Kılıçdaroğlu'nu bekleyen iki sınav

2 Kasım 2010 08:45 tsi
CHP'li "beyaz Türkler"in Kılıçdaroğlu'nu aslında pek sindiremediği biliniyor. Kemal Bey'in gelinen noktada yapması gereken... Erhan Başyurt yazıyor...

Erhan Başyurt / Bugün

CHP Gençlik Kolları'nın hazırladığı "AKP Eziyetleri" sergisi tam bir skandal.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun açtığı Genel Merkez'deki sergi ne ifade özgürlüğü ne de siyasi ahlakla bağdaşmaz.

Ortada ne sanat var ne de özgün bir çalışma.

Açık şekilde Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a, bakanlara ve toplumun saygı duyduğu âlimlere hakaret ediliyor.

Kılıçdaroğlu'nun böyle bir sergiye ev sahipliği yapması, yetmez gibi sergide bir tablonun altına "hepsinin gözyaşları sahte" diye imza atması son derece yakışıksız.

Kasım Gülek'in, Bülent Ecevit'in ve Deniz Baykal'ın saygılarını dile getirdiği, siyaset üstü konumuyla tüm toplumun beğenisini kazanan bir âlime, "Türkiye'yi dinsizleştirdi" ya da "Verpaçino" gibi ayıp sıfatlandırmalar yapmak olsa olsa CHP'nin kitle partisine dönüşmesini sabotaj için yapılabilir.

Neyse ki Kılıçdaroğlu hatanın farkına vardı.

Skandal sergiyi kaldırttı.

Umarım siyasi muhalefeti aşan çizimler ve sıfatlar için gerek Cumhurbaşkanı'ndan gerekse hakaret edilen diğer isimlerden özür dileme olgunluğunu da gösterir.

Aslında Kılıçdaroğlu'nun bu tür "sabotaj" gibi faaliyetlere karşı daha dikkatli olması gerekiyor.

Mesela, başörtülüleri "rahibe"lere benzeten afiş için gerekli adım atılsaydı, bu tür bir serginin hazırlanması da söz konusu olmazdı.

CHP'li "beyaz Türkler"in Kılıçdaroğlu'nu aslında pek sindiremediği biliniyor.

Pazar günkü yazımda Kılıçdaroğlu için, "CHP liderliğine seçilmesini Türkiye'de toplumsal barışın sağlanması adına çok önemli buluyorum. Dolayısıyla Türkiye'nin kendisiyle, CHP'nin de geçmişiyle hesaplaşmasına varlığıyla bir katkı sağlıyor" ifadelerine yer vermiştim.

CHP'li "beyaz Türkler"in tam da bu nedenlerle ondan rahatsız olduklarını söyleyebilirim.

Kemal Bey'in gelinen noktada yapması gereken ya "Hikmet abi" gibi her zaman saygı duyulan kısa süreli genel başkan olmak ya da "Karaoğlan" gibi mücadele ederek CHP'yi yeni bir siyasi anlayışla ileriye taşımak.

İkinci şıkkı hayata geçirmek hiç de kolay değil.

Taban desteğinin yetersiz olması, Kemal Bey'i başkanlığa taşıyan şartların farklı olması işi daha da zorlaştırıyor.

CHP liderinin önünde iki büyük sınav var.

İlki, "Yargıtay'ın yeni tüzüğü uygulayın" kararının hayata nasıl geçirileceği.

Yeni tüzüğü yara almadan uygulamayı başarırsa, partinin "tek hâkimi" haline gelecek.

İkinci büyük sınav ise genel seçimler.

Referandumda "hayır" bloğunun aldığı yüzde 42 oyun kime ait olduğu bilinmiyordu.

Ancak genel seçimlerde "Kılıçdaroğlu rüzgârı" tam olarak test edilecek.

Şayet yeni tüzük sancısız uygulanır ve genel seçimlerde oylar artırılırsa, Kılıçdaroğlu uzun soluklu CHP lideri olma fırsatı elde edecek.

Aksi olur ve genel seçimde CHP oy kaybına uğrarsa, sanırım Kılıçdaroğlu devri sona erecektir.

Kemal Bey'in yeni tüzük hamlesinin ne olacağı ve sonrasında nasıl bir vitrin oluşturacağı sanırım kendi siyasi geleceğinin de belirleyicisi olacak.

Ama daha önemlisi "kin sergisi", "başörtüsü-rahibe" benzeri yol kazalarının da önüne geçmektir.

Bu da daha fazla lider disiplinini gerektirir.

 

Bu haber 585 defa okundu.