Yüce Önder'i devlet mi tasfiye etti?

5 Kasım 2010 09:06 tsi
"Başsavcı, tüzüğü uygulayın diye yazı göndermemiş olsaydı, Kılıçdaroğlu, Sav’ı tasfiye bahanesini nereden bulacaktı? Durup dururken parti içinde bir kavga başlatmayı göze alır mıydı?"

Kılıçdaroğlu ile Sav arasındaki çekişme mikrop almasından korkulan bir sivilce gibi erken patlatıldı. Bir cerrahi müdahale bu.

Hatırlayın, Deniz Baykal partideki politbüronun gücünü azaltmak için malum tüzük değişikliğini yapmıştı. Ama bunu uygulamaya ömrü yetmedi. Kaset komplosuyla koltuğunu kaybetti. Sonra Önder Sav arkasına medya desteğini almış bulunan Kemal Kılıçdaroğlu’nu o koltuğa oturttu. Ama Kemal Bey kamuoyundan aldığı desteğe dayanarak sahiden genel başkanlık yapmaya kalkışınca araları bozuldu. “Gandi Kemal”e genel başkanlık yaptırmadılar. Ne söylese bilahare sözünü geri almak zorunda kaldı. “Türban sorununu çözeceğiz” dedi; “Kemal Bey’in kişisel görüşüdür, partimizi bağlamaz” diye açıklama yaptılar. 29 Ekim Resepsiyonu konusu ayrı bir rezaletti...

Ama bütün bunlara rağmen Kılıçdaroğlu’nun Önder Sav’a bu kadar erken kazan kaldırmasını beklemiyordu kimse. Daha doğrusu bir bahane olmalıydı elinde. O bahaneyi devlet verdi Kılıçdaroğlu’na.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın partiye gönderdiği tüzük uyarısını kastediyorum. Başsavcı’nın hem buradaki zamanlaması hem de Önder Sav “bu iş için tüzük kurultayı toplanmalı” deyince bir kere daha ortaya çıkıp “hayır kurultaya gerek yok” demesi pek olağan bir işleyiş görüntüsü vermiyor. Sabih Kanadoğlu’nun halefinin değerlendirmesine destek veren açıklaması da akla başka türlü şeyler getiriyor.

Başsavcı, tüzüğü uygulayın diye yazı göndermemiş olsaydı, Kılıçdaroğlu, Sav’ı tasfiye bahanesini nereden bulacaktı? Durup dururken parti içinde bir kavga başlatmayı göze alır mıydı?

Günün birinde muhakkak bu çatışma patlak verecekti. Bunu herkes bekliyordu. Ama devletin müdahalesi olmasaydı, normal şartlarda bu hesaplaşmanın tarihi 2011 genel seçiminden sonrası olacaktı. O zaman da muhtemel bir seçim başarısızlığı durumunda Önder Sav cephesinin eli biraz daha güçlü olabilirdi. Şimdi Kılıçdaroğlu’na daha avantajlı olduğu bir dönemde böyle bir fırsat veriliyor.

“İyi de devlete neden bu ikisi arasında taraf tutsun?” diye sorabilirsiniz. Bu soruya başka bir soruyla cevap vereyim: Ana akım medya bir taraftan, devlet çekirdeği öbür taraftan elbirliğiyle Kılıçdaroğlu’nu lider yapmaya çabalıyorsa sebebi ne olabilir?

Türkiye’nin kronik sorunlarının çözümü için inisiyatif almaya soyunan ve daha da önemlisi halktan oy almayı önemseyen “yeni CHP”yi AK Parti karşısında daha şanslı görüyor olabilirler mi?

İbrahim Kiras / Star

Bu haber 1,190 defa okundu.