En Sıcak Konular

İsrail’e açık mektup

23 Ağustos 2010 14:33 tsi
İsrail’e açık mektup Kabalaşmak niyetinde değilim. Ama bazı zamanlar vardır ki , “ Neler olup bittiğini bilmiyordum” dendiği zaman bu biraz sırıtır. Anlıyorsunuz değil mi ne demek istediğimi? Sizin askerlerinizin kötü davranışları hakkında ‘şok’ olmanı

Bu sabah elime bir parça kağıt alarak sizin askerlerinizin Gazze Yardım Filosunu yağmalama hikayesini yazmaya koyuldum. Sizin de okumuş olabileceğiniz gibi bir İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) mensubu asker, mahkeme tarafından, yolcuların laptoplarını çaldığı şüphesiyle tutuklandı. Şimdi Haaretz gazetesi enteresan bir şekilde bu filoyu ‘yardım filosu’ olarak adlandırıyor. Ki zaten öyleydi. Sizin liderlerinizin size söylettiği gibi ‘terör’ filosu değildi yani. Ama ben burada başka bir mevzudan bahsedeceğim. Yani şimdi bu makalemi yazmaya hazırım. Şimdi ben muhtemelen bazıları tarafından da hissedilen, Gazze Filosundan yağmalanan mallarla ilgili şok edici bazı hadiselerden bahsedeceğim. Yüksek rütbeli bir İsrail Savunma Kuvvetleri yetkilisi bu filo hırsızlık olayıyla ilgili, “İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) içinde, değerlerle ilgili olarak çok ciddi problemler olmalı” dedi.

Bu sözler üzerinde uzun zamandır duruyorum. Ve, kendi kendime yazmak yerine size yazmaya karar verdim. Çünkü, sizin askeri operasyonlarınıza şaşıracak herhangi bir kimsenin yeryüzünde kalıp kalmadığını merak ediyorum? Hadi ama lütfen. Tel Aviv’in konforlu bulvarlarının ötesindeki tüm dünya, İsrail Savunma Kuvvetleriyle (İDF)alakalı olarak ‘Ahlaklı Ordu’ kavramı kullanıldığında, bunu kocaman, küresel ölçekli bir şakadan başka bir şey olarak algılamıyor. Gerge Bush yönetiminin küresel ısınmayı inkar etmesi gibi bir şey bu.

Evet yeniden yaptım bunu. Sizi deli ettim. Ama lütfen bu mektubu ne için yazdığımı açıklayabilmem için bir ya da iki dakika verin bana. Çünkü sizi aşağılamak niyetinde değilim ve bunu istemiyorum da. Geçmişte bunu yaptığımdan daha fazla buna devem etmek istemiyorum. Buraya bulaşıklarım yıkanmamış ve ev işlerim birikmiş haldeyken oturdum ve size bir soru soracağım. Bir anne ve bir insan olarak size şunu sorma ihtiyacı hissediyorum; sizin adınıza yapılan şerli işleri neden görmüyorsunuz?

Nasıl olurda göremezsiniz?

Sizinde biliyor olabileceğiniz gibi ben 2008’de ilk Özgür Gazze hareketinin içindeydim. Demek istediğim benim sadece bu Özgür Gazze Hareketini (FGM) kuran hanım efendileri tanıma zevkine ermiş olmam değil. Aynı zamanda sizin Mayıs ayında saldırdığınız bu Filoda birçok arkadaş ve meslektaşa sahip olduğumu da söylemek istiyorum.

Sizde biliyorsunuz ki (burada yeniden beni bir anne ve bir insan olarak görmenizi istiyorum, bir düşman olarak değil), bu iyi insanların hiç birisi terörist değildi ve hiçbirisi ‘aşırıcılara’ silah taşımak istemiyordu. Onlar insanoğlu olarak dünya vatandaşları hakkında endişelere sahiplerdi. Sizin ordunuz ve yerleşimcileriniz eziyet ederken gündelik hayatlarını normal olarak yaşayamayan diğer insanlar hakkında. Her günün her dakikasında. Her ayda. Her yılda. Tam altmış iki yıldır eziyet edilen insanlar hakkında.

Kabalaşmak niyetinde değilim. Ama bazı zamanlar vardır ki , “ Neler olup bittiğini bilmiyordum” dendiği zaman bu biraz sırıtır. Anlıyorsunuz değil mi ne demek istediğimi? Sizin askerlerinizin kötü davranışları hakkında ‘şok’ olmanız maskaralığı, İsrailli olmayanları, yani bizi güldürüyor.

