En Sıcak Konular

CHP yargıyı kaybetmek istemiyor

30 Ağustos 2010 09:24 tsi
CHP yargıyı kaybetmek istemiyor
Türkiye'de bürokratik vesayeti Özal'ın, militarist vesayeti ise Erdoğan'ın tasfiye ettiğini belirten Hasan Celal Güzel, 12 Eylül'de ise yargı vesayetinin tasfiye olacağını söylüyor. Güzel'e göre CHP'nin hayır demesi gayet normal. Çünkü...

Güzel, "CHP'nin hayır demesi gayet normal. Çünkü 'evet' çıkarsa CHP yüksek yargı üzerindeki hakimiyetini kaybedecek" diyor.

Turgut Özal döneminin önde gelen siyasetçilerinden biri olan eski Bakan Hasan Celal Güzel, referandum için "Ben 'evetçiyim' Çünkü başta 27 Mayıs olmak üzere 50 yıllık darbe süreci, 12 Eylül'den bu şekilde hesap sorulmasıyla artık kapanıyor" yorumunu yapıyor. CHP'nin yüksek yargı üzerindeki hakimiyetini kaybetmek istemediği için 'hayır' kampanyası yürüttüğünü, MHP'nin ise tabanıyla ters düşerek stratejik bir hata yaptığını belirten Güzel'in tahmini yüzde 60 'evet' şeklinde. Güzel'in değerlendirmeleri şu şekilde:

GÜZEL'İN ÇAĞRISI

Referandumda oyum 'evet'. Son derece netim bu konuda. En az Başbakan Erdoğan kadar bunun lehindeyim. 'Evet'in parti görüşüm ile hiçbir alakası yok. Eğer bu referandum teklifi AK Parti tarafından değil de, CHP, MHP veya herhangi başka bir parti tarafından gelmiş olsaydı da ben aynı şekilde 'evet' derdim, 'evet' için çalışırdım. Çok büyük hırslar, intikamlar, kinler içinde olmayan kesimler mutlaka 'evet' demelidir. Zaten çağrım şöyle: Bütün milliyetçiler, muhafazakarlar, bütün sosyalistler, sosyal demokratlar... Yani aklınıza hangi kitle geliyorsa, eğer gerçekten Türkiye'nin menfaatine ve kendi ideolojileri istikametinde düşünüyorlarsa 'evet' demeliler. Peki hayırcılar kimler olacak o zaman? Bütün despotlar, oligarşik vesayetten yana olanlar, darbeciler, ulusalcılar, tepeden inmeciler, jakobenler...

BÜROKRASİYİ ÖZAL, MİLİTARİZMİ ERDOĞAN

Başta 27 Mayıs olmak üzere 50 yıllık darbe süreci, 12 Eylül'den bu şekilde hesap sorulmasıyla artık kapanıyor. Onun için bir darbe sürecini kapatıp yepyeni bir demokratik dönemi başlatmak bakımından da 'evet' diyorum. Türkiye'de 1960'dan beri bürokratik vesayet vardı. Bunu ANAP döneminde biz tasfiye ettik. Sonra militarist vesayet vardı. Bunu da en son Ağustos 2010'da Sayın Başbakan tasfiye etti. Zaten 27 Nisan bildirisine verdiği cevapta da tasfiyenin ilk işaretleri belirmişti. Şimdi Türkiye'de jüristokratik vesayet var. Yani vesayet rejimi, siyasallaştırılmış yüksek yargı eliyle devam etmekte. İşte 12 Eylül referandumu bu jüristokratik vesayeti tasfiye edecektir.

CHP'NİN 'HAYIR' DEMESİ NORMAL

CHP'nin hayır demesi gayet normal. Çünkü CHP'nin istikametinde siyasallaştırılmış ve yüksek yargıya hakim bir ekip var. Bu ekip kendi içinde paslaşan, bir kısır döngü içerisinde birbirini seçen, astığı astık kestiği kestik bir ekip. Bu ekibin bir parçası HSYK, yaptıkları ortada. Türkiye'deki hakim ve savcıların ancak yüzde 3'ünü temsil eden bir ekip rahatlıkla eski bir CHP'li Bakan Seyfi Oktay'ın kulisiyle hareket edebiliyor, YARSAV gibi bir siyasallaşmış örgütle hareket edebiliyor ve savcıları, hakimleri istediği yere tayin ettiriyor, terfi ettiriyor, görevinden alıyor. Eğer referandumda 'evet' çıkarsa CHP yüksek yargı üzerindeki hakimiyetini kaybedecek.


Hükümet komploya dikkat etsin

BDP'nin son dönemde patinaj yaptığını görüyoruz. Birkaç sebebi var. Güneydoğu tabanına hakim olamamaya başladı. Ne karar verirse versin, ister 'hayır' desin, ister boykot etme kararı alsın, Güneydoğu halkı büyük çoğunlukla 'evet' diyecek. Bu da BDP'nin yara almasına yol açacak. İkincisi burada bir komplo görüyorum. İmralı, PKK ve Karayılan'ın birlikte hazırladığı komploya göre hükümetin kendileriyle masaya oturduğunu söylemek, ardından da BDP'nin şartlar koşması ve böylece hükümeti PKK yandaşı göstermeye çalışmak. Yani bir bakıma bunlar sinsi şekilde 'evet' oylarının az çıkması için de uğraşıyorlar. AK Parti'nin yapması gereken, hiçbir şekilde bunlarla ilişkili olmadığını söylemek. İkinci olarak da gelen teklifleri hiçbir şekilde incelemeden dahi reddetmek. Bütün bunları 12 Eylül sonrasında konuşmak gerektiğini söylemek. Sayın Başbakan'ın BDP'nin tabanından gelecek oyları hiç nazar-ı itibara almayıp, şiddetle reddetmesi lazımdır. Şunu unutmaması lazımdır ki BDP tabanından gelecek her oy on misli götürecektir. Çok az bir ihtimaldir ama 'hayır' oyu çıkarsa biliniz ki bunun sebebi PKK'nın istismarı olacaktır.


