En Sıcak Konular

Gurbetçi gençler yuvaya dönüyor

5 Aralık 2010 11:44 tsi
Küresel kriz, borç sorunu Avrupada iş imkanı bırakmayınca üniversite mezunu gurbetçi gençler Türkiyede iş buldular.

Tarih 1961’i gösterdiğinde Sirkeci Garı’nda büyük bir hareketlilik yaşanıyordu. İkinci Dünya Savaşı’nın yaralarını sarmış Avrupa, kalkınma hamlesini başlatmış ancak yeterli işgücüne sahip olmadığı için bu sorunu ‘yabancı işçilerle’ çözmek istiyordu.

Bu ülkelerin başında da Almanya geliyordu. Türkiye ve Almanya arasında imzalanan anlaşma ile ilk Türk işçileri 1961’de kafileler halinde Sirkeci Garı’ndan bindikleri trenle Almanya’ya gittiler. Aradan 50 yıl geçti. ‘Umut yolculuğu’ da denilen Avrupa’da işler tersine döndü. Küresel kriz ve ardından Avrupa ülkelerinin içine düştüğü borç sorunu nedeniyle iş bulmayı bırakın işini korumak bile imkansız hale geldi. İşte 50 yıl önce Sirkeci Garı’ndan Almanya’ya gidenlerin torunları artık yurda dönmeye başladı.

DÖNÜŞ PARASI VERMİŞLERDİ

Almanya ekonomisinin son 60 yılın en büyük durgunluğunu yaşadığı 2009 yılında, Almanya’da doğan, eğitim gören 40 bin Türkiyeli ülkeye kesin dönüş yaptı. Alman yetkililer, 80’lerde toplu tazminat ödenerek Türkiye’ye göndermek istedikleri kişilerin şimdi ise neden ülkeyi terk ettiklerinin sırrını çözmeye çalışıyor. Star, Almanya’da üniversite bitirdikten sonra Türkiye’ye dönen gençlerle konuştu. Almanya üniversitelerinin mühendislik, mimarlık, işletme ve hukuk bölümlerinden mezunlar. Almanya’da iş bulamadıkları için Türkiye’ye kesin dönüş yapan profesyonel Türk-Almanlar ‘Almanya’da eğitimli insanlara artık iş yok’ diyorlar.

Başbakan Erdoğan’ın dediği gibi anadilimizde eğitim gerekiyor

Erkan Demiroğlu (40) Manheim Üniversitesi’nde başladığı işletme eğitimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde tamamlamış. 15 yıldır Türkiye’de, özel bir şirkette satış pazarlama yöneticisi. Ama o da geldiği ilk yıllarda Türkçe’yi iyi konuşamadığı ve yazamadığı için zorlandığını anlatıyor. Demiroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Asimilasyon bir insanlık suçudur” diyerek Almanya’da Türk okulları açılması isteğine değinerek, “Başbakan haklı, anadilinde eğitim hakkı tanınmalı. Bizler üçüncü nesiliz ve Türkçemiz çok kötü, Almanya’da iki nesil sonra Türkçe konuşan kalmayacak. Başbakan’ın dediği gibi insanlar anadillerinde eğitim alabilmeliler, bu bir haktır” diyor. Nürtingen’de işletme okuduktan sonra farklı işlerde çalışan internet teknolojileri yöneticisi Yıldız Taylan, önce İrlanda’ya yerleşmiş. Taylan “Sonra baktım olmadı, Türkiye’ye geldim” diye hikayesini anlatmaya başlıyor. Beş aydır Türkiye’de. Türkiye’ye dönmesinde anadilini bilmemesi etkili olmuş.

