En Sıcak Konular

Banladeş'teki Müslümanların sıkıntıları...

20 Ağustos 2010 14:10 tsi
Banladeş'teki Müslümanların sıkıntıları... MAZLUMDER Dış İlişkiler Komitesi üyesi Asım Sinan Karakurt ve İHH Bangladeş sorumlusu Sait Demir, Cemaati İslami’ye yönelik baskıların arttığı Bangladeş’te cemaatin Genel Sekreter Yardımcısı ve Yüksek Mahkeme Avukatı Abdur Rezzaq ile son dön

Cemaatin son durumu hakkında bilgi verebilir misiniz?

Cemaatin şu an ki durumu hiç iyi değil ancak, biz hiçbir zaman ümidimizi kaybetmedik. Cemaatin liderlerinden önde gelen 4 kişi (Cemaat-i İslami başkanı Motur Rahman Nizami, yardımcısı Ali Ahsan Muhammed Mücahit, ve diğer iki üst düzey yöneticisi Muhammed Kamaruzzaman ve Abdülkadir Mollah) 40 yıl önceki bağımsızlık savaşına karşı çıkmaları gerekçe gösterilerek ispatlanmamış bir suçtan dolayı tutuklandılar. Bangladeş’te şu an mevcut olan yasalara göre polis suç işlediği kanıtlanmamış ama suç işleme ihtimali olan kişileri bir ay boyunca gözaltında tutabilmektedir. Bu tutuklamaların tüm dünya tarafından bilinmesine rağmen şu anda hiçbir şey yapılamıyor.

Şu an içeride kaç tutuklu var ve tutuklananların durumları nasıl?

Şu anda sadece cemaati İslami mensubu olduğu için tutuklu bulunan insan sayısı 3 binden fazla. Tutuklu bulunan bu kişilere yönelik işkence ve kötü muamele iddiaları söz konusudur. Önde gelen 4 kişinin tutuklanmasından sonra bu kişiler sorguya çekilmişler. Tutuklanan liderlerden iki tanesi ciddi fiziki işkenceye diğerleri ise psikolojik işkenceye maruz kalmıştır. Tutuklu bulundukları hücrelerin koşulları da bir o kadar kötüdür. Tutuklananların hapishaneye gönderilmesiyle birlikte öncekine göre durumları biraz daha iyidir.

Cemaate ve cemaate bağlı kuruluşlara tutuklamalar haricinde ne tür baskılar yapılıyor?

Bangladeş önceden İslam’ın daha özgür yaşandığı ve İslami hassasiyetlerin olduğu bir ülkeydi. Geçtiğimiz senelerde yapılan anayasa değişikliğiyle birlikteyse tam laik bir devlet haline gelmiştir. Tüm sıkıntılarımızın kaynağını da bu oluşturuyor. Bunun yanında cemaatle bağlantılı kimselerin telefonları dinlenerek ne tür faaliyetlerin yapıldığı, kimlerle görüşüldüğü ve cemaate kimlerin yardım ettiği takip edilmektedir. Yine internet arama motorlarında “İslam, cemaat” gibi kelimeler arattırıldığında bunun kim tarafından ve nerede yapıldığı kayıt altına alınıyor. Eski anayasaya göre telefon dinlemek hükümetlerin dahi yapamayacağı yasadışı bir olaydı ancak bu hükümet bunu yasallaştırdı.

Cemaatin tutuklu bulunan liderlerinin Bağımsızlık savaşına karşı geldikleri için tutuklandıklarını biliyoruz. Bunların haricindeki binlerce kişi hangi gerekçelerle tutuklanıyorlar ve bunların akıbetleri nedir?

Tutuklamalar tamamen siyasidir. Geçerli herhangi bir gerekçeleri yok. Demokratik bir ülke olmasına ve yasalarında tüm siyasi gruplara siyaset yapabilme, toplanma ve gösteri yapma hakkı tanımasına rağmen Cemaat bu haklardan mahrum bırakılmaktadır ve bu ayrımcı tutum açıkça dile getirilmektedir. Hatta polis için beş kişinin dahi bir araya gelmesi tutuklanmaları için geçerli bir sebeptir. Tüm bu haklardan mahrum bırakılmasına rağmen Cemaati kapatmamışlardır.

Tüm siyasi faaliyetlerini yasaklamalarına rağmen neden Cemaati hala kapatmıyorlar?

