En Sıcak Konular

Brzezinski: 'Rejim çıldırma noktasına geldi!'

24 Kasım 2010 14:34 tsi
Brzezinski: 'Rejim çıldırma noktasına geldi!'
1977 ile 1981 yılları arasında Carter döneminde Amerikan ulusal güvenlik danışmanı Zbigniew Brzezinski, Financial Times'a yazdığı makaleye 'Amerika ile Çin'in karşı karşıya kaldıkları ilk sınav' başlığını kullanmış.

Kuzey Kore'nin yakın dönemde Güney Kore savaş gemisine torpido atması sonrası ikinci kez tahrik içeren bir eylemde bulunduğuna işaret eden Brzezinski, bu durumun bazı temel soru işaretlerini beraberinde getirdiğini söylüyor.

"Bu eylemler kasti ise Kuzey Kore rejiminin delilik noktasına geldiğinin göstergesidir. Veyahut rejimin kontrolden çıktığına işaret ediyor olabilir." diyen deneyimli siyasetçi "O halde uzunca zamandır başlıca güçleri bile çözümsüzlük içinde bırakan bir meseleyle dünya nasıl başedecek?" diye soruyor ve şöyle devam ediyor:

Başkan Obama'nın serinkanlı, dayanıklı ve küresel anlamda hissedilir bir liderlik örneği sergileyip Çin ve altılı görüşmelere taraf diğer ülkelerle beraber çalışması önem taşıyor. Beyaz Saray'da olsaydım kendisine bunu tavsiye ederdim.
"Ayrıca Çin'e düşmanca yaklaşmamalıyız. Bu ne Amerika'nın ne de Çin'in çıkarına. Hükümetlerarası anlaşmazlıklar halledilir, nihayetinde uluslararası ilişkilerin sermayesi, tadı tuzudur bunlar. Ancak kamuoyunun duygularını harekete geçirirseniz, bu tür krizler hem kontrolden çıkar hem de daha tehlikeli bir hal alır.
Obama ile Çin lideri Hu Jintao arasındaki bir telefon görüşmesi liderlerin kaygılarını paylaşması olmalıdır, Amerika'nın taleplerini dile getirdiği bir görüşme değil.

‘Savaş ihtimali yıkıcı’

Independent gazetesine yazan Cambridge Üniversitesi uluslararası ilişkiler profesörlerinden Doktor John Swenson- Wright, diplomatik seçeneklerin sınırlı olduğunu bir savaş ihtimalinin ise yıkıcı olacağını vurguluyor. Profesör Swenson- Wright'a göre, "bu durum, Kuzey Kore'nin ekonomik koşulların zayıflığı, sellerden dolayı yaşanan gıda kıtlığı ve oğlu Kim Jong-un'un babasının yerine devlet başkanlığına geçmesi sürecindeki belirsizlik karşısında ülke içinde destek bulmak için bir dış krizden medet umduğu anlamına geliyor olabilir. Ülke dışındaki bir çatışma, ordunun pozisyonunu güçlendirebilir ve lider değişimini meşrulaştırabilir."
Cambridge profesörü, tarafları yıkıcı bir çatışmadan çekmek için ne yapılabileceği sorusunun yanıtının ise diplomasi olduğunu söylüyor, uluslararası toplumla Kuzey Kore'nin uzun vadede yeniden angaje olması gerektiğini vurguluyor.
Guardian gazetesi yazarlarından Simon Tisdall ise Pyongyang için kılavuz başlığını verdiği makalesinde Kore meselesinin temelinde alışıldık bir anlaşmazlık, para ve güç kavgası yatıyor ve Kuzey ile bir çözüm mümkün, diyor. Güney Kore devlet Başkanı Lee Myung-bak'ın üç yıl önce Pyongyang'a karşı daha sert bir çizgi izleyeceği vaadiyle göreve geldiğine dikkat çeken Tisdall, Kore o kadar gizemli bir yer değil yorumunu yapıyor. Şöyle devam ediyor yazar:
"Bu seferlik, çözümü mümkün bir mesele bu. Kuzey Kore ve paranoyak, dikkat çekme meraklısı liderleri Güney'den ve Batılı güçlerden bir dizi talepte bulunuyor - ki uzun yıllardır da aynı şey geçerli zaten.

Kuzey’in vaatleri

"Kuzey Kore rejimi öncelikle saygı görmek, ne kadar tatsız bir fikir olursa olsun, meşruiyetinin tanınmasını istiyor.
"İkincisi sonunda Kore savaşını sona erdirecek bir barış anlaşması. Böyle bir anlaşma, toprak egemenliğini garanti altına alacak ve rejim değişikliği hayaletinin de kovuşturulmasını sağlayacaktır. Irak filmini onlar da izlediler.
"Üçüncüsü Devlet Başkanı Kim uluslararası yaptırımlara ve diplomatik tecride son verilmesini istiyor.
"Dördüncüsü gıda, elektrik, mali yardım, yatırım ve ticaret. ve son olarak sağlığı pek de yerinde olmayan lider, oğlunun iktidarına destek verilmesini arzuluyor.

"Peki, bütün bunların karşılığında Kuzey ne vaat ediyor? Bu sorunun yanıtı da basit: nükleer konulara dayalı diplomasiye bir son vermeyi, tek taraflı nükleer silahlanma yarışını terketmeyi, ilişkilerin normalleştirilmesini, istekli Çinli ve Güney Koreli işletmecilere Doğu Alman tarzı pazar fırsatını...
"Böyle bir anlaşma, Beyaz Saray'ın temkinli sözlüğünde "kötü bir davranışın ödüllendirilmesi" anlamına gelebilir kuşkusuz. Ama eminim bununla yaşayabiliriz. Zira emniyetsiz nükleer cephaneyle yaşamak çok daha sorunlu."

BBC

 



Bu haber 1,149 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,954 µs