Çelik: Provokasyon CHP'lilerin işi

19 Ağustos 2010 16:54 tsi
Devlet Bakanı Faruk Çelik, Hacıbektaş'ta yaşanan protestolarla ilgili CHP'ye mensup vatandaşlar suçladı. Çelik, "Bu ellerinde CHP'nin bayraklarını taşıyan insanların yapmış olduğu provokatif bir eylemdir." dedi ve ekledi:

Devlet Bakanı Faruk Çelik, Kırgızistan Ata Meken Partisi Başkanı Ömürbek Tekebayev ve beraberindeki heyeti kabul etti.

Bakan Çelik, Başbakanlık Merkez Bina'daki kabulde yaptığı konuşmada, dost ve kardeş ülke Kırgızistan heyetini Türkiye'de görmekten memnuniyet duyduğunu söyledi.

Tekebayev'in Kırgızistan'da 10 Ekimde yapılacak seçimler öncesinde Türkiye'ye yaptığı ziyaretin çok önemli olduğunu ifade eden Çelik, ''Kırgızistan'da nisanda başlayan ve hepimizi huzursuz eden olumsuz hadiseler ve hayatını kaybeden birçok soydaşımız oldu. Bu süreçte Türkiye bu olayları dikkatle izledi ama tek tesellimiz bu olumsuz olayların ülke sathına yayılmaması oldu'' dedi.

Bakanlıklarına bağlı TİKA ve Türk Kızılayının bu süreçte dost ve kardeş ülke Kırgızistan'a her türlü yardımı yaptığını vurgulayan Çelik, ''Tıbbi araç gereçlerden tutun da diğer tüm ihtiyaçların karşılanması konusunda adeta ülke olarak, hükümet olarak seferber olduk. Ayrıca 3 Temmuzda imzalanan protokolle kardeş ülkemize Türkiye'den 21 milyon dolarlık insani yardımın yapılması kararlaştırıldı'' diye konuştu.

Türkiye'nin başta Kırgızistan olmak üzere tüm kardeş ve dost ülkelerdeki barışın, dayanışmanın, kardeşliğin çok önemli olduğuna inandığını belirten Çelik, şöyle devam etti:

''Bu çerçevede bildiğiniz gibi 27 Nisanda yapılan anayasa reformu çerçevesinde yeni anayasanın yüzde 90 oyla kabul edilmesi ve 1 Temmuzda yürürlüğe girmesi gerçekten memnuniyet verici bir gelişmedir. Bu reform sürecinde Sayın Başkanın önemli rol üstlendiğini biliyoruz.

Kırgızistan'da bu anayasa reformuyla başkanlık sisteminden parlamenter sisteme geçilmiş bulunuyor. 10 Ekimde parlamento seçimleri gerçekleşecek. Şeffaf bir şekilde, tıpkı anayasa reformu gibi çok başarıyla geçeceğine inandığımız bu seçimler Kırgızistan'ın demokratikleşme sürecine katkı sağlayacak. Bu normalleşme, demokratikleşme sürecinde görev alan tüm dostlarımızı kutluyoruz.''

''AMACIMIZ ULUSLARARASI GÜVENİ ARTIRMAK''

Tekebayev ise Kırgızistan'da tarihi değişiklikler yaşandığını ifade ederek, ''7 Nisanda Kırgızistan'da ihtilal gerçekleşti. Yeni bir anayasa hazırlandı. Geçici Cumhurbaşkanı olarak Roza Otunbayeva seçildi. Kırgızistan'da, Orta Asya ülkelerinde tarihte ilk kez bayan cumhurbaşkanı olması ve parlamenter sistemin kurulması önemli'' dedi.

Bu dönemlerde Türkiye'nin her zaman yanlarında olduğuna ve kendilerine destek verdiğine işaret eden Tekebayev, ''1991 yılında da Türkiye, Kırgızistan devletini tanıyan ilk ülke olmuştur. Referandum sonucunu ve yeni cumhurbaşkanı tanımada ilk Türkiye bize elini uzattı. Siyasi ve manevi destek dışında daima maddi ve insani yardımda bulundu. Kırgızistan Hükümeti adına yardımlarınız için teşekkürlerimi sunarım'' şeklinde konuştu.

Kırgızistan'daki seçimlerden önce Türkiye'yi ziyaret ettiğini anlatan Tekebayev, ''Bu bizim için sembolik bir anlam taşıyor. Biz bununla Kırgız halkına bizim partimizin dış siyasete ne kadar önem verdiğini, İslam ve Türk dünyasına yönelik siyasi ilişkilerimizi yeni bir seviyeye yükseltme arzusunda olduğumuzu anlatmak istiyoruz'' dedi.

