En Sıcak Konular

Avrupa'nın asıl sorunu başka

22 Kasım 2010 09:17 tsi
Avrupa'nın asıl sorunu başka

Borç sorunları ve bütçe açıklarının gölgesinde zor bir dönem geçiren Avrupa'nın, esas sorunu düşük verimlilikte yatıyor. Ancak kıtada yaşanan kriz, bu sorunu çözmek için fırsata dönüştürülebilir.

Zayıf durumdaki Avrupa ekonomisi her geçen gün biraz daha kan kaybediyor. Gelecek dönemde birçok Avrupalı harcama yapmak yerine borçlarını ödemekle uğraşacak. Yaşlı nüfus oranındaki artış da tüketimin azalmasına neden olarak Kıta ekonomisine bir başka darbe vuracak.

Bununla birlikte, borç yükü altındaki hükümetlerin bütçe açıklarını azaltmak için teşvik politikalarının yerine kemer sıkma önlemlerini getirmesi de zayıflığı tetikleyecek diğer önemli unsur olacak. 

ASIL SORUN DÜŞÜK VERİMLİLİK

Ancak, borç sorunu kıtanın birinci sorunu olarak görünse de bunun arkasındaki asıl sorun verimlilikteki düşüşte yatıyor. Avrupa'da kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasıla, ABD'ye kıyasla yüzde 24 aşağıda bulunuyor. Aradaki bu fark yaratılan yıllık gelir cinsinden hesaplandığında 4.5 trilyon dolarlık bir eksiye denk geliyor.

Avrupalılar çalışma hayatında dinlemeye daha çok zaman ayıran bir modeli tercih ediyor. Ancak, yavaş büyümenin arkasında az çalışmaktan çok verimli çalışma konusunda giderek büyüyen açık yatıyor. Yani, Avrupalılar çalıştıkları süre içinde daha az üretiyor. Avrupa'nın borçlarını ödeyebilmek adına yeniden dinamizm ve büyümeyi yakalaması gerekiyor. Bunun da yolu yeni yapısal reformları uygulamaya koymasından geçiyor.

YÜZDE 30 ARTIRMASI GEREKİYOR

Avrupa'da verimlilik düzeyi yıllarca ABD ile yakın seviyede seyretti ancak 1990'lı yılların ortasından sonra açılmaya başladı. McKinsey Global Institute tarafından yapılan son bir araştırma, Avrupa'nın geçmişteki GSYİH büyüme oranını yakalamak için verimlilik düzeyini yaklaşık yüzde 30 artırması gerekiyor.

Birçok uzman, uzun zamandır reformlar konusunda ayak direyen Avrupalıların, zor zamanlarda bu inatçılığının en üst seviyeye çıkacağını savunabilir. Fransız hükümetinin emeklilik yaşını artırma kararına gelen yoğun kamuoyu tepkisi de bunu destekleyen bir görüntü sunabilir. Ancak, bu uzmanlar yanılma olasılığı da bulunuyor.

BÜYÜK DEVRİM YAŞADI

Çünkü Avrupa geçen 10 ile 15 yıl arasında büyük bir devrim yaşadı. Son 20 yılda yumuşatılan istihdam piyasası kuralları, işgücüne katılımı yüzde 6 oranında artırdı. Bu sayede artık daha fazla kadın ve ileri yaşta insan çalışma olanağı buldu. Genel algının tersine Avrupa, ABD'ye kıyasla istihdam yaratma konusunda daha dinamik bir duruma geldi. Kıta genelinde 1995 ile 1998 yılları arasında 24 milyon kişiye istihdam yaratılırken, bu sayı ABD'de 20 milyonda kaldı.

Avrupa, dönüşümünü dışardan fikir almadan kendine has biçimde gerçekleştiriyor. Bunun bir örneği olarak, yeni teşvikler ve eğitimin sonucu olarak son 20 yılda nispeten yaşlı nüfusun iş gücüne katılımı Hollanda'da yüzde 24, Almanya'da da yüzde 21 artış gösterdi...

ÜÇ ÖNEMLİ CEPHE

Bu da reform çalışmalarının yolda olduğunu gösteriyor. Ancak bu noktada önemli olan şey, başlayan reformu daha ileri taşıyabilmek. Bunu gerçekleştirmek için, daha fazla işgücü piyasası reformu, hizmet sektöründe verimliliği artırma ve yenilikçiliğe yapılan yatırımları yoğunlaştırma gibi üç önemli cephede ilerleme kaydetmek gerekiyor.

Avrupa, karşı karşıya bulunduğu bu zor dönemi reformları ertelemek için bir bahane olarak kullanmamalı ve 1990'lı yıllarda İsveç'in yaşadığı krize karşı bir dizi reform yaparak, bu durumdan kurtulmasını örnek almalı. İsveç, o dönemde yaptığı reformların faydasını bugün dahi görüyor.

Son söz olarak, yaşanan kriz Avrupa'da, bölgeyi bütünüyle değiştirmek için bir fırsat olarak görülmeli.

* Bu yazı Newsweek'te, "Europe’s Real Problem" başlığıyla yayımlanan makaleden derlenmiştir.

hurriyet




Bu haber 771 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,746 µs