En Sıcak Konular

Hanefi Avcı niçin bu kitabı yazdı?

21 Ağustos 2010 13:20 tsi
Hanefi Avcı niçin bu kitabı yazdı? Taraf muhabiri Mehmet Baransu, "Haliç'te Yaşayan Simonlar- Dün Devlet Bugün Cemaat" kitabıyla gündeme gelen tartışmaların perde arkasını sorguladı.


 İşte yazısı:

BİR EFSANENİN SONU MU?

Hiç kuşkusuz dünün en flash haberi Hanefi Avcı'nın yazdığı kitapta iddia ettiği olaylardı. "Haliç'te Yaşayan Simonlar- Dün Devlet Bugün Cemaat" adlı kitapta, devleti Fethullah Gülen cemaatinin ele geçirmeye çalıştığını söylüyordu Avcı. Ergenekon, Balyoz, Kafes, Erzincan iddianamesi, Danıştay saldırısı başta olmak üzere yargıya yansımış olayların birçoğunun içi boştu ona göre.

Kamuoyu bu iddialar karşısında ne düşündü bilmem ama ben kendi adıma "bir efsanenin sonunun" böyle olmaması gerektiğini düşündüm. Bu olayların bir bölümünün kamuoyuna yansımasını sağlayan kişi bendim. Haber kaynaklarımı çok iyi tanıyordum. Tanıdığım askerlerin hiçbiri kendisinin iddia ettiği gibi isimler değildi. Üstelik bu isimler cuntacı komutanlarının yanı sıra cemaat hakkında da kendisinden daha ağır ifadeler kullanıyorlardı.

Darbe planlarını bilen ilk kişiydi

Kitaptaki iddiaları doğrusu şaşkınlıkla karşıladım. Şaşkındım çünkü yüzlerce nedenim vardı. Avcı'nın 2000 sonrası görev aldığı faaliyetleri, kendisine yakın olan isimler başta olmak üzere, askerlerden dinlemiştim. 2003-2005 yılları aralığında Türkiye'nin geçtiği süreci, Karargâh ve 1. Ordu'da yapılan planları gün gün bilen isimlerden biriydi Avcı.

Bugün inkâr ettiği Balyoz'u, 'Sarıkız'ı, 'Ayışığı'nı, 'Eldiven'i, Ergenekon'u kamuoyundan yıllar önce biliyordu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı 2003'te uyaran isimdi kendisi. Gazetecilere, Ergenekon yapılanmasını, Balyoz'u, darbe planlarını Sabri Uzun'la birlikte nasıl önlediğini yıllar önce yüzlerce kez anlatmıştı. Hatta Hürriyet gazetesinden bir isme bazı belgeleri veren de kendisiydi.

Kitabı dün hızlı bir şekilde gözden geçirdim. Ergenekon ve Balyoz darbe planlarının içinin boş olduğunu kitabının kimi yerlerinde iddia eden Avcı, kitabın bazı bölümlerinde ise bu operasyonları önemsediğini vurguluyordu. Kendi içinde bu çelişki acaba nasıl açıklanabilirdi? Avcı, özellikle darbe planlarıyla ilgili bir takım iddialarda bulunuyordu ama isim, yer, zaman vermekten nedense kaçınıyordu.

Ergenekon savcılarına bilgiyi veren kimdi?