28 Şubat'ta 5 ay cezaevinde kaldı

Hasan Celal Güzel, 1945'te Gaziantep'te doğdu. 24 Ocak 1980 tarihindeki ekonomik istikrar tedbirlerinin alınmasında önemli rol oynadı. 1986'da girdiği ara seçimlerde ANAP Gaziantep Milletvekili seçildi ve Turgut Özal hükümetinde Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü olarak görev aldı. 1987 seçimlerinde yeniden milletvekili seçildi. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı yaptı. 1989'da ANAP Olağanüstü Kongresi'nde Parti Genel Başkanlığı ve Başbakanlık için adaylığını koydu. Ancak seçilemedi. 1992'de Yeniden Doğuş Partisi'ni (YDP) kurdu. YDP Genel Başkanlığı'nı sürdürürken 28 Şubat sürecinde yargılandı ve 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ayaş Cezaevi'nde 5 ay kaldı.


HSYK daha bağımsız hale gelecek

Anayasa değişikliğiyle Anayasa Mahkemesi ve HSYK'da iktidarın ağırlığının artacağını savunanlara şaşırıyorum. HSYK'da iktidarın ağırlığı artmayacak, azalacak. Tamamen bağımsız bir kurul haline geliyor. Yargı bağımsızlığı iddia edilenin aksine bilakis kuvvetlenmiş oluyor. Ve HSYK'da Adalet Bakanı sembolik bir görev ifa edecek. Müsteşarın bulunmadığı toplantıda görüşmeye geçilemi-yordu, bu husus ortadan kalkmış olacak. Ayrıca HSYK'da esas değişiklik, üyelerin yarısı tamamen 12 bine yakın savcı ve hakimin oylarıyla seçilecek. Yani bunu iddia edenler 12 bine yakın savcı ve hakimin hükümetten yana mı oy kullanacağını söylüyor? O zaman hukuk sistemi zaten AK Parti'nin elinde demektir. Böyle saçma bir iddia olabilir mi? Anayasa Mahkemesi'nin mevcut üyelerine hiçbir şekilde dokunulmuyor, sadece üye sayısı artırılıyor. Mahkemenin demokratikleşmesi, tabana yayılması sağlanıyor. Mahkemenin yetkileri bakımından hiçbir şey değişmiş değil.


MHP stratejik hata içinde

MHP'yi anlamak hiçbir şekilde mümkün değil. Sayın MHP lideri çok büyük bir stratejik, taktik hata yapıyor. Eğer MHP 'evet'e katılmış olsaydı, hem 'evet' oyları daha fazla yükselebilecekti, hem de Türkiye'nin demokratikleşmesi bakımından ileri adım atardı. Tabanıyla karşı karşıya gelip yıpranmazdı. MHP'nin bu yanlışı genel seçimlerdeki oylarına da olumsuz tesir edecektir, MHP oylarını düşürecektir. Belki de yüzde 10 barajının altında kalması gibi bir durum ortaya çıkabilecektir.


Tahmini yüzde 60 'evet'

Hasan Celal Güzel, referandum sonucunun yüzde 60 'evet' ve yüzde 40 'hayır' olacağı yönünde. Güzel'in değerlendirmeleri şu şekilde: "Benim son üç aydır tahminim değişmedi. Tahminim yüzde 60 'evet', yüzde 40 'hayır'. Eğer PKK istismarı daha da artar ve hükümet bu konuda şimdi olduğu gibi net konuşmazsa o zaman 'evet' oyları azalıp yüzde 55'e kadar inebilir. Fakat bu küçük bir ihtimaldir. Daha yüksek olan ihtimal ise 'evet' oylarının yüzde 60'ın da üzerine çıkmasıdır. Niye der-seniz? Ben matematiksel bir hesap yapmıyorum. Yani AK Parti'nin en son oyları yüzde 38.5. Üstüne en son Saadet Partisi'nin ve BBP'nin oylarını ve diğerlerini de katınız diyerek hesap yapmıyorum. Benim hesabım tamamen Türk halkının karakteri üzerinedir. Türk halkı bazılarının iddia ettiği gibi gerici, yobaz bir halk değildir. Tam tersine son derece dindar, milli manevi değerlerine bağlı, muhafazakar görüşlü bir halktır ama genel itibariyle, son derece ileri görüşlü, değişime, modernleşmeye açık bir halktır. Demokrasiyi çok iyi benimsemiştir. Referandum ne-ticesinde demokratik hakların, insan haklarının geliştirileceği, genişletileceği ve bir sosyal değişimin, modernleşmenin hızlanacağı halkımız tarafından biliniyor.

yenişafak



Bu haber 691 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,767 µs