Çelik: Her birimiz bir şey değiştirse her şey değişir

17 Ağustos 2010 11:35 tsi
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik 12 Eylül'de yapılacak olan referandumdan Anayasa değişikliğine 'evet' çıkması durumunda Türkiye'de yeni bir iklimin, yeni bir devrin başlayacağını söyledi.

Referandumda herkesin oy kullanması gerektiğine işaret eden Çiçek, 'oyum bir tane ben bir şeyi değiştiremem' denilmemesi gerektiğini kaydederek, "Her birimiz bir şey değiştirse her şey değişir." dedi.

Tatil Sabahı programında Cihan'ın sorularını cevaplandıran Çelik, 12 Eylül'de, 30 yıl önce yapılan askeri bir darbe ürünü olan anayasayı kısmende olsa hep birlikte değiştireceklerini ümit ettiklerini dile getirdi. Referandumun bayramdan hemen sonraki güne denk geleceği için halkla birlikte çifte bayram yapacaklarını ifade etti. "Anayasa değişikliği Ak Parti'nin anayasasıdır" dememenin çok gülünç bir iddia olduğunu söyleyen Çiçek, "Kanunlar çıktıktan sonra bütün milletin anayasasıdır. Anayasalar devlet ve millet arasında bir sözleşmedir. Mevcut anayasamız devleti birey karşısında güçlü kılan, devleti korumaya alan, devleti her konuda haklı kabul eden ve kendi halkına şüpheyle yaklaşan bir yapıya sahiptir.Ya bu memleket demokratik bir Cumhuriyet olacak, ya da halkın iradesinin üstünde olan bürokratik bir Cumhuriyet olacak." dedi.

ARTIK BİREYİ DEVLET KARŞISINDA GÜÇLÜ KILAN BİR YAPI OLMASI GEREKİYOR

Artık bireyi devlet karşısında güçlü kılan bir yapının olması gerektiğini dile getiren Çiçek, TBMM'de gurubu bulanan bütün partilere 'gelin Anayasa değişikliğini birlikte yapalım' dediklerini anlattı. Çelik, şöyle devam etti: "Bir şeref söz konusu olacaksa bu şeref hepimize ait olsun. Belki halkımızı bu sıcak günlerde sıkıntıya, referandum telaşına sokmamış olacaktık. Buna yanaşmadılar. Buna yanaşmayanlar bunu Ak Parti getirdi diye bizi suçluyorlar. Bu güne kadar değişim dönüşümleri de Ak Parti yaptı. Sağlık reformunu da AK Parti yaptı. Şimdi vatandaş Ak Parti yaptı diye bu güzelliklerden, nimetlerden yararlanmasın mı? Bu sakat bir mantıktır. Halkımız bu kara propagandaya pirim vermeyecektir. Daha fazla özgürlük anlamına gelen bu değişiklik paketine 'evet' oyu verecektir. Böylece Türkiye'de yeni bir iklim, yeni bir devir başlayacaktır."

"TÜRKİYE AYAĞINDAKİ PRANGALARDAN KURTULMAK ZORUNDA"

7,5 yıldır iktidarda olduklarını ifade eden Çelik, halkın iktidara bir emanet teslim ettiklerini söyledi. Çelik, "Biz bu emaneti el üstünde, baş üstünde tuttuk. Halkımızın başını dik tuttuk. Her alanda yaptıklarımız ortada. " dedi. Türkiye'nin ayağındaki prangalardan kurtulmak zorunda olduğuna işaret eden Çelik, bu değişikliğin bu prangaları kıracağını kaydetti. Anayasa değişikliğinin 13 Eylül'de getireceklerini Çelik şöyle sıraladı:"Bireysel hak ve hürriyetleri arttıracak. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar, gaziler, engelliler ve şehitlerin dul ve yetimleri bundan sonra pozitif ayrımcılığa tabii tutulacak. Onların lehine yapılacak hiçbir şey Anayasa engeline takılmayacak. Anayasal güvenceye kavuşturulacaklar. Memurlar toplu sözleşme imzalayacak. İşçilerimiz, Uluslararası Çalışma Örgütünün şu da eksik dediği haklara kavuşacak."

"SUSUZLUKTAN ÖLÜRSÜN KUSURA BAKMA"

Anaya değişiklik paketine göre HSYK'nın ihraç kararlarının da yargı denetimine gireceğini dile getiren Çelik, HSYK'nın yapısını değiştirdiklerini ifade etti. Yargıyı vesayet altına aldıklarını iddia edenlere cevap veren Hüseyin Çelik, adliye teşkilatlarına yaptıkları yenilikleri anlattı. Çelik, "3 yüksek mahkemenin binası da bizim hükumetimiz zamanında yapıldı. Neden kendi yargımıza karşı olalım. HSYK'nın üye sayısı 22'ye çıkarıldı. Bunun 16'sını yargı organları kendisi seçecek. Daha demokratik bir yapıya kavuşacak. Biz böyle nasıl yargıyı işgal etmiş oluyoruz?" ifadelerini kullandı.

CHP'nin Anayasa değişikliği ile ilgili söylediklerinin Anayasa Mahkemesi tarafından çürütüldüğünü belirten Çelik, CHP'nin 'yargı benim arka bahçem ben statükonun bekçisiyim' MHP'nin de 'ben de gündüz bekçisiyim' dediğini savundu ve şunları söyledi: "BDP'de 'bu yeterli değil' diyor. Çok susamışsınız susuzluktan harap durumdasınız, biri size normal bir su getiriyor, 'yok ben bunu içmem ya zemzem getir ya da ben susuzluktan ölmek istiyorum' diyorsunuz. Şimdi bu akıllı adam işi mi? Susuzluktan ölürsün kusura bakma. Mesele bu."

cihan

Bu haber 526 defa okundu.