Kırgızistan'da yeni hükümet ve parlamento oluşunca Türkiye ile ilişkilerinin daha yüksek seviyeye ulaşacağını vurgulayan Tekebayev, şunları kaydetti:

''Bizim önümüzde iki amaç var. Birincisi insanların seçimlere güvenini artırmak, ikincisi uluslararası güveni artırmak. Sonbaharda yapılacak seçimlerde Türkiye kendi gözlemcilerini göndererek rapor hazırlamada yardımcı olursa çok iyi olur. Bizim için Kırgızistan'da seçimlerin şeffaf bir şekilde gerçekleştiğini bütün dünyanın bilmesi çok önemli.''

Bakan Çelik de 6 aylık sürede Kırgızistan'ın reformları bu derece hızlı gerçekleştirmesinin takdire şayan olduğunu belirterek, bunların dünyanın Kırgızistan'a bakış açısında güven ortamının oluşmasına ciddi katkı sağlayacağını kaydetti.

''(HACIBEKTAŞ'TA YAŞANANLAR) BU BİZİMLE ALAKALI HADİSE DEĞİLDİR. BU, ELLERİNDE CHP'NİN BAYRAKLARINI TAŞIYAN İNSANLARIN YAPMIŞ OLDUKLARI PROVOKATİF BİR EYLEMDİR. KONUNUN ÖZÜ BUDUR''

Bakan Çelik, bir gazetecinin ''Hacıbektaş'taki olaylar'' ile ilgili sorusu üzerine, Hacı Bektaş Veli'nin Anadolu'nun hamurunu yoğuran önemli önderlerden biri olduğunu anlattı.

Hacı Bektaş Veli'nin gelecek yüzyıllara rehberlik eden büyük bir şahsiyet olduğunu vurgulayan Çelik, şöyle devam etti:

''Buralar birleştirici mekanlardır, ayrıştırıcı mekanlar değildir. Yunus Emre öyledir, Mevlana öyledir, Hacı Bektaş Veli, Ahmet Yesevi öyledir ve daha birçok değerler öyledir. Ne yazıktır ki son yıllarda buraları siyasi mekana dönüştürülmüş ve bu siyasi mekan çerçevesinde adeta bir propaganda alanı olarak kullanılmaya çalışılmış.

Oraya bir partinin genel başkanının gelmesi ve konvoyla gelen CHP mensubu vatandaşlar, Hacı Bektaş'ı anlamadan, okumadan, dinlemeden, bulundukları yeri dikkate almadan çok ayrımcı, Hacı Bektaş'ın hiç arzulamadığı ayrıştırıcı bir üslubu orada kullandılar ve kendileri mahcup oldular.''

Hacı Bektaş'ta yaşayanların en ufak bir olumsuzluğu ya da tepkisiyle karşılaşmadıklarını, çok sayıdaki Alevi dedesinin gelip kendilerinden özür dilediğini belirten Bakan Çelik, ''Bu bizimle alakalı hadise değildir. Bu, tamamen siyasi partiye mensup insanların, ellerinde CHP'nin bayraklarını taşıyan insanların yapmış oldukları provokatif bir eylemdir. Konunun özü budur'' dedi.

Bakan Çelik, şunları kaydetti:

''CHP Genel Başkanı'nın gayretlerinin, bu işin yanlış olduğu, birleştirici mekanda ayrıştırıcı ifadelerin kullanılmaması gerektiği şeklindeki ifadelerinin de etkili olmaması çok dikkatimizi çekti. Ona da dikkat etmeyen bir güruh oradaydı. Onları biz Hacı Bektaş'a havale ettik. Umarım Hacı Bektaş'ı okurlar ve o mekanın, o şahsiyetin ne söylediğini, ne anlama geldiğini süreç içinde anlarlar. Bizden ziyade Hacı Bektaş'a ayıp etmişlerdir. Üzüntümüz de şudur; Hacı Bektaş'ı anma, bir birleştirici mekan olmaktan çıkarsa yazık olur. Orada hangi görüşte olursa olsun herkese kapılar açıktır. Hiç olmazsa, oralarda buluşmamız, birleşmemiz gerekirken, oraları da siyasi mekan haline dönüştürürseniz, Türkiye'ye yapılabilecek, değerlerinize yapılabilecek en büyük kötülüktür.

Biz Hacıbektaşlılarla gün boyu beraberdik. Herkes baş tacı etti. Herkesle birlikteydik ama orada anlık gelip, provokasyonu yapıp otobüslere binip gidenler Hacıbektaş'tan çok uzak kişiler.''

Bu haber 737 defa okundu.