Kesin dönüş yaptılar kendi şirketlerini kurdular

Stuttgart’ta, meslek okulunun elektronik bölümü bitiren Ali Kemerci ile anaokulu öğretmenliği eğitimi alan Filiz Kemerci, Türkiye’ye Almanya’dan toplu dönüşlerin olduğu 1984 yılında kesin dönüş yapmış, burada tanışıp evlenmişler. Yapı sektöründe ithalat ihraçat yapan bir şirket kuran Ali ve Filiz Ketenci kendi yaşamlarından yola çıkarak Almanya’daki  değişimi şöyle anlatıyor: “1980 ortalarında Almanya bizi göndermek için toplu tazminat veriyordu, şimdi ise neden gidiyorlar diye tartışıyorlar. Duvar yıkıldı, işsizlik oranı yükseldi. Küresel kriz çalışanların yaşam koşullarında ciddi gerilemeye neden oldu.

Refah düzeyi buna paralel olarak düştü. Orada da insanların durumu iyi değil. Almanya aradan geçen bu 25 yılda artık çok değişti; hiçbir şey eskisi gibi değil.”

Almanlar öngöremedi geri dönüş başladı

Almanya’da 15 yıl Türkiye Araştırmalar Merkezi’nde çalıştıktan sonra 2004’te kesin dönüş yapan, İstanbul’da basın danışmanlığı ve uluslararası teknik inceleme gezileri düzenleyen bir şirket kuran Çiğdem Akkaya, Almanya’nın entegrasyon politikalarını eleştiriyor: “Almanya’da yıllarca bu konuda çalıştım. 1960’larda göçmen işçileri çağıran Almanya, yıllar sonrasını öngöremedi ve önlem almadı. Çok basit olarak şunu söyleyebilirim; Almanya’da farklı dinleri olan insanlar için mezarlık ihtiyacı ortaya çıktı. Almanya bunun için hiçbir önlem almamıştı, insanları nereye gömeceklerini bilemediler. Nasıl olsa bu göçmenler döner diye bakılıyordu, dönecek olan insanlara da kalıcı yatırımlar yapma ihtiyacı hissetmediler.” Akkaya’ya göre geri dönüşler bu öngörüsüzlüğün bir sonucu. 

Almanya’nın avantajı kalmadı

Oberasbach’ta mühendislik bölümünden mezun olan 39 yaşındaki Mehmet Bahadırlı iki ay önce Türkiye’ye kesin dönüş yapmış. “Türkiye’ye neden döndünüz?” sorusuna “Artık Almanya’da eğitimli insanlara iş yok, bizim gibiler için Almanya’nın bir avantajı kalmadı. Kalifiye olmayan, ara elemanlar gibi değiliz, eğitimliyiz ve işimizi burada da yaparız” yanıtını veriyor. Mehmet Bahadırlı’nın Bochum Üniversitesi’nde işletme okuyan ve iki yıl önce Türkiye’ye dönen kardeşi Ahmet Bahadırlı da onu onaylıyor: “Dönüyoruz çünkü Almanya’da özellikle küresel ekonomik krizden sonra işsizlik arttı, yaşam koşulları ağırlaştı. Orada kalsaydık hep yabancı olacaktık.” İki kardeş internet üzerinden Alman borsasında hisse alıp satıyor.

Müdür ve yönetici oldular

Frankfurt Teknik Üniversitesi’nde mimarlık okuyan Emine Şahin ise 2006’da Türkiye’ye kesin dönüş yapmış. Şahin “Almanya’da inşaat sektörü çok durgun olduğu için mimarlara iş yoktu. Türkiye’de ise inşaat sektörü neredeyse en faal alanlardan biri, iş bulmakta zorlanmıyorsunuz” diyor. Şahin şimdi Almanya- Türkiye- İsviçre bağlantılı  inşaat şirketinde proje müdürü olarak çalışıyor. Köln’de işletme yüksek lisansını bitirip, 11 ay önce, doğduğu Almanya’dan Türkiye’ye kesin dönüş yapan Nurgül Kazan ise İstanbul’da Alman Yazılım Danışmanlık şirketinde müşteri yöneticisi. Köln Üniversitesi hukuk mezunu Elif Uçer (34) beş yıldır Türkiye’de, şirketlere danışmanlık hizmeti veriyor. Kazan ve Uçer, geri dönüşlerin nedenini “Almanya çok fakirleşti” sözleriyle özetliyor.

Star

 



Bu haber 869 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,351 µs