'Eğer Türkiye'yi istemiyorsanız çıkın gidin'

6 Ekim 2010 12:47 tsi
Başbakan Erdoğan 14. Uluslararası İş Forumu'nun açılışında konuştu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen 14. Uluslararası İş Forumu (IBF) Kongresinin açılış törenine konuştu. Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

- Anadolu sermayesinin kendi kaynakları ile büyümesinde MÜSİAD'ın çabaları çok önemli bir yer tutuyor.

- MÜSİAD ekenomik büyüme mücadelesinde ön safta yer alırken, demokratik haklar içinde takdire şayen bir çaba gösterdiler.

- 12 Eylül referandumunda ki desteklerinden dolayı MÜSİAD'a teşekkür ediyorum.

- MÜSİAD'a ve değerli Başkanı'na yöneticilerine demokrasiye sahip çıktıkları ve hukukun üstünlüğüne inandığı içinde ayrıca teşekkür ediyorum.

- İstanbul farklı medeniyetleri inançları renkleri kendi potasında hoşgörü içerisinde barındıran emin bir şehirdir. İstanbul'un içine girdiğinizde kendinizden birşeyleri kendinize ait yüzleri ve sesleri de bulacaksınız.

- Kökleri doğuda yüzü batıya dönük bir şehrin emarelerini de bulacaksınız. 65 ülkeden MÜSİAD'ın fuarına katılan kardeşlerime İstanbul'un imkanlarını iyi değerlenririlmesini, yeni işbirliklerinin oluşmasını kalıcı olmasını diliyorum.

- İstanbul, hızla büyüyen ekonomisi ile iş gücüyle coğrafi imkanları ile her türlü yatırımcıları ağırlamaktan memnuyniet duymaktadır. Bizim güzel bir sözümüz var, 'bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır' diye. Burada mutlaka Türk kahvesini tadın. Az şekerli, orta şekerli, şekerli olarak da olsa tadın. İstanbul kendinizi evinizde hissedeceğiniz bir şehire dönüşecektir.

- Ülkeler gibi iş adamlarınında elinde iki seçenek var; Ya değişmi izlemek ya da değişimi yönlendirmek.

- 2008 sonunda ABD kendini merkeze koymak suretiyle bir ekonomik krizi yönettiğini idda ederken krizin merkezi oldu. Bu kriz az ya da çok birçok ülkeyi etkisi altına aldı. Türkiye G20 zirvesi olarak toplantılara katılıyor. Küresel ekonomilere bazı mesajlar verdik.

- Bu mesajlardan bir tanesini çok iyi okumak ve anlamak gerekmektedir.

- Küçük bir köye dönüşen dünyamızda yoksulun yoksullaştığı bir kesimin zenginliğine zenginlik katabileceği bir sistemin işleyişi mümkün değildir. Bir kesim çok yoğun bir şekilde tüketirken bir kesimin internet ve televizyondan bile bihaber olması bir adaletsizliktir.

- Açlık sorunu salgın hastalıklar sorunu çevre kirlenmesi su sorunları, küresel ısınma herkesten önce bizim ortak sorunlarımız. Tabi afetlerle mağdur duruma düşmüş insanların sorunları bizim sorunlarımızdır. Terör nedeniyle hayatını kaybeden insanlar bizim sorunlarımızdır. Afganistan'daki selde Haiti'deki depremde ölen çocuklar, Sudan'ın, Kabil'in, Gazze'nin çocukları bizim çocuklarımızdır.

- Dünya sırtını dönse de, sessiz ve tepkisiz kalsa bile biz bu sorunlara sessiz ve tepkisiz kalamayız. Değişimde pay sahibi olmak zorundayız.

- Barışı tesis etmediğimiz müddetçe yeni ve daha yıkıcı krizler dünyamızı tehdit edecektir.

- 2002 sonundan itibaren yapısal reformlar sayesinde küresel krizi en az etkilenen ülkeler arasında yer aldık. Krizden kendi yöntemlerimizle, çabalarımızla çıktık ve bu süreçte IMF'ye de ihtiyaç duymadık. 8 yıl önce bizim  IMF'ye borcumuz 8 buçuk milyar dolardan 6 milyar dolara düştü.

- Tüm dünyada işsizlik devam ederken Türkiye'de her ay işsizlik oranları düşüyor. Birçok ülkenin kredi notları düşürülürken Türkiye'nin notları yükseltildi. Daha dün Moody's Türkiye'nin görünümünü pozitife yüksellti.

- Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine muhalefet edenler bu gelişmeleri  farklı farklı değerlendirmenin uğraşında. Kendilerine söyledim tekrar söylüyorum; "Eğer Türkiye'yi istemiyorsanız çıkın gidin." Ama onlar kendilerine göre 'Hayır biz sizi oyalamıyoruz' gibi cevaplar veriyorlar.

- Türk işadamlarına sesleniyorum, yaptığınız toplantılarda fuarları gezerken buralarada kurduğunuz diyalogları takip edin. Başarı için bu diyalogların, sözlerin takip edilmesi şart. Bu paylaşımları bu buluşmalarda gerçekleştirmenin karı daha başka olacaktır. Yoksa sohbet eder yer içer dağılırız tek karımız da bu olur.

Bu haber 1,045 defa okundu.