Çünkü bu sizin askerlerinizin yağmalamaları, türünün ilk örneği değildi. Hadi ama, biraz geriye doğru düşünün şöyle. Daha birçok ama birçok korkunç , berbat hadiseler var. Unuttunuz mu? Size yardım etmeme izin verin o zaman . Bir bilgisayara oturup google’a ‘İsrail Askerleri(IDF) yağmalama’ yazın. Bu arama sonucunda 64.000 sonuç bulunduğunda şaşırabilirsiniz(Ya da şaşırmayabilirsiniz). Şimdi, yerin dibine doğru gidip, “düşmanlarımız bizim hakkımızda yalan söylüyorlar” diye çığlık atmaya başlamadan önce.. Lütfen size yalvarıyorum. İlk sayfadaki sonuçlardan bazılarını okuyun. Bu fazla vaktinizi almaz. Ya da neden bütün sabahı onları okuyarak harcamıyorsunuz? Neticede sizin adınıza neler yapıldığını bilmek sizin göreviniz, değil mi? Demek istediğim, sizin vergilerinizle askeri suçlar işlendiğinde bunu bilmeye hakkınız var.

Google’daki sonuçlardan birinde, İsrail askerlerinden birisisinin Gazze savaşı esnasında Kuzey Gazze’deki bir evden kredi kartları çaldığını itiraf ettiği yazıyor. Bunu hatırlıyor musunuz? Bu çok geniş bir yelpazeye sahip olan suçlardan çok küçük bir parça.

Bu insanlığa karşı işlenmiş bir suç ve siz bunu görmezden geliyorsunuz. Ya da sizin liderleriniz tarafından gözleriniz kör edilmiş. Söylediğim gibi sizin internete ulaşma imkanınız var, ne olup bittiği hakkında karanlıkta kalmak zorunda değilsiniz. Ama tabi karanlıkta kendinizi çok rahat hissediyorsanız o başka.

İsrail askerleri tarafından gerçekleştirilen bu son yağmalama hadisesi bana bir El Samouni kadınını hatırlattı. Onunla geçen yıl evinin yıkıntıları başında tanıştım .

‘El Samouni’ ismini siz hayal meyal hatırlayabilirsiniz. Hafızanızı şöyle bir silkeleme izin verin. 3 Ocak 2009’da El Zaytoun bölgesine İsrail saldırısı başladı. Bir sonraki gün sizin askerleriniz aynı yeri bombaladı.

7 Ocak 2009’da sabah saat 7’de sizin askerleriniz yeniden aynı bölgeyi bombaladı. Füzelerden birisi Tallal Hilmi El Zaytoun’un evine isabet etti. Ardından da askerler gelerek evi taradılar.

Sonuç olarak El Samouni ailesinin 26 üyesi öldü. Bunlardan 10’u çocuk, 7’si kadındı. Kızıl Haçı’n yaralıları ve ölüleri almak için bölgeye girmesine üç gün sonra izin verildi. Yaralılardan bazılarının durumu çok kritikti ve İsveç, Mısır, Suudi Arabistan gibi ülkelere tedavi edilmek üzere götürüldüler.

Eğer rahatsız olmazsanız size onların ismini söylememe izin verin. Bir insanoğlu olarak sizler eminim ki onlara saygı borcunuzu ödemek ve dua etmek istersiniz.

Öldürülen çocukların ismi

Azza Salah Al Samouni, üç yaşında
Waleed Rashad Al Samouni, 17 yaşında
Ishaq Ibrahim Al Samouni, 14 yaşında
Ismail Ibrahim Al Samouni, 16 yaşında
Rifka Wael Al Samouni, 16 yaşında
Rifka Wael Al Samouni, 8 yaşında
Fares Wael Al Samouni, 12 yaşında
Huda Nael Al Samouni, 17 yaşında
Ahmad Atieh Al Samouni, 14 yaşında
Mu’tassim Mohammed Al Samouni,, 6 yaşında
Mohammed Hilmi Al Samouni, 5 yaşında
Öldürülen Kadınların İsimleri

Rahma Mohammed Al Samouni, 50 yaşında

• Safa’ Hilmi Al Samouni, 25 yaşında
• Maha Mohammed Al Samouni, 22 yaşında
• Rabbab Azzat Al Samouni, 32 yaşında
• Laila Nabih Al Samouni, 40 yaşında
• Rifqa Mohammed Al Samouni, 50 yaşında
• Hannan Khamis Al Samouni, 36 yaşında