Kitabı okudukça geçmişe yolculuk yaptım. Kafamda yüzlerce olay ve soru işareti belirmeye başladı. Avcı bugün söylediklerinin tam tersini geçmişte dile getirmiş, üstelik Erdoğan'a bu olaylarla ilgili belgeler sunmuştu. Bununla da yetinmemiş, siyasetçiler, bürokratlar ve özellikle de gazetecilerle yüzlerce toplantı yapmış, belge bilgi paylaşmıştı. Bugün içi boş dediği Ergenekon soruşturmasındaki Karargâh Evleri soruşturmasını ilk kez gündeme getiren kişi kendisi değil miydi? Trakya MİT Bölge Başkanlığı'nın istihbarat raporunu dikkate alıp, Trakya'da soruşturma yapmıştı. Ergenekon savcılarına soruşturmalarla ilgili tanık olarak bilgileri kim vermişti acaba? "Cami bombalama timleri gibi saçma sapan iddialar" ifadesini kitabında kullanmasına rağmen, Fatih-Çarşamba'yı askerlerin havaya uçuracağı bilgisini geçmiş yıllarda nasıl elde etmişti? Bu bilgiyi öğrenmek için kullandığı istihbarat tekniği neydi? Kimlerle bunları paylaşmıştı? Peki ne olmuştu da Hanefi Avcı bir anda kırılma yaşamıştı? Dün savunduğu olayları bugün bir cemaatin komplosu olduğunu iddia edecek noktaya gelmişti?

Yaşadığı kırılma noktaları

Hanefi Avcı yaklaşık yedi yıldır bir kırılma evresindeydi. İlk kırılma anı, Kaçakçılık ve Organize Şube Müdürlüğü görevinden alınmasıyla gerçekleşti. Dönemin İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu'nun cemaate yakınlığından dolayı cemaatin kendisine operasyon yaptığını düşünüyordu. Ancak unuttuğu iki nokta vardı. Beyaz Enerji Operasyonu sonrası Ağrı'da yaptığı operasyonla AKP'nin ayağına basmıştı. İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu'nun oğlu Murat Aksu'yu gözaltına almaya çalışması ise ipleri koparmıştı. Avcı adına ikinci

kırılma anı Sabri Uzun'un İstihbaratın başından alınması oldu. Avcı, Uzun, Emin Aslan ve Mustafa Gülcü iyi arkadaşlardı ve mümkün olduğunca birlikte hareket etmeye çalışıyorlardı. Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Aslan'ın uyuşturucu baronuyla makamında görüşmesinin ardından tutuklanması kırılmayı derinleştirdi. Avcı, bu işi cemaatin yaptırdığına inanıyordu. Aslan'a kefil olduğunu kamuoyuna açıkladı. Savcılığa verdiği ifadede ise geri adım attı. "Emin Aslan yapmamıştır diyemem" noktasına geldi.

MİT'in başına geçmek istedi

Hanefi Avcı açısından son kırılma ise beklediği dört makamla ilgili oldu. Önce Emniyet İstihbarat Başkanlığı görevine atanmak istendi. Ardından Celalettin Cerrah'ın yerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne gelmeye çalıştı. Burası olmayınca bu kez Ankara Emniyet Müdürlüğü için kulisler yaptı. En önemli ve son hamlesi ise MİT'in başına geçmek istemesiydi. Türkiye'de bu makama gelebilecek tek kişinin kendisi olduğunu düşünüyordu. Tüm bu beklediği makamlar olmayınca Avcı, cemaatin kendisinin önünü tıkadığını düşündü. Askerlerin YAŞ sürecinde eski konuma gelip, kendilerinden hesap soracağını analizinde bulunmasıyla da askere yakın durmaya çalıştı. Dün savunduğu hatta tanık olarak savcılara belge ve ifade verdiği olayları, bugün inkar etmeye başladı.

Hanefi Avcı için son kırılma noktası, beklediği dört makamla ilgili oldu. Avcı, MİT'in başına geçmek istiyordu.

Kitapla ilgili haberlerin gazetede yer alması üzerine Hanefi Avcı'yı aradım. Kendisinden röportaj talebinde bulundum. Avcı "bir hafta sonra görüşelim" dedi. Umarım yazdıklarımdan ve tartışmalardan dolayı Avcı sözünden caymaz. 2003-2005 yılları arasında bizzat içinde bulunduğu darbe planlarını engelle süreciyle ilgili yer, zaman ve mekan belirterek soracağım yüzlerce soruya cevap verir.

Mehmet Baransu / Taraf



Bu haber 2,370 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,678 µs