En Sıcak Konular

“O kadrolar tahammülsüzdü!”

0 0 0000 00:00 tsi
“O kadrolar tahammülsüzdü!” Nokta dergisinin yayınladığı “darbe günlüğü” ile ilgili tartışmalar sessizce devam ediyor. Her geçen gün darbe planladığı iddia edilen komutanlar ile ilgili yeni bir suç duyurusunda bulunuluyor. Peki, emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi süreci

İki hafta önce Nokta dergisinin yayınladığı ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’e ait olduğu ileri sürülen “darbe günlüğü” ile ilgili gündem alttan alta ısınıyor. Günlüklerin yayınlanmasından sonra Başbakan’ın savcıları göreve çağırması ve Abdullah Gül’ün “biliyorduk” sözleri bir yana… Bakırköy savcılığı günlükleri yayınlayan dergiye karşı soruşturma açarken, darbeye kalkıştığı iddia edilen emekli komutanların yargılanması için dört ayrı suç duyurusunda bulunuldu.

Peki, günlükte yaşananlar gerçek mi? Bu günlüğün sızması ne anlama geliyor? Günlük TSK’yı yıpratma amacıyla mı sızdırıldı? Türkiye’nin demokratik sınavı haline gelen günlük meselesini emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi ile konuştuk.

“Günlükteki meseleler ‘yaşanmış’ izlenimi bıraktı”

Emekli Tuğgeneral Tanrıverdi, iyibilgi’ye yaptığı açıklamada, dönemin olaylarıyla karşılaştırıldığında günlükteki meselelerin yaşanmış olabileceği izlenimi bıraktığını belirtiyor. Yani günlükten anlaşıldığı kadarıyla çok değil, bundan sadece üç sene önce Türkiye önemli bir eşikten geçmiş. Peki, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde kimilerinin belirttiği gibi, Türkiye yine aynı tehlike ile karşılaşabilir mi? Adnan Tanrıverdi, artık şartların değişmiş olduğunu belirtiyor. saydığı değişimler içinde en çok göze çarpanı ise bugünkü kuvvet komutanları ile ilgili yaptığı saptama. Tanrıverdi şimdiki kuvvet komutanları için “Cumhuriyet tarihimizin en uyumlu, donanımlı ve en makul kadrosu” tanımlaması getiriyor.

Tanrıverdi’den bu sözlerini açmasını istiyoruz. Şöyle yanıtlıyor: “Tamamına yakını harp akademileri çevresinden gelmişler ve dünya konjonktürünü iyi inceleyen insanlar. Dolayısıyla böyle anayasa dışı işleme ön ayak olacaklarını sanmıyorum. Ancak baskılardan endişe edecek bir iktidar olursa her zaman bu baskılar bir şekilde doğar.”

“Eski kadrolar tahammülsüzdü”

Tanrıverdi, darbe girişiminde bulundukları iddia edilen önceki komutanların da şu yönlerden problemli olduğunu belirtiyor: “Daha dağınık kademelerde görev yaparak gelmişlerdi. Değerler bakımından farklı değiller. Ancak kendi düşünceleri dışındaki düşüncelere tahammülsüzlükleri vardı.”

“Hiç olmaması gerekirdi!”

Türk Silahlı Kuvvetleri’nde uzun bir süre başarıyla görev almış emekli Tuğgeneral Tanrıverdi’ye tartışmalarda en çok sorulan sorulardan birisini yöneltiyoruz: Evet, demokrasinin güçlenmesi için Türkiye’nin “darbe” zihniyetini aşması, hukuksuzluğun üzerine gitmesi gerekiyor, ancak bu sızdırmalar da TSK’yı yıpratmıyor mu? Tanrıverdi’nin yanıtı oldukça net: “Sızdırma sorun, ancak, eğer gerçekse, darbe çalışmasının da hiç olmamıy olması gerekiyor.” Tanrıverdi şöyle devam ediyor: “Mutlaka adil bir şekilde yargılama süreci olmalı, meseleler bağımsız yargı önünde ispatlanmalı. Ancak gerçekse eğer TSK’nın güvenilirliğine darbe vurdu diyebiliriz. Yasal görevler dışındaki organizasyonlarda çok hassas olmalı TSK. Bugünkü komutanlar tüm enerjilerini siyasetin dışında kullanmalı.”

“İç hizmetler kanunu yanlış anlaşılıyor”

Artık Türkiye’de benzeri şartların ortadan kalktığını söyleyen Adnan Tanrıverdi’ye iç hizmetler kanununun 35. maddesini hatırlatıyoruz. Tanrıverdi, bu maddenin yanlış değerlendirildiğini belirtiyor ve ekliyor: “İç hizmet kanunu 35. madde, çok çok önemli bir şey olursa, TSK’ya verilecek görevlerle ilgilidir. Yanlış aksettiriliyor. Bir olağanüstü hal olduğunda TSK’ya verilecek emirler için bir alt zemindir. Dolayısıyla 35. madde TSK’nın tek başına harekete geçmesini gerektirmez. Ancak daha önemli bir mevzu var. O da Milli Güvenlik Siyaset Belgesi. Bunda eğer bir iç tehdit belirtirseniz, başbakanlık direktifiyle o tehdidi tüm kurumlara iletirsiniz. Direktif geldiği zaman da her kurum bu tehlikeyi bertaraf etmek için hazırlık yapar. Statik durumdaki o maddeler dinamik hale geçer. İç tehdit tanımlaması ve hükümet direktifinin genelkurmaya gelmesi TSK’yı iç tehditlere karşı harekete geçirir. En başında hükümet milli güvenlik siyaset belgesini onayladı. Bunun içinde irtica ve bölücülük öncelikle tehdit olarak belirtilmişti. Hükümet bu belgeyi imzalamak durumunda bırakıldı. Siyasilerin daha dirençli olması gerekiyor.”

www.iyibilgi.com



Bu haber 299 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,795 µs