Öldürülen Erkeklerin İsimleri

• Tallal Hilmi Al Samouni, 55 yaşında
• Attieh Hilmi Al Samouni, 25 yaşında
• Rashad Hilmi Al Samouni, yaşında
• Tawfiq Rashad Al Samouni, 23 yaşında
• Mohammed Ibrahim, 26 yaşında
• Ziyad Izzat Al Samouni, 28 yaşında
• Nidal Ahmad Al Samouni, 30 yaşında
• Hamdi Maher Al Samouni, 23 yaşında
• Hamdi Mahmoud Al Samouni, 70 yaşında

Geçen Mart ayında onların hayatta kalan kadın ve çocuklarının arasında bulundum. Bir kızın hala uyumak zorunda olduğu odanın diş duvarında ırkçı bir karikatür gördüm. Ibranice olarak ‘geri döneceğiz ve sizde buradasınız’ yazılıydı. Neyse bunu burada bırakıp geçelim. Güzel bir kadın bana bu saldırıdan önce tam evlenmek üzere olduğunu söyledi. Ailesi onun çeyizi için bir kaç bin dolar biriktirmişti(Bazı aileler bu parayı hayal edemeyeceğiniz kadar uzun zaman sonra ancak biriktirebiliyorlar). Bir yatağın altında mutlu günler için saklı duruyordu. Annesi, ona nesilden nesile geçerek miras kalan bir kaç parça mücevhere de sahipti. Gördünüz mü, sizin askerleriniz bu insanları bombaladı, çocuklarını kurşuna dizdi, ve sonunda da sahip oldukları herşeyi yağmaladı. Önce google’a bakın, sonra da dönüp kendi kalplerinize bakın, yemin ediyorum ki bunun doğru olduğunu bileceksiniz.

Bunun, sizin ordunuzun Fillistinlilere davranış şekli olduğunu biliyorsunuz.

‘Yalancılar’ ve ‘anti-semitisler’ diye bağırmadan önce size yalvarıyorum. Insandan insana. Bütün inançlar ve Tanrı adına, şüphelerinizi bir süreliğine daha erteleyin ve sonrada okuyun. Çünkü eğer ya ben bir anti-Semitist değilsem ve sizin Wikipedia’nız beni öyleymişim gibi göstermeye çalışıyorsa? Ve eğer sizin askerleriniz hakkında google’dan gelen 64.000 bin sonucun yüzde onu doğru ise? O zaman ne olacak? Eğer sadece bir saniye için, birgün mutlaka olacağı gibi, sizin liderlerinizin barbarlığı hakkında tüm dünyanın gördüğü gerçekler sizin zihinlerinizi ve kalplerinizi doldurursa ne yapacaksınız?
Dışardan biri olarak benim sözlerim sert gibi görünebilir. Ozaman bu size Jerusalem Post’tan(İsrail aşırı sağının gazetesi):

“Bir insan hakları organizasyonu olan Yesh Din’e göre, Eylül 2000 ile 2009’un sonu arasında Filistinlilere karşı suç işlediği şüphesi ile İsrail Askerlerine (İDF) karşı açılan soruşturmaların sadece yüzde altısı sonucu dava açıldı.

Aynı zaman diliminde, çeşitli hesaplamalara göre, İsrail askerlerinin aktiviteleri sonucu binlerce Filisrtinli öldü. Bu ölümlerden kaç tanesi sonucunda askerler mahkumiyet aldı. Dört. Yüzde dört değil, sadece dört.”
Sizin kadın ve erkeklerinizin hayvan gibi davranmak için eğitim aldığı giderek açık bir hale geliyor. Bu yağmalamalar, Eden Abergil tarafından internete postalanan fotoğraflar artık birer istisna olarak açıklanamaz.
Bunun ne anlama geldiğini kendi kendinize sormak size kalmış.

Sözlerim sizi incittiyse gerçekten özür dilerim. Ben sadece bir kereliğinede olsa sizinle direkt olarak konuşmak istedim.

Bu arada sizin ordunuzun hala yardım filosu yolcularına geri göndermediği 400 leptop, 600 cep telefonu ve bunlara ek olarak diğer şahsi eşyalar ile nakit para bulunmaktadır. Gordünüz mü, bu iyi insanlar yolculuğa başlarken sizin askerlerinizin bu eşyaları onlardan çalacağını düşünmemişlerdi bile.

Lauren Booth*: İngiliz gazeteci, yazar ve insan hakları aktivisti.

Bu yazı Turgut Alp Boyraz terafından Timeturk.com için tercüme edilmiştir.



Bu haber 1,383 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,230 µs