En Sıcak Konular

Gerçeker yeni Anayasayı eleştirdi

6 Eylül 2010 11:35 tsi
Yargıtay Birinci Başkanı Hasan Gerçeker 2010-2011 Adli Yargı yılının açılışı töreninde konuştu. Başkan Hasan Gerçeker yeni Anayasayı eleştirdi...

2010-2011 Adli Yılı bugün başlıyor. Adli Yıl açılış töreni, devletin zirvesini bir araya getirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan törene katılmazken, hükümet kanadından da katılım düşük oldu. Törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de katıldı. Yargıtay Konferans Salonu'nda düzenlenen törende, Yargıtay Birinci Başkanı Hasan Gerçeker açıklamalarda bulundu.

Adli Yıl açılış töreni Yargıtay konferans salonunda başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yakçınkaya, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Devlet Bakanı Cemil Çiçek, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, Danıştay Başkanı Mustafa Birden, Askeri Yargıtay başkan ve üyeleri, AYİM Başkanı ve yüksek yargı organları mensupları katıldı.

İşte Gerçeker'in açıklamalarından satır başları:    


Ne yazık ki bundan önce de yinelediğimiz sorunlar çoğalarak devam etmektedir. Çözüm aramak durumundayız. Bu yılda yine yargı reformu anayasa değişikliğiyle ilgili konular kamuoyunun gündemini oluşturmuştur. Biz bu değişikliklere, gerek yargı bağımsızlığına, hukukun üstünlüğüne aykırı olduğu düşüncesiyle karşı çıktık.

ADALET EN ÜSTÜN DEĞERDİR

Bu kadar önemli kurumsal değişikliklerin toplumsal uzlaşmayla gerçekleşmesi gerektiğini söyledik. Adalet bir toplumda en üstün değerdir ve bu nedenle vicdanlarda özümsenmesi gerekir.

BAĞIMSIZ OLMAYAN YARGI SİYASALLAŞIR

Adil olmayan, yargısını adil çalıştıramayan bir ülkenin uzun süre ayakta duramayacağı bilinmelidir. Adaletin kuvvetli, kuvvetlilerinde adaletli olmalıdır sözü çok açık bir gerçeği açıklamaktadır. Tam bağımsız yargı sistemini oluşturmamız gerekmektedir. Tarafsızlıkta böyle gerçekleşecektir. Bağımsız olmayan yargı siyasallaşır.

GÜVENDE OLUNMALI

Hukuk ve yargı sisteminde reform yapabilmenin yolu, öncelikle sorunun saptanmasından geçer. Hukuk devleti olmanın, hukukun üstün tutularak yaşamın her alanında egemen kılınmasının olmazsa olması, yargı erkinin görevini yaparken, hakim ve cumhuriyet savcılarının güvende olmalıdır.

Aynı şekilde HSYK’nın yapısıyla ilgili olarakta yargı bağımsızlığına aykırı bir düzenleme söz konusudur. HSYK’nın yeniden yapılandırılması, etkin bir itiraz sisetmi getirilmesi her adli yıl açılış konuşmalarında dile getirilmektedir.

 Avrupa’nın bir çok ülkesinde, kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı ilkeleri konusunda, deneyimleriyle yüksek yargı kurumlarının başkanlarının da içinde bulunduğu bir yapılanmanın daha yararlı ve verimli olacağını bir çok kez belirtmiştik.

Tam yetkili olan bu kuruma, Adalet Bakanı’nın yetki etmesi, müsteşarının kurulun doğal üyesi olması, kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı ilkesiyle bağdaşmamaktadır.

Anayasa’ya göre egemenlik kayıtsız şartsız milletidir. Türk milleti egemenlik hakkını yetkili organların eliyle kullanır. Adalet Bakanı ve müsteşarının kurulda bulunması, referans olarak gösterilen dış belgelere uygun düşmemektedir.

YÜKSEK MAHKEMELERİN ETKİSİ AZALTILDI

Kurula üye atama yetkisinin, Cumhurbaşkanı’na verilmesi ise eleştirilmektedir. Raporlarda, kurul kararlarına karşı etkin bir başvuruda bulunulması için, anayasa değişikliğinde, farklı bütçe ve yazmanlığa sahip olması, teftiş kuruluna bağlı olması ön görülmektedir. Anayasa değişikliğiyle Yargıtay ve Danıştay’ın üye sayısı azaltılmış, yüksek mahkemelerin etkileri yok denecek kadar azaltılmıştır.

Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin 6’ncı maddesinin, adil yargılanmanın en önemli unsurunun bağımsız yargı olduğu hükme bağlanmıştır.

 
Yasama ve yürütmenin yetki alanına girilmemelidir. Bununla birlikte yargının siyasallaşması ortaya çıkar.

İnsan hakları evrensel beyannamesinin 10 ve Avrupa İnsan hakları sözleşmesinin 6’ncı maddelerinde, adil yargılanma için bağımsız ve tarafsız yargının varlığı temel şart olarak görülmüştür. Hakim, diğer hakimlere karlşı da bağımsız olmalıdır. Hakim, yargılananlar için tarafsızlığın bir teminatıdır.  Hakim bağımsızlığının teminatı hukuk devleti olmanın temelini oluşturmaktadır.

YETERSİZLİKLER YARGITAY'I ENDİŞELENDİRİYOR

Personel, bütçe yetersizliği gibi sorunların çözülememesi Yargıtay’ı endişelendirmektedir. Davaların uzaması konusunda, manevi sorunlarının yargıya yüklenmesinin yanlış olacağı dile getirilmektedir. Yargı devlet sisteminde asla hafife alınmamalıdır. Yasama ve yürütmenin etkisine girmeden karar vermelidir. Bu kavram zedelendiğinde, adaletin siyasallaşacağı bundan en fazla devletin ve milletin zarar göreceği bilinmelidir. Yeterli istihdam halinde, kararlara ulaşılabilmesi konusunda sorun kalmayacaktır

Yargıtay bugün iş yükü bakımından ilk derece mahkeme gibi çalışmaktadır. Yargıtay’daki 2009 yılına ilişkin dosya sayısı 1.5 milyonu aşmış durumundadır.

Adli iş yükünün azaltılması için gerekli önlemler alınmalıdır. Sürekli artış gösteren nüfus oranı, hakim ve savcının yetersizliği, maddi hukuka ilişkin bazı yasalarda usül kurallarına yer verilmiş olması da yargıda da sağlıklı sonuçlara ulaşmakta engel olmakta ve davaların uzamasına engel olmaktadır.

Tutuklu sayısının hükümlü sayısından fazla olması toplumda eleştirilmektedir. Büyükşehirlerde, dava sayısının fazla hakim ve savcının az olması, yargısal etkinliği azalttığı gibi hukuk davalarının sürekli artmasına neden olmaktadır. Uyuşmazlıkları önleyici nitelikteki tedbirlerin etkin hale gelmesi sağlanmalıdır.

VİCDANLAR İNSANLARIN MAHKEMESİDİR

Vicdanlar insanların içindeki mahkemelerdir. Soyut kurallar vicdanla somutlaştırılacaktır. Çağdaş dünyanın benimsediği, kuvvetler ayrılığı ilkesi bizim de en temel değerlerimizden biridir. Yasama ve yürütmenin birbirinden bağımsız çalışmalıdır.

hurriyet



Bu haber 601 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,345 µs