Uluslararası kamuoyundan gelebilecek tepkileri önlemek adına hükümet, partiyi kapatmadan onu işlevsiz kılma çabası içerisindedir. Şu an yürürlükte olan laik anayasaya göre hiçbir parti İslami bir faaliyet yapamaz ve İslami kavramların adını dahi kullanamaz. Bu durumda Cemaat zaten yasadışı bir parti durumundadır ve Cemaati gelecek seçimlere dahil etmeme planları yapılmaktadır.

Tutuklamalar nedeniyle halk ve sempatizanlar nezdinde Cemaate olan bakış açısı değişti mi ve hükümetin suçlamalarına karşı herhangi bir karşı faaliyet yürütülüyor mu?

Baskıların ve karalama kampanyalarının başlamasıyla beraber Cemaatin karşına büyük bir medya gücü çıktı ve Cemaat üyeleri işlemedikleri suçlarla (tecavüz, adam öldürme, işkence vb.) suçlandı. Buna karşı Cemaat ise 1971’deki bağımsızlık savaşına sadece politika gereği karşı çıktıklarını bunun dışındaki suçlamaların gerçek olmadığını söyleyerek kendisini savunmaya çalışmaktadır.

Cemaatin önde gelenlerinden biri olarak size karşı ne tür bir suçlama yapılıyor?

Geçtiğimiz günlerde hukuk büromuzda bomba yapıldığı gerekçesiyle polis tarafından bir arama yapıldı. Bu ve benzeri psikolojik araçlarla bizleri yıldırmak istiyorlar. Bunu yapmalarındaki asıl sebep ise Cemaati İslami’nin tüm hukuki davalarıyla sadece bizim ilgilenmemizdir. Bu nedenle Bangladeş yasalarının verdiği yetkilere dayanarak avukatlık yapmamızı ve müvekkillerimizi savunmamızı suç olarak kabul ediyorlar. Eğer bizleri tutuklarlarsa Cemaatin hukuki olarak savunulması imkansız hale gelecektir.

Cemaat olarak, Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu veya Cumhurbaşkanı Abdullah Gül gibi Türkiye Cumhuriyeti yetkilileriyle herhangi bir temasınız oldu mu?

Geçen sene aralık ayında Ankara’da başbakan danışmanlarından İbrahim Kalın tarafından Davutoğlu ile bir görüşme ayarlandı. Abdullah Gül ile gerek Bangladeş ziyareti esnasında gerekse Türkiye’de bir görüşme ayarlanılmaya çalışıldı ama netice alınamadı. Bunlara ek olarak Davutoğlu ile karşılıklı yapılan telefon görüşmeleri ve gönderilen maillerle de son durumlarla ilgili haberler verilmektedir.

Türkiyeli Müslümanlardan ve STK’lardan beklentileriniz nelerdir?

Cemaati İslami’nin uluslararası hukuka göre “savaş suçu” işlemediği sadece politika gereği Bağımsızlık savaşını desteklemediği dünya kamuoyuna MAZLUMDER aracılığıyla duyurulabilir.

Uluslar arası arenada savaş suçluları (Naziler, Afrikalı ve Güney Amerikalı diktatörler) uluslararası hukuka göre bağımsız mahkemelerde yargılanırken Bangladeş’te tamamen keyfi bir uygulama söz konusudur. Bangladeş hükümeti suçladığı kişileri kendi hukukuna göre yargılayacak ve yine suçlarını kendi yöntemleriyle ispat edecek ve böylece bu kişileri idam edecek. Eğer uluslararası hukuka göre yargılansalar suçsuz oldukları açığa çıkacaktır.

STK’lar aracılığıyla Müslüman halkın Bangladeş’te yaşananlar konusunda bilgilendirilmesi ve tepki göstermesi sağlanabilir. Ayrıca STK’lar aracılığıyla Türk hükümeti tarafından Bangladeş hükümetine baskı yapılması sağlanabilir.

İKÖ Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu ve Ahmet Davutoğlu’yla sizler aracılığıyla ayarlanacak bir görüşmede onları durumumuzdan daha detaylı bir şekilde haberdar edebiliriz.

Bizlere vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. Allah yardımcınız olsun. Dualarımız sizlerle beraber.

 



Bu haber 1,100 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,626 µs