En Sıcak Konular

Kılıçdaroğlu’nun füze sessizliği

16 Kasım 2010 09:23 tsi
Kılıçdaroğlu’nun füze sessizliği

CHP lideri Kılıçdaroğlu partisindeki karmaşayı sona erdirdikten sonra ilk iş olarak Sosyalist Enternasyonel toplantısına katıldı. Belli ki CHP, seçimler öncesinde Batı'yla teması güçlendirme arayışı içersinde. Ancak Kılıçdaroğlu bir konuda susuyor: Füze

Türkiye şu anda ABD’yle ciddi bir füze kalkanı pazarlığında. ABD, Türkiye dahil bazı ülkelere NATO şemsiyesi altında füze konuşlandırmak istiyor. Türkiye ise NATO projesine karşı çıkmayacağını söylüyor, ancak komutanın kimde olacağı, kalkanın her hangi bir ülkeyi hedef alıp almayacağına ilişkin perde arkasında ciddi bir tartışma yürütülüyor.

Aslına bakılırsa Türkiye, füze kalkanı projesine evet demiş sayılır artık. Ankara kalkana bundan iki ay önce olduğu gibi negatif yaklaşmıyor. Sebebi basit: ABD, kalkanın diğer ülkelerde de kabul edilmesi ve Rusya gibi ülkelerin tepkisini çekmemek için projeyi NATO şemsiyesi altına soktu. Türkiye de üyesi olduğu NATO’nun neredeyse tüm üyeler tarafından kabul edilen ve desteklenen bir projesine taş koyan taraf olmak istemiyor. Füze kalkanının içeriği çok değişti, Ankara da bu yüzden pozsiyonunu yeniden ele alıyor.

Ancak bu pazarlıkların bittiği anlamına gelmiyor. Geçtiğimiz hafta Çankaya köşk’ündeki kalkan zirvesinden çıkan sonuç, ABD’ye Türkiye’nin bazı taleplerinin güçlü bir şekilde iletilmesiydi. Gelinen son noktayı Erdoğan’ın şu sözleri çok iyi özetliyor:

“Tabii, bu işin ana merkezini NATO teşkil ediyor. NATO kapsamı içerisinde, NATO'nun bir üyesi olarak şüphesiz ki bu kapsamda atılacak bir adım. Ve bu işin komutasının kime verileceği hususu. Ki bunun özellikle topraklarımızın genelinde böyle bir şey düşünülüyorsa zaten kesinlikle bu bize verilmeli, aksi takdirde böyle bir şeyin kabulü mümkün değil. Bir diğer asla herhangi bir ülke adı burada belirtilemez. Tabii yerleşim noktası bunların, çok çok önemli. Ve serpilme denilen konu çok çok önemli. Bu serpilme nerede olacak, nasıl olacak, bu önemli. Hangi irtifada olacak, bunlar önemli. Bütün bunların zaten teknik kadrolarımız üzerinde çalışmalarını yapıyorlar. Silahlı Kuvvetlerimizde bunun çalışmaları ayrıca yapılıyor. Ve Lizbon Zirvesi'nde de bu görüşülecek. Eğer mutabakat sağlanırsa ne ala, sağlanmazsa söyleyecek bir şey yok.”

Bu şu anlama geliyor: Türkiye ile ABD-NATO arasında ciddi bir müzakere süreci yürüyor. Peki, demokratik bir devlet müzakereyi nasıl yapar?

Şurası açık: müzakerelerde, toplumdan gelen talepler, eğer ülke demokratikse hükümetin elini oldukça rahatlatır. 1 Mart tezkeresi gibi hayati  bir konuda ABD’nin çok da bir şey söyleyemememsinin sebebi, Türk tarafının “demokratik ülkeyiz. Toplum istemiyor. Meclisten de geçmedi. Yapacak bir şey yok” şeklindeki sözleriydi.  Bir çok konuda benzer şeyler yaşandı. Ancak aynı şey füze kalkanı için ne yazık ki geçerli değil.

Oysa şöyle olabilirdi: Füze kalkanıyla ilgili muhalefetin başlatacağı ciddi bir tartışma, toplumda kalkanın isteip istenmediğine ilişkin bir kanaatin oluşmasına yardımcı olabilirdi. Muhalefet kalkanın olumlu ve olumsuz yanlarını ortaya koyardı. Eğer kalkanda Türkiye’nin çıkarlarını zedeleyen olumsuz bir yan yoksa, zaten hükümetin de müzakere etmesine gerek kalmazdı. Ancak hükümet şu anda müzakere ediyor. Bu anlamda muhalefet kalkanın negatif yanlarını önplana çıkararak hükümet üzerinde bir baskı oluşturabilirdi. Bu elbette hükümet için olumsuz birşey. Ancak hepimiz Türkiye’yi düşünmek zorundayız. Çünkü içerde hükümeti zor durumda bırakacak olan bu gelişme, ABD’yle yapılan müzakerelerde elini rahatlatabilirdi. Örneğin Erdoğan, G-20 zirvesinde görüştüğü Obama’ya “üzerimde toplumsal baskı var. Şu şartlar yerine gelmezse ben yokum” diyebilirdi. Böylece muhalefeti ve iktidarıyla ülke çıkarları korunmuş olurdu.

Erdoğan’ın sözlerinden anladığımız hükümet bu mesajı güçlü bir şekilde muhataplarına vermiş görünüyor.

Ancak bu yetersiz. Her zaman söylüyoruz: Türkiye’de demokrasinin en önemli ikinci ayağı yani muhalefet görevini tam olarak yerine getirmiyor. Beklentimiz MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den değil. Ancak partisindeki sorunları aşarak, bugünlerde Fransa’daki Sosyalist Enternasyonal’e katılan CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan bunu beklemek hakkımız. Anladığımız kadarıyla CHP, seçimler öncesinde dış dünyayla da iletişimini geliştirmeye çalışıyor. O halde Kılıçdaroğlu’nun füze kalkanıyla ilgili ne düşündüğünü, nasıl bir yaklaşım önerdiğini söylemesi gerekiyor. Anamuhalefet liderinin dış politika konusunda süren sessizliğini en azından füze kalkanı konusnda artık bozması gerekiyor. Çünkü ülke yönetmek sadece güncel politikada yapılan tartışmalardan ibaret değil.

www.iyibilgi.com özel



Bu haber 1,304 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,905 µs