dar bir çevreye hapsedecek bir oluşum olur. Çünkü Türkiye'nin hem misyonu hem de ufku Ortadoğu coğrafyasından çok daha ileri bir yerde. Ortadoğu'yla gereğinden fazla ilgilenmek hem mahalli iktidarları çok rahatsız edecek hem de Türkiye'yi gereğinden fazla yoracak bir süreç olacaktır. Türkiye'nin kendisini fazlasıyla yoracak böyle bir sürece girmek istemesi düşünülemez.

Zannediyorum bazı çevreler Türkiye'nin yeni dış politikasına neo- Osmanlıcılık yaftası atarak onu hem dünyada hem de bölgesel anlamda sıkıştırmayı planlıyor. Bize Ortadoğu'nun ağabeyliği ya da başka bir şeyi değil, huzuru lazım. Ortadoğu, Türkiye açısından önemli coğrafyalardan birisi sadece, hepsi değil... Türkiye Batı'dan elini asla çekemez. Türkiye'de hiç kimsenin neo-Osmanlıcılığı düşüneceğini, öyle bir ham hayal batağına saplanmak isteyeceğini hiç sanmıyorum. Bizim Osmanlı'dan arta kalan coğrafyayla ilgilenmemizi kimse yadırgayamaz. Çünkü milyonlarca insanın kökleri oralara dayanıyor ve oralarda akrabaları var. Türkiye'nin etrafındaki bölgelerle kavgasız gürültüsüz, dostluk içinde ilişkiler yürütmek ayrı neo-Osmanlıcılık yapmak ayrı bir şey. 'Neo-Osmanlıcılık yapmayacağız' diye herkesle kavga etmemizi de kimse beklemesin.

 



Bu haber 826 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,660 µs