En Sıcak Konular

Ateşkesin ardındaki hesap

2 Kasım 2010 09:37 tsi
Ateşkesin ardındaki hesap "Dün itibariyle PKK, mekap ve kalaşnikof değil, seçim listelerini düşünmeye başladı."

PKK, son 25 yılda sayısız ateşkes duyurusu yaptı. Çoğu hayal kırıklığı, ardından yeni bir şiddet sarmalı ve büyük acılar getirdi.

Ancak bu kez durum farklı. Dün PKK’nın Kandil’deki yönetim kademesinin 2011 genel seçimlerine kadar “eylemsizlik” kararı, ilk kez gerçek anlamda örgütün silahlara veda olasılığının belirdiği bir döneme denk geliyor.

İmralı’da uzunca bir süredir devam eden görüşmeler, ardından PKK’nın kendi içinde Abdullah Öcalan’la yaptığı yazışmalar sonrasında gelen bu ateşkes, devlet katında silahlı Kürt hareketinin “düz ovada siyaset” seçeneğine yönelebileceğinin en somut göstergesi sayılıyor.

Bu yüzden 2011, Türkiye için sadece seçim yılı değil, aynı zamanda PKK’nın dağdan inme sürecinin de başlangıcı olabilir.

...

Abdullah Öcalan bir süredir örgüt içindeki yerinin zayıfladığından yakınıyor, kendi inisiyatifi dışında yapılan eylem ve politikalardan rahatsız oluyordu. İmralı’yla görüşmelerde Kandil’e doğrudan mektup yazmak istedi. Öcalan’ın geçmişte de (yakalandığı ilk yıllar dahil) avukatları aracılığıyla belli amaca yönelik olmak kaydıyla Kandil’le haberleşmesine izi verilmişti. (Normalde aile ya da herhangi bir yakını dahil kimseye mektup yazmasına izin yok.)

Ancak bu kez ateşkes söz konusuydu. Öcalan’ın kendi el yazısıyla kaleme aldığı mektup ilk kez avukatları değil, bizzat devlet eliyle Avrupa’daki üst düzey bir PKK temsilcisine oradan da Kandil’e ulaştırıldı. Mektup, “çözüm süreci”nin mantığını açıkladıktan sonra, silahlı PKK güçlerinin Türkiye sınırları dışına çekilmesi ve 2011 seçimlerine kadar ateşkes ilan edilmesini istiyordu. Öcalan bu süre içinde kendisiyle müzakerelerin devam etmesini ve Kürt sorununun çözümü için bir yol haritası belirlenmesini hedefliyordu.

Yazılı cevap istedi
Aslında Öcalan dahil Kürt siyasi hareketi temsilcileri, anayasanın değişmesi, Kürtçe eğitimde açılım ve seçim barajının inmesi gibi siyasi taleplerinin 2011 seçimlerine kadar gerçekleşmeyeceğinin bilincindeydiler. Ancak bu konuda bir irade beyanı ya da en azından kulaklarına birkaç cümlenin fısıldanmasını istiyorlardı. PKK’nın Kandil’deki merkez yürütme kurulu, ateşkes talebine olumlu baktı; ancak Öcalan bunun yeterli olmadığını, Murat Karayılan’ın örgüt adına “yazılı” bir cevap yollamasını istedi.

Beklenen cevapta Karayılan prensipte ateşkese evet dedi; ancak bunun örgüt için “siyasi” ve askeri maliyetini hatırlattı. Kandil’deki komutanların hepsi ateşkes konusunda ılımlı değildi. Bu yüzden konuya daha ılımlı bakan Karayılan bile somut adımlardan söz ediyor; PKK’nın 1999’daki geri çekilme sürecinde yapılan operasyonlarda 119 kişilik bir zayiat verdiğini hatırlatıyordu.

Yine de PKK yönetimi hem Öcalan hem de Kürt kamuoyunun ateşkes arzusuna direnemeyerek dün 2011’e kadar eylemsizlik ilan etti. Böylece olağanüstü bir durum, provokatif bir eylem olmazsa, kış koşullarında TSK’nın operasyonları da durmuş olacağı için, 2011 seçimlerine kadar “silahların sustuğu” bir dönem yaşanması mümkün hale geldi.

Ateşkes kararının siyaseten iki sonucu daha var. İmralı’da görüşmelerin tekrar başlamasıyla Abdullah Öcalan PKK hareketi içindeki liderlik pozisyonunu tartışmasız biçimde güçlendirmiş oldu. Artık Kandil’den yönetilen örgütün “sembol ismi” olmaktan çıkıp, yeniden örgüte siyaset tavsiye eden, her hafta avukatlarına yapacağı açıklama merakla beklenen bir isim haline geldi.

Bir diğer sonucu da, artık gözünü “düz ovada siyaset” imkânına diken örgütün, 2011 seçimleri için hazırlık çalışmalarına başlayacak olması. PKK ve Öcalan, 2011 seçimlerini çok önemsiyor. Örgütün seçimde istediği sonucu alması için, sandığa çatışmasızlık ortamında gitmesi ve seçime yönelik “detay ve dikine örgütsel çalışmaya” şimdiden başlaması gerekiyor. Dün itibariyle örgüt mekap ve kalaşnikof değil, seçim listelerini düşünmeye başladı.

Böylece ilk kez Türkiye’nin son 30 yılına mal olan silahlı Kürt hareketin “düz ovaya inme” ihtimali doğdu.

İşte bütün bunlar, ateşkes kararının ardında yatan gerçekler.

Aslı Aydıntaşbaş / Milliyet'teki köşesinden ilgili kısım



Bu haber 777 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